‘Öğretmenlik Meslek Kanunu Öğretmenlerin Motivasyonunu Olumsuz Etkileyecek’

TBMM'de görüşülerek yasalaşan Öğretmenlik Meslek Kanun'u değerlendiren eğitim uzmanları, eğitim sendikaları ve eğitim alanında çalışan STK'lar, kanunun katılımcı bir süreçten uzak olarak hazırlandığı; bir meslek kanununun içermesi gereken düzenlemeleri içermediği ve bazı maddelerin öğretmenlerin mesleki motivasyonunu olumsuz etkileyeceği tespitini yapıyor.

Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) Blog sayfasında yer alan ve Hakan Yavuzyılmaz (Denge ve Denetleme Ağı ARGE Koordinatörü) ve Eren Çağdaş Bilgiç (Mecliste.org Koordinatörü) tarafından kaleme alınan yazı; dün TBMM Genel Kurul’da kabul edilerek yasalaşan 12 maddelik Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu değerlendiriyor.

Yasada aday öğretmenlik döneminden sonra “öğretmen”, “uzman öğretmen” ve “başöğretmen” olmak üzere öğretmenliğin üç kariyer basamağına ayrılması öngörülüyor. Öğretmenlerin bu unvanlara sahip olabilmeleri de meslek yılı, sınavda alınacak puan gibi şartlara bağlanıyor. Ayrıca öğretmenlere “3600 ek gösterge” uygulamasına ilişkin düzenlemenin yürürlük tarihi ise 15 Ocak 2023 olarak belirleniyor.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda Eleştirilen Hususlar

Gerek eğitim uzmanları gerekse eğitim sendikaları ve eğitim alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, mevcut hâliyle kanun, bir meslek kanununun içermesi gereken düzenlemeleri içermediği ve bazı maddelerin öğretmenlerin mesleki motivasyonunu olumsuz etkileyeceği yönünde görüş bildiriyorlar.

Bu eleştirilerin başlıcaları:

  • Öğretmenlik mesleğinin üç kariyer basamağına ayrılmasının iş barışını ve öğretmenin motivasyonunu bozma riski,
  • Öğretmenlerin kariyer basamağına göre veli ve öğrenci tarafından tercih edilip edilmemesine yol açma, öğretmenleri veli ve öğrenciler gözünde ayrıştırma potansiyeli,
  • 3600 ek göstergenin sadece 1. kademe öğretmenlere yansıtılmayacak olması ve uygulama tarihinin 2023 yılına çekilmiş olması,
  • Düzenlemenin yer değiştirme hakkı dışında sözleşmeli öğretmenlerin sorunlarına ve statülerine dair bir çözüm getirmemesi,
  • Ücretli öğretmenlerin ve özel okul öğretmenlerin sorunlarını,
  • Öğretmenlikte arz-talep arasındaki dengesizliği kapsamaması,
  • Öğretmen açığı ve norm fazlası öğretmenler sorunlarını çözecek bir düzenlemenin bulunmaması,
  • Zor koşullarda görev yapan öğretmenler için barınma başta olmak üzere çeşitli destek ve teşvik düzenlemelerini içermemesidir.
‘Yasama Süreci Katılımcılıktan Uzak’

Yazıda ayrıca, Öğretmen Meslek Kanun teklifinin kanun yapma yönünden etkin ve katılımcı bir yasama erki bağlamında değerlendirmenin daha uygun olacağını tespit ediliyor.  “Gerek kanunun komisyon öncesi hazırlanması sırasında gerekse komisyon görüşmeleri sırasında konunun paydaşı uzmanların, öğretmenlerin, sendikaların, derneklerin ve sivil toplum kuruluşlarının yeteri kadar görüşlerinin alınmaması, katılımcı bir yasama sürecinin izlenmediğini ortaya koymaktadır.”

Yazının tümüne buradan ulaşabilirsiniz.