Türkiye’de Bağışçılık (1)
‘İyilik Peşinde Koş’arak Bağışçılığı Dalga Dalga Yaymak!

"'İyilik Peşinde Koş' sloganı ile başladığımızda sadece koşarak bağış toplamayı planlamıştık ancak şu anda koşuyor, yüzüyor, en zorlu dağlara tırmanıyor, bağış toplayıp, gönlümüze dokunan hayalin hayata geçmesine aracılık ediyoruz.” 'Türkiye’de Bağışçılık' dosyamızın ilk yazısında, Adım Adım Platformu ile İyilik Peşinde Koş’anların bağışçılığa ve sivil topluma sağladığı katkıyı Kıvanç Ergun ile ele alıyoruz. 2008 yılında 'İyilik Peşinde Koş' sloganı ile başlayan İyilik Koşuları bugüne dek 800 bini aşan bağış sayısıyla 300 bin canlının hayatına dokundu.

2021 yılının sonuna gelirken pandemi ve afetlerle dolu günlerin yeni yılda da hayatlarımızı zorlaştıracağı aşikar. Türkiye’de sivil toplumun süregelen finansal kaynak sorununa pandemi ve ekonomik kriz de eklenince STK’ların bağışçılığı artırarak kendi kaynaklarını yaratabilmesi çok daha öncelikli bir konu haline geldi.

TÜSEV’in 2019 yılında yaptığı Türkiye’de Bireysel Bağışçılık ve Hayırseverlik Raporu’na göre, Türkiye’de bir yılda yapılan tüm yardım ve bağışların toplamı 2015 yılındaki araştırmada kişi başı 228 TL olan bu rakamın enflasyon düzeltmesi ile bugünkü karşılığı  360 TL. Diğer bir deyişle,  2015’ten 2019’a geldiğimizde Türkiye’de yapılan tüm yardım ve bağışların toplamında reel bir düşüş gözleniyor. Bu rakam Türkiye gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) ortalama %0,8’sine denk geliyor. STK’lar aracılığıyla yapılan bağışlar (kişi başı yaklaşık 16,7 TL) değerlendirildiğinde ise bu oran %0,06’ya düşüyor.

Avrupa ülkelerinde yapılan bağışlar ise ülkelerin GSYİH’sine oranı ortalama %0,2, Amerika’da ise %1,5.  Bu nedenle, Türkiye’de bireylerin yardım ve bağış yaptığı ancak bu bağışları STK’lara yapmayı tercih etmedikleri görülüyor. Hatta bağış rakamları oransal olarak Avrupa ülkeleri ve ABD’nin çok da gerisinde kalmamasına rağmen, Türkiye’de bireylerin yardım ve bağışlarını bir STK aracılığıyla yapmamaları önemli bir veri olarak ortaya çıkıyor.

Bu veriler ışığında, STK’lara yapılacak bağışların artırılması için neler yapılabileceğine dair Adım Adım Plaftormu Dönem Başkanı-Marka ve İletişim Koçu Kıvanç Ergun ile konuştuk. Ergun, Türkiye’de bağışçılığın yaygınlaşmasında İyilik Peşinde Koşma’nın önemi ve etkisi ile STK’ların atabileceği adımları paylaştı.

“Ben tek başıma ne yapabilirim ki…” diye düşünürken, bir iken nasıl binlere ulaşılabileceğini ve aslında bunun hiç de zor olmadığını deneyimletiyor bize Adım Adım. ‘İyilik Peşinde Koş’mak bir metafor artık; fark ettiğimizi, harekete geçtiğimizi, iyiliğe adım atıp, fark yaratmaya çalıştığımızı anlatan…

Adım Adım ne yapıyor? İyilik Peşinde Koşmanın size göre anlamını, en sade-yalın şekilde nasıl anlatırsınız?

Adım Adım, sivil toplum kuruluşları ile onların projelerini sportif faaliyetler aracılığıyla desteklemek isteyenleri bir araya getiren, birleştiren, zenginleştiren, güçlendiren bir çatı. 2008 yılında ‘İyilik Peşinde Koş’ sloganı ile başladığımızda sadece koşarak bağış toplamayı planlamıştık ancak şu anda en fazla katılımcı payına koşu sahip olsa da yüzüyor, bisiklete biniyor, gerekirse en zorlu dağlara tırmanıyor, çevremizdekileri STK’nın projesinden haberdar ederek bağış toplayıp, gönlümüze dokunan hayalin hayata geçmesine aracılık ediyoruz.

İyilik Peşinde Koşarak 800 Bini Geçen Bağış Sayısı ve 300 Bin Canlının Hayatının İyileşmesi!

Size göre Adım Adım, 15 yıldan bu yana bağışçılığın ve gönüllüğün yaygınlaştırılmasına nasıl bir katkı sağladı? 100 bin gönüllüye ulaştınız: bu katkının sürdürülebilir şekilde yıllar içinde arttığını söyleyebilir misiniz?

Kitlesel olarak hareket edip, STK’ları sorgulamayı ve böylece güven duymayı öğrendik hep birlikte. Sorgulamaya, değiştiren, geliştiren pozitif bir güç olarak bakıyoruz elbette. Yaratılan fayda ve güven arttıkça toplum olarak “sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek” düsturundan uzaklaşmaya başladık çünkü istedik ki yaptığımızı herkes bilsin ve yapmak istesin.

Adım Adım aracılığıyla birkaç kez bağış yapıp sivil toplumla hemhal olanlar, bir süre sonra gönüllülük yapmaya başladılar ki bu da komünitedeki döngü ve sürdürülebilirliği sağladı. Ayrıca bir STK’nın tam zamanlı çalışanı olup da başka bir STK için gönüllü sıfatıyla koşarak bağış toplayanların sayısı hiç de az değil. Sürekli bir alışveriş ve dönüşüm var komünite içinde, karşılıklı ve sayısı gittikçe artan.

Aramıza yeni katılan STK’larda şöyle bir kuşku olduğunu gözlemliyoruz: “Bağışçı sayısı da koşucu, yüzücü sayısı da sınırlı ve bizden önce gelenler çoktan tanışmışlardır onlarla, biz nasıl ulaşacağız ki…” İlk anda böyle düşünmekte haklılar ancak gerçek çok bambaşka; aramıza katılan her STK belki de farkında olmadan kendi kitesini de getiriyor ardından.

Hepimizin gönlünün bir köşesinde çözmek istediği bir sorun var; belki dedesi Alzheimer, belki kendisi çok zor bir çocukluk geçirmiş, belki annesinin ne kadar güçlü bir kadın olduğunu görüp, imkan sahibi olamayan tüm kadınların onun gibi güçlenebilmesini istemiş çocukluğu boyunca… Kimimiz bağış yaparak, kimimiz de koşup, yüzerek bağış toplayıp bu dertlere çare olmaya çalışıyor ve hikayelerimizi anlattıkça kendi küçük gruplarımızda birer rol model haline geliyor ve iyilik hareketini dalga dalga yayıyoruz bu şekilde.

Türkiye’de sıklıkla yardım ve bağış toplama faaliyetlerinin güçlüğünden söz edilir. Adım Adım bu süreci nasıl kolaylaştırdı?

2015 yılında geliştirip, hayata geçirdiğimiz İyilik Peşinde Koş Platformu ile süreç kolaylaştığı gibi aynı zamanda da yaratılan kaynağın katlanması sağlandı. 2008 – 2015 yılları arasında %60 büyüyen Adım Adım, İPK’nın katkısıyla kuruluşunun 10. Yılında (2017) %100 oranında bir büyüme yakalamış oldu. Bugün 800 bini geçen bağış sayısıyla, neredeyse 300 bin canlının hayatının iyileşmesi için ilk adımların atılmasına destek vermiş durumdayız.

Bağış toplayan kişinin işini nasıl kolaylaştırdığımıza gelince; kişi kampanya döneminde kolayca projeleri inceleyip, seçimini yapabiliyor.  Toplamak istediği bağış hedefini ve hayatına dokunmak istediği canlı sayısını belirliyor. Biz ağacı da, dört ayaklı dostlarımızı da, yaşlıları, gençleri, aileleri, hastaları, çocukları da etkilediğimiz “canlılar” olarak görüyoruz.

15 yıldır süregelen bir komünitenin parçası olarak proje geliştirmek, kampanya yürütmek, bağış toplamak, neresinden bakarsak bakalım pek çok kolaylığı da beraberinde getiriyor.

Bu sayıyı güncelliyor, tek bir linkle kampanyasını yayıp, gelen bağışları anlık olarak gözlemleyebiliyor, rapor alabiliyor. Bu rapor bağışçıların kapısının bir sonraki kampanyada da çalınacağı anlamına geliyor.  Yıllardır aramızda olup bağış toplayan arkadaşlarımız arasında hangi bağışçının, hangi dönemde bağış yapmayı sevdiğine dair bulgular çıkartıp, stratejik hareket edenler de var.

STK’ların işini nasıl kolaylaştırıyoruz peki? Hepimizin bildiği gibi yasal mevzuat noktasında iyileşmesi gereken çok alan var ve neyse ki bunun için kamu ve STK tarafındaki karşılıklı çalışmalar sürüyor. Adım Adım’ın hem yardım toplama izni almadan önceki proje yazımı, hem de geliştirdiği online platform İPK ile STK’nın yükünü hafifletme anlamında kolaylaştırıcılığı oluyor. Deneyimli STK’lar yeni STK’lara mentorluk yaparak yok gösteriyorlar ve Adım Adım birbirimizi geliştirmeye devam ediyoruz.

15 yıldır süregelen bir komünitenin parçası olarak proje geliştirmek, kampanya yürütmek, bağış toplamak, neresinden bakarsak bakalım pek çok kolaylığı da beraberinde getiriyor kısaca…

İyilik Peşinde Koşmak için gereken organizasyon maliyeti nasıl karşılanıyor? Özel sektörün bu konudaki katkısı ne düzeyde?

Bağış toplarken kullanılan ödeme sistemi ve tüm operasyonu gerçekleştirdiğimiz İPK’nın alt yapısı, farklı şirketler tarafından yürütülüyor. Yönetimi tamamen gönüllülerden oluşan Adım Adım’ın bir tüzel kişiliği bulunmadığından, söz konusu şirketlerin maddi konularla ilgili süreçleri STK ve şirket arasında yürütülüyor. Konuyla ilgili daha detaylı bilgi web sitemizde yer alıyor.

‘STK’lar Yıllık Bireysel Bağışlarının %25-30’unu İyilik Peşinde Koşarak Elde Ediyor!’

STKların kaynak geliştirme faaliyetleri açısından değerlendirildiğinde, İyilik Peşinde Koşan STKların elde ettiği bağış miktarlarını, mevcut gelirleri içindeki oranları ile karşılaştırmalı olarak paylaşabilir misiniz?

STK’ların yıllık bireysel bağışlarının %25-30’unu İyilik Peşinde Koşarak elde ettiklerine dair bir bulgumuz var ancak bu elbette net bir rakam değil.

İyilik Peşinde Koşmak isteyen STKların hangi kriterleri karşılaması gerekir? Tüzel kişiliği olmayan sivil inisiyatifler ve platformlar da iyilik peşinde koşabilir mi?

Aramıza katılacak kurumlardan öncelikle şeffaf ve hesap verebilir olduklarını beyan edip, eş zamanlı olarak da bağışçı haklarını tanıdıklarını duyurmalarını bekliyoruz. Bu süreçte Açık Açık yıllardır en büyük destekçimiz olarak yanımızda. Adım Adım çatısı altında dernek ve vakıflar yer alıyor.

Kooperatif, Federasyon ve Konfederasyon gibi çoklu yapılar ile birlikte iyilik peşinde koşamıyoruz çünkü üst yapı tarafından imzalanan bağışçı hakları beyannamesi ve diğer kimi sözler alt kurumları bağlamayıp süreci zorlaştırabiliyor.

Kaldı ki STK’ları Adım Adım’a girdikten sonra da zorlu bir süreç bekliyor; yardım toplama izni almak gibi… STK bir proje geliştirip, yardım toplama izni almadan Adım Adım aracılığıyla kampanya yürütemiyor ve eğer 1 yıl boyunca sessiz kalmışsa, tekrar faaliyete geçene kadar pasife alınıyor. Hal böyleyken de tüzel kişiler ve sivil inisiyatifler de, yardım toplama izni almalarını sağlayacak herhangi bir yasal mevzuata bağlı bulunmadıklarından, aramızda yer alamıyorlar. Ancak sportif faaliyetler aracılığıyla kaynak geliştirmek isterlerse bugüne kadarki deneyimimizi kendileriyle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz.

İyilik koşuları ağırlıklı olarak büyükşehirlerde mi? Anadolu kentlerindeki küçük STKlar da Adım Adım’ın İyilik Peşinde Koşan STKlarına dahil olabilir mi? Ne yapmaları gerekir?

Bir önceki soruda bahsi geçen şartları sağlayan tüm STK’lar İyilik Peşinde Koşabilir. Hedefimiz, bir süre sonra isteyen herkesin, herhangi bir spor etkinliğindeki performansı ile Adım Adım bünyesindeki STK için bağış toplayabilmesi yönünde. Şu anda 10 farklı etkinlikle işbirliği içindeyiz.

Sportif faaliyetler aracılığıyla kaynak geliştirmek için buluşuyor olsak da, özellikle yeni kurulmuş STK’ların proje geliştirme, iletişim ve gönüllü yönetimi gibi konularda da deneyim kazanmasına destek oluyoruz.

Adım Adım’ın sivil topluma sağladığı katkıya dair STKların değerlendirmeleri nasıl? Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Adım Adım’ın misyonunun kuruluş amacının ötesine geçtiğini duyuyoruz sık sık. Her ne kadar sportif faaliyetler aracılığıyla kaynak geliştirmek için buluşuyor olsak da, özellikle yeni kurulmuş STK’ların proje geliştirme, iletişim ve gönüllü yönetimi gibi konularda da deneyim kazanmasına destek oluyoruz. Ayrıca pek çok deneyimli STK ile aynı platformda yer almalarının katkısı da ortada. Bu arada STK’ların İyilik Peşinde Koşarak sürece kattıkları da tartışılamaz. Adım Adım hepimizin ve hep birlikte gelişip, büyüyoruz.

2022 yılında Adım Adım’ın yeni projeleri olacak mı? Planlarınız neler?

Oldukça belirsiz geçen 2 yılın ardından, halen bizleri tam olarak neyin beklediğini bilememek planları biraz flulaştırsa da birincil hedefimiz 15. yaşımızı tüm yıla yayılacak şekilde doyasıya, eski günlerde olduğu gibi kalabalıklar içinde eğlenerek kutlamak. Umarız mümkün olur.

2022’de ilk kez sosyal sorumluluk partneri olarak katılacağımız İznik Ultra Maratonu ve Maratonizmir için de çok heyecanlıyız. Elbette nihai planımız daha fazla kişinin İyilik Peşinde Koşarak sivil toplumun gelişimine aracılık etmesi için var gücümüzle çalışmak. Açıklamak için kendimizi zor tuttuğumuz birkaç planımız daha var ancak sabredip, biraz beklemeliyiz.

İyilik Peşinde Koşan STKların elde ettikleri nakdi kaynak dışında, bu sürece dahil olmak onlara nasıl bir sosyal fayda sağlıyor?

Nakdi kaynak elbette çok önemli; para olmadan hiçbir şey yapılamıyor ancak yıllardır dile getirdiğimiz bir konuyu tekrar etmekte de fayda var… Bağış miktarından ziyade bağışçı sayısı da büyük önem taşıyor STK’lar için zira her bağışçıyla birlikte bambaşka bir network tarafından daha tanınmış oluyor STK.

Gönlüne dokunan proje için bağış toplayan kişi, bir süre sonra STK’daki farklı projelerde gönüllülük yapmaya başlayabiliyor, hatta çalıştığı kurumun STK’ya sponsor olmasını sağlayabiliyor. Kurumsal Takımlar her geçen gün daha fazla varlık gösterip İyilik Peşinde Koşarak, özellikle sektörlerindeki diğer markalara iyi örnek olmaya devam ediyor ve bu da kurumsal dünyadaki dinamiği oldukça hareketlendirdi. Kimi markaların sosyal sorumluluğu kermes dışına taşıyor olduklarını görmek sevindirici. Aslında kazanılan sosyal faydalar saymakla bitmez yeter ki bunun için kurulan hayaller daim olsun.

Pandemide gönüllü sayısı azaldı ancak gönüllü başına bağışçı sayısı ortalamasının ve bağışçı başına yapılan bağış tutarlarının arttı.

Pandemi ve ekonomik kriz ortamında, bağış yapma eğiliminin ve gönüllük oranlarının düşmesini mi beklemeliyiz? Son birkaç yılın Adım Adım verileri bize ne gösteriyor?

Pandemi döneminde sportif faaliyetlere getirilen kısıtlamaların gönüllü koşucu / yüzücü / bisikletçi sayısında azalmaya yol açtığı aşikar. Bu, STK’ların yürüttüğü diğer faaliyetlerde de benzer durumlar yaşanmasına neden oldu elbette.

Bununla beraber İyilik Peşinde Koşanların yürüttüğü kampanyalarda gönüllü başına bağışçı sayısı ortalamasının ve bağışçı başına yapılan bağış tutarlarının arttığını da kendi analizlerimizde görebiliyoruz. Özellikle olumsuz şeylerin yaşandığı zamanlarda herkes kendini ‘faydalı’ hissetmek ihtiyacı duyuyor gibi. Endonezya’daki bir deprem ‘ya burada da olursa’ hissi yaratarak bağışçının harekete geçmesini sağlayabiliyor.

‘STK Her Zaman Göz Önünde Olmalı Ve Kendini Bağışçıya Göstermeli

 Türkiyede bağışçılığın artması için öncelikli olarak ne yapılması gerekir? Önerileriniz olur mu?

Sürdürülebilirlik’ son zamanlarda neredeyse hiç dilimizden düşürmediğimiz bir konu ancak konu iletişime gelince bunu unutuyor gibiyiz. STK her zaman göz önünde olmalı ve kendini bağışçıya göstermeli. Elbette her an bağış isteyecek değil ama istediği zaman da bir göz aşinalığı kazanmış olması şansını artıracaktır.

Dijital dünyanın tüm nimetlerinden faydalanmak üzere kendini yenilemekten çekinmemeli STK’lar. Projeler ne kadar net olursa o kadar ilgi görecektir. Projeyi yürütürken yapılacak ara raporlamalar, alınacak geri bildirimler, bittikten sonraki sosyal etki bildirimleri bir sonraki çalışma öncesinde de STK’ya güç katacaktır.

Bağışçı olabileceğimiz pek çok alan ve pek çok bağışçılık çeşidi var. Bunlardan biri mutlaka bütçemize, bilgi birikimimize, enerjimize uyacaktır. Yeter ki araştırıp, okuyup, anlamaya, harekete geçmeye niyetli olalım. Birilerinin “Gel bize bağış yap.” demesini beklemeden, kime nasıl katkı sağlayacağımıza, sivil toplumu birlikte nasıl geliştireceğimize kafa yormamızın vakti çoktan geldi.

Eklemek istediğiniz başka bir husus var mı?

Kimi sorular için Adım Adım Veri Sorumlusu Aytaç Gültekin’den destek aldım. Kendisine buradan da teşekkür etmek isterim.