‘Toplum, Medya ve Sponsorların Kadın Sporcuya Bakışını Değiştireceğiz’

"Sporda kadın derken aslında kadınların daha fazla spor yapmasından önce eşitliği işaret ediyorum." Kendisi de amatör olarak sporla ilgilenen Esra Küçükyalçın ile sosyal medya ve web sitesi üzerinden kadın sporcuları görünür kıldığı ve birlikte dayanışmaya davet ettiği Sporda Kadın girişimi üzerine konuştuk. 

Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın Olimpiyatlarda aldığı başarılı sonuç sonrasında sosyal medyada çıkan cinsiyetçi ve muhafazakar görüşlü tartışmalar gündemi işgal ederken kadın sporcuları daha görünür kılmayı amaç edinen girişimler de çalışmalarını sürdürüyor. Bu girişimlerden biri de Sporda Kadın. Pilates antrenörlüğü yapan, tenis, bisiklet gibi sporlarla ilgilenen Esra Küçükyalçın, kadınların spor yapmasına yönelik toplumda halen var olan negatif algıya, medyanın cinsiyet ayrımcılığı temelli yayınlarını sürdürmesine ve kadınların erkek sporcular gibi sponsor gelirleri elde edememesi gibi dezavantajlara karşı Sporda Kadın girişimini kurmuş. Sporda Kadın sosyal medya ve web sitesi üzerinden yaptığı yayınlarla sporcu kadınların görünürlüğünü artırmayı, medya ve toplumdaki ayrımcı tutumu değiştirmeyi hedefliyor. 

Sporda Kadın girişimi fikri nasıl doğdu? Neler amaçlıyorsunuz ve halihazırda neler yapıyorsunuz?

Esra KüçükyalçınAmatör olarak koşu ve tenis ile ilgilendim, pilates antrenörüyüm ve bazı kadın derneklerinde aktif rol alıyorum. Boğaziçi Üniversitesi’nde Dijital Pazarlama eğitimi aldım. Etik ve İtibar Derneği’nde ve Yapı Kredi Bankası’nda yıllarca çalıştım. Bir gün abimin “Neden spor ve kadın konularını bir araya getirmiyorsun?” demesiyle aklıma geldi. Ama beni boş verin, benim bir derdim var, o yüzden size Sporda Kadın’ı anlatayım. Spor denilince Türkiye’de akla ilk erkek futbolu geliyor. Onun dışında etrafta duymadıkça insanların da aklında yer etmiyor. Bu algıyı değiştirmek ve farklı sporlardan da bahsedebilmek, halkın da kendi arasındaki konuşmalarda bahsetmesini ya da izlemeye gitmesini sağlamak gerekiyor. Bunun için de medyaya (geleneksel ve sosyal) çok fazla iş düşüyor. Magazin yerine spor konuları işlendikçe, sadece şarkıcılardan değil sporculardan da kendi aramızda konuşuruz, merak ederiz. Keşke tabii rakamlarla konuşabilsek ama bu tip araştırmalar maalesef yetersiz. Mayıs ayında yaptığım minik bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Örneklem olarak ünlü spor yayıncılarının Instagram hesaplarını inceledim. Haberlerin kadın sporcularla ilgili olanlara oranı şöyle: 

  • Sporx: Yüzde 0 yani mayıs ayında yaptığı paylaşım sayısı ortalama 35’lerde ve hiçbirinde kadın sporculardan bahsetmemiş.
  • Fotomaç: Yüzde 1
  • Spor Arena: Yüzde 0,3
  • Bein Sports: Yüzde 0,3

Türkiye’de spor denilince akıllarda beliren, cinsiyet ayrımcılığı temelli algıyı nasıl değerlendirirsiniz? 

medyada kadın sporcularSporda kadın derken aslında kadınların daha fazla spor yapmasından önce eşitliği işaret ediyorum. Sporla ilgilenmek isteyen kadınların olumsuz görüşler aldığı, engellendiği vakalar hala yaşanıyor. Daha yeni yaşadığımız hentbolcu Merve Akpınar olayı var. Şort giydiği için yaşadığı sıkıntıları anlattığı video gündem oldu. Başka çok örnek var. Beni arayarak “Abla futbolcuyum ama ailem antrenmana katılmama izin vermediği için antrenmanlarımı evde yapıyorum” diyen sporcular var. Cinsiyet temelli ayrımcılığı toplumsal yargı kalıplarında görebiliyoruz. Bir anda değişmesi de imkansız. Cinsiyetçi yapı sadece Türkiye’de değil dünyada da var. Artı sadece sporda değil tüm sektörlerde var. Bu dönem kadınların özgürlük için savaştığı bir dönem. Şu anda tabii çırpınarak bir şeyler yapmaya çalışsak da zamanla olumsuz bilinci tamamen değiştirmek gerekecek. Kadın sporcuları bir araya getirmek ve sponsorlara hangi sporcunun nerede eksiği var, anlatabilmek istiyorum. Sporcularla olan yakın temasımdan dolayı sorunlardan haberdar oluyorum. 

Bu noktada spor medyasına, devlete ve sivil toplum tarafındaki ilgili kurumlara ne gibi görevler düşüyor? 

Bana kalırsa en büyük görev bu bahsettiğiniz üçüne de düşmüyor. En büyük görev halka düşüyor. Çünkü bunların üçünde de inanılmaz derecede siyaset var. Aslında halkın siyaset dışında da bir araya gelebilmesi gerekiyor. İnandığınız ortak düşüncelerde de bir araya gelebilirsiniz, bunun politika olması gerekmiyor. Tabii ki herkesin kendine göre oy kullandığı bir parti var. Kimisi şortla kimi kapalı kıyafetle spor yapar. Yeni nesil artık farklı düşünüyor. Politikacılar herkesin kendi özgürlüğüne “zaten” saygı duymalı artık başka şeyler konuşalım diye düşünüyorlar.  

Toplumsal cinsiyet eşitliği, etkisini günden güne genişleten, kazanımların da görülmeye başlandığı bir alan. Türkiye’de sporda cinsiyet eşitliği özelinde yapılan çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Son zamanlarda hayata geçirilmiş projeler arasında yarattığı etki olarak örnek gösterebilecekleriniz oldu mu? 

Yapılan araştırmaları yakından takip ediyorum. En öne çıkan KASFAD (Kadınlar için Fiziksel Aktivite Derneği) tarafından her yıl yayınlanan cinsiyet eşitliği raporu, çok faydalanıyorum. Tabii aldıkları rakamlar, resmi mercilerden oluyor. Ancak resmi mercilerde detay rakamlar olmayınca da detaylandırılabilecek bulgulara ulaşmaları zorlaştırıyor.

Aynı şekilde Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Spor Kurumu Rehberi’ni inceledim ve kıymetli olduğunu düşünüyorum. Zaten yayınlandıktan sonrasında oluşturulan ve Fenerbahçe Spor Kulübü ile HeForShe‘nin düzenlediği çalıştayda da kıymetli insanlar arasında yer aldım. Spor kurumlarının bahsi geçen rehberi içselleştirmesi konusunda da iş birliğine devam edeceğim. 

‘Z Kuşağı Kadın Sporcuları Rol Model Alıyor’

Özellikle Youtube yayınlarınızla kadın sporcuların görünürlüğünü artırmak için değerli bir görev üstleniyorsunuz. İçeriklerinizi nasıl belirliyorsunuz? Daha çok hangi videolar ilgi görüyor? Çok konuşulan Z kuşağına ulaşabildiğinizi düşünüyor musunuz? 

Sporda KadınAslında Youtube’dan çok Instagram’da ve web sitesinde aktifim. Çünkü Instagram’da etkileşebiliyoruz sporcularla. Dijitalin yapısı gereği de haberler artık oralarda yer alıyor. Youtube‘ta yer alan en çok A Milli Futbol Takımı, Koç Üniversitesi Buz Pateni, Yeditepe Üniversitesi Flag Futbol gibi içerikler ilgi çekti. Buradan da Z kuşağının bu içerikleri sevdiğini anlıyorum. Videolara yaptıkları “Ben de sizin gibi olacağım” yorumları beni daha da sevindiriyor. Ayrıca Wikimedia’da sporcularla ilgili bilgileri güncelleyen ekipte gönüllü olarak yer alıyorum ve tanıtıyorum.

Sporcu kadınların “Bizi bir araya getirmelisin” demeleri beni de cesaretlendiriyor. Şöyle bir sıkıntı var; kaynaklar sınırlı. Bu da kaynak yaratmanın gerekliliğini ortaya koyuyor. Kız çocuklarının heyecanı tam anlamıyla yaşayabilmeleri için rol modelleri ile bir araya gelmeleri, tanışmaları, fiziken yaklaşmaları ve yakından görmeleri gerekiyor. Umarım etkinliklerle daha fazla kız çocukları ve genç kızlara ulaşacağımız yol olacak.

Kadın sporcular kendi temsillerine, görünürlüklerine ne kadar emek veriyor?  Özelikle dijital dünyanın sunduğu olanaklara bakınca görünür olmak, ses çıkarmak eskiye göre daha kolay. Bu noktada kadın sporculara düşen görevler neler? 

Bu konuda şöyle bir eleştirim var. Kadın sporcularla ilgili haber yapabilmek için onlarla ilgili bilgiye ihtiyacım var. Tabii buna da sosyal medyalarından ulaşabiliyorum. Habercilik evrim geçiriyor, fark ettiyseniz TV’ler de bile artık birisiyle ilgili haber yapacakları zaman kişilerin sosyal medyalarına bakıyorlar. Bu yüzden kadın sporcuların sosyal medyayı çok efektif olarak kullanmaları gerekiyor, bu şekilde seslerini daha yüksek çıkarabilirler. Sosyal medya kullanımı konusunda web sitemizdeki iletişim bilgilerinden bize de danışabilirler. 

Ayrıca Olimpiyat Komitesinin sporcular için nasıl sosyal medyayı kullanma için yayına başlamıştı. Devamı gelmedi ama bu siteden bilgi almak yine de mümkün.

Kadın sporcular ve spor kulüpleri, sponsor bulmakta hangi zorluklarla karşılaşıyorlar? Özellikle bireysel sporlarla ilgilenenler, sponsorlara ulaşmak için hangi yolları izlemeli? 

Sporda Kadın büyüdükçe yani bir zaman sonra Sporda Kadın’a başvurmaları yeterli olacak. Şu anda ise sponsorların ilk baktığı şey takipçi sayısı oluyor. Buna göre bütçelendiriyorlar. Ne kadar takipçilerini arttırırlarsa o kadar ön plana çıkıyorlar. Sporcular da biz influencer değiliz diye düşünüyorlar. Ayrıca bir de sponsor var. Uluslararası arenada şampiyonlukları olan bir sporcuysanız bilindik marka ile çalışma şansınız çok yüksek. Diğer sponsorlar içinse kendiniz içerik üretmeniz gerekiyor. Influencerların yöntemleri de birkaç uygulama üzerinden sponsorların verdiği dağıtmak şeklinde oluyor. Ya da ajanslarla çalışarak post başına ücret alabiliyorlar.