“İnsan Hakları Savunucuları Olarak Zor Bir Dönem Yaşıyoruz”

Sivil Mikrofon’a konuk olan insan hakları aktivisti ve avukat Eren Keskin, insan hakları savunucuları için zor bir dönem yaşandığını belirterek, “30 yıldır insan hakları mücadelesi içindeyim böyle bir süreç hatırlamıyorum. Sivil topluma bu kadar kapalı bir dönem olmamıştı. Çok daha zor zamanlarda bile görüşmeler yapılabilirken şimdi sivil toplumun yok sayıldığı bir süreç yaşıyoruz.” Dedi.

Hak savunuculuğunu “kendilerini özgürce ifade edemeyenlerin sesi olmak” olarak tanımlayan Eren Keskin, hakkında son verilen hapis cezasını değerlendirirken, ‘mücadeleye devam etmekten başka bir hayat düşünemediğini’ dile getirdi. “İnandığını savunmak insana kişisel güç veren bir şey” diyen Eren Keskin motivasyonunu ise şöyle ifade ediyor: “İttifaklar kurarak bize baskı uygulayanların daha önce birbirleri hakkında söylediklerini düşündüğümde, gerçekten kendi açımızdan gurur duyuyorum. Çünkü biz hep aynı yerdeyiz. Bu tabi ki kolay bir şey değil. Cezaevine giriyorsunuz, yaşam hakkınız ihlal ediliyor. Benim büyük motivasyon kaynağım bu. Yani olduğun yerde durabilmek. İkincisi de insan hakları alanında çok kayıplar yaşadık, onlara, ölülerimize olan borcumuz. Onlar doğruyu yaptılar büyük haksızlıklar yaşadılar, bedel ödediler. Biz devam ettirmek zorundayız.” Dedi.

Sivil Toplumun Yok Sayıldığı Bir Süreç

Geçmiş dönemlerle bugünkü hak savunuculuğu ve sivil toplum çalışmalarını da karşılaştıran Eren Keskin bu dönemde sosyal medyanın insan hakları savunuculuğunu küreselleştirdiğini belirtiyor. İnsan hakları savunucuları açısından zor bir dönem geçirdiğimizi de belirten Eren Keskin, “30 yıldır insan hakları mücadelesi içindeyim böyle bir süreç hatırlamıyorum. Sivil topluma bu kadar kapalı bir dönem olmamıştı. Çok daha zor zamanda görüşmeler yapabilirken şimdi sivil toplumun yok sayıldığı bir süreç yaşıyoruz.” Dedi.