2022-23 Eğitim-Öğretim Yılında Hangi Gelişmeler Öne Çıktı?

Eğitim Reformu Girişimi (ERG), her yıl hazırladığı Eğitim İzleme Raporlarının 2023 versiyonunu kamuoyuna sundu. Raporda, eğitim politikaları iki ayrı bölümde inceleniyor. İlk bölümde ERG’nin düzenli olarak izlediği eğitim izleme göstergeleri yer alıyor. 'Krizler Çağında Eğitim' başlıklı ikinci bölümde ise COVID-19’un ve 6 Şubat 2023 tarihli depremlerin eğitime etkileri ile içinde bulunduğumuz çoklu krizler dönemi eğitim çerçevesinde ele alınıyor.

2007 yılından bu yana her yıl eğitim alanındaki gelişmeleri izleyerek Eğitim İzleme Raporları’nda değerlendiren ERG, Eğitim İzleme Raporu 2023’ü, Minerva Han’da düzenlenen etkinlikle kamuoyuna sundu.

Etkinlikte konuşan ERG Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Yıldırım, nitelikli eğitimin Cumhuriyetin ikinci yüzyılında da önemli bir hedef olduğunu vurguladı. Raporun koordinasyonunu üstlenen ERG Politika Analisti Ekin Gamze Gencer ise “Krizler çağında yaşıyoruz. Bu yüzden raporda salgın, deprem ve iklim krizi gibi diğer krizleri de ele aldık. Raporun bu krizlerle mücadelede faydalı olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.

Açış konuşmalarının ardından raporun yazarlarından Politika Analisti Özgenur Korlu, Politika Analisti Sinem Sefa Akay, Araştırmacı Kayıhan Kesbiç ve Araştırmacı Helin Su Kotan rapordan öne çıkan bulguları sundular.

Eğitim İzleme Raporu 2023’ün (EİR 2023), ilk bölümü “Eğitim İzleme Göstergeleri 2022-23”te eğitimde yönetişim, eğitimin finansmanı, öğrenciler ve eğitime erişim, eğitimin içeriği, eğitim ortamları, öğretmenler ve eğitimin çıktıları olmak üzere altı başlıkta eğitimdeki gelişmeler değerlendiriliyor, ihtiyaçlara işaret ediliyor.

‘Hanehalklarının Eğitim Harcamaları Artıyor’

Rapora göre, Türkiye’de eğitim hizmetlerinin finansmanı ağırlıklı olarak kamu idaresi tarafından karşılansa da eğitim harcamalarında hanehalkının payının izlenmesi eşitlik, adalet ve kapsayıcılık ilkeleri açısından önemli. Hanehalkı eğitim harcamalarının payı ise artıyor. 2021’de kamu harcamalarının payı 2 yüzde puan azalarak son 10 yıldaki en düşük seviyeye, yüzde 68,7’ye geriledi. Aynı dönemde özel harcamaların payının ise en yüksek düzeye çıktığı, yüzde 30,9 olduğu görülüyor. Eğitim harcamalarının içerisinde hanehalkı eğitim harcamalarının payı yüzde 20,9, özel tüzel kişiliklerin harcamalarının payı ise yüzde 10,0.

‘Eğitime Erişim Göstergeleri Ne Diyor?’

Raporda okullulaşma verilerine de yer veriliyor. Okullulaşma ortalamalarındaki artışların önemli olduğu vurgulanıyor. Ancak bölgeler arasındaki farkların devam ettiği ve zorunlu eğitim çağında olmasına karşın eğitim dışında kalan çocuklar olduğu belirtiliyor. Rapora göre, 2022-23 eğitim-öğretim yılında zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 442 bin 643 çocuk eğitimin dışında. Bu çocukların yüzde 49,9’u oğlan, yüzde 50,1’i ise kız çocuk. Öte yandan raporda, çocuğun okula kayıt olmasının tek başına ne okula devam ettiğini ne de nitelikli eğitim hakkının gerçekleştiğini gösterdiğinin altı çizilerek, 20 gün ve üzeri devamsızlık yapan öğrenci oranının ilköğretimde yüzde 16,7, ortaöğretimde ise yüzde 16,4 olduğu belirtiliyor. 9. sınıfta sınıf tekrarının en yüksek olduğu program türü ise yüzde 27,2 ile mesleki ve teknik eğitim. Okulöncesi eğitimde okullulaşma oranlarının düzenli bir ivmeyle arttığının belirtildiği raporda, okulöncesi eğitimin 5 yaşta hâlâ zorunlu eğitim kapsamında olmadığının da vurgulanıyor. Raporda, okullulaşma ortalamalarındaki artışların önemli olmakla birlikte, değerlendirmelerin yalnızca artış üzerinden yapılmasının okulöncesi eğitime erişimdeki eşitsizliklerin görmezden gelinmesine sebep olabildiğine değiniliyor.

EİR 2023’te, Uluslararası Okuma Becerilerinde Gelişim Araştırması (PIRLS) 2021’in sonuçlarına göre, Türkiye’nin bu araştırmaya katılan OECD ülkeleri arasında temel altı düzeydeki öğrenci oranının en yüksek olduğu hatırlatılarak, Türkiye’nin uluslararası ortalamayı yakalayabilmesi için özellikle temel altı ve temel seviyedeki öğrencilere yönelik müdahale programlarına ihtiyacı olduğu belirtiliyor.

Öğretmenlere ilişkin göstergelerin öğretmen sayıları, maaşları, öğretmen ihtiyacı gibi alanlarla sınırlı kaldığının vurgulandığı raporda öğretmenlerin eğitim sistemine ilişkin görüşlerini ve ihtiyaçlarını düzenli olarak toplayan ve bunları analiz eden çalışmalar olmadığı vurgulanıyor. Raporda, kademelere göre öğretmen sayılarındaki değişime, kademe ve okul türüne göre öğretmen başına düşen öğrenci sayılarına da yer veriliyor.

‘Krizler Çağında Eğitim’

Raporun ikinci bölümü olan “Krizler Çağında Eğitim”de ise Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı, COVID-19 salgını, Kahramanmaraş merkezli depremler, iklim krizinin etkisiyle afete dönüşen seller, yangınlar ve sıcak hava dalgaları gibi krizlerin eğitime etkileri değerlendiriliyor. Raporda, ILO ve UNICEF’in, 2020 yılında çocuk yoksulluğunda ani ve ilk defa görülen bir küresel artış yaşandığına dikkat çektiği hatırlatılıyor. Salgının etkisiyle derinleşen çocuk yoksulluğunun özellikle 12 yaş üstündeki ve ergenlik dönemindeki kız çocukların eğitime devamları dışında kişisel güvenliklerinin, bedensel özerkliklerinin, sağlıklarının, akran desteğine erişimlerinin ve sosyal bağlantılarının olumsuz yönde etkilendiğinin birçok uluslararası kuruluş tarafından raporlandığı ifade ediliyor.

‘Kahramanmaraş Merkezli Depremler Eğitimi Nasıl Etkiledi?’

Raporda, Kahramanmaraş merkezli depremlerin çocuklar ve eğitim üzerinde etkilerinin devam ettiği;  deprem bölgesinde 936 okul, 11 bin 738 dersliğin kullanılamaz hâle geldiği belirtiliyor. Öğrenciler, veliler ve öğretmenlerin barınma ve ulaşım sorununun devam ettiğine ve  psikolojik ilk yardım desteğine ihtiyaç duyduklarına da yer veriliyor.

Krizlerin eğitim hakkına ve çocuk haklarına olan etkilerinin giderek artacağına işaret edilen raporda, salgın ve depremin yanı sıra iklim ve biyolojik çeşitlilik krizlerinin etkileri sonucunda oluşan çeşitli afetlerin de eğitimi etkilemeye başladığının altı çiziliyor. İklim değişikliği ve afetler konusunda eğitim sistemini güçlendirmenin ve daha kapsayıcı hâle getirmenin bu sorunlarla başa çıkmak için önemli bir adım olacağı belirtiliyor. Raporda, süregelen çoklu krizleri ele almak için kapsamlı, özgün, uzun vadeli, çok disiplinli ve çocuğun iyi olma hâlini merkeze alan eğitim politikaları oluşturulmasının önemi vurgulanıyor.

Eğitim İzleme Raporu 2023’e ulaşmak için buraya tıklayınız.