Cemevleri Tartışması AİHM Kararlarıyla Son Buldu

Türkiye’de bitmek bilmez bir ‘Cemevi’ tartışması sürüyor. Din adamları ya da siyasetçiler, cemevlerinin ‘ibadethane’ olamayacağı yönündeki görüşlerini zaman zaman dile getiriyorlar. Halbuki  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), aldığı kararlarla bu tartışmayı sonlandırdı. Türkiye’de hala bu konunun ‘tartışılıyor’ olması, Türkiye’yi uluslararası alanda ‘hukuk uygulamayan ülke’ konumuna düşürüyor.

Tazminata mahkûm etmişti

Cem Vakfı idaresindeki Yenibosna Cemevi’nin başvurusu sonrası AİHM, Türkiye’yi haksız bulmuş ve toplam 54 bin 400 Euro tazminata mahkûm etmişti. AİHM, vakfın idaresindeki Yenibosna Cemevi’nin elektrik giderlerinin devlet tarafından karşılanması talebinin “Alevilik bir din değil, cemevleri ibadethane değil” tespitiyle reddedilmesini, “ayrımcılık’ olarak nitelemişti. AİHM Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “ayrımcılık yasağı”nı öngören 14. maddesinin ve bununla bağlantılı olarak da  “inanç özgürlüğünü” güvence altına alan 9. maddesinin ihlal etmekten mahkûm etmişti.

Aslında AİHM’in Yenibosna Cemevi’ne ilişkin kararı sonrası cemevlerinin ibadethane sayılıp sayılmayacağı tartışması sona erdi.  Çünkü Türk hukuk sisteminin de en son ‘karar mercii’ konumundaki AİHM, cemevlerinin ibadethane olduğunu reddetmenin bir ‘hak ihlali’  oluşturduğunu karara bağladı.

Cemevlerine ayrımcılık yapıldı

Türk Hükümeti’nin 2002’de yayımlanan bir Bakanlar Kurulu kararı uyarınca ibadethaneler elektrik parası ödemekten muaf tutuluyor. Elektrik paraları Diyanet’e bağlı bir fondan ödeniyor. Ancak bu kararda, ibadethane olarak cami, mescit, kilise ve sinagog sayılıyor. Cemevi bunların arasında yer almıyor. İşte AİHM bu durumu hukuken ‘ayrımcılık’ olarak nitelendiriyor.

AİHM geçen yıl verdiği bu kararda, önce Yenibosna Cemevi’nin ibadethane olup olmadığını inceledi. Cemevinde Alevi inancının temel bir unsuru olan cem yapıldığını, cenaze törenleri için kullanıldığını, buna karşılık bir ücret alınmadığını göz önünde tutarak cemevlerinin bir inanç üyelerinin ibadet amacıyla kullandığı bir mekân, yani ibadethane olduğuna karar verdi. AİHM, bu bağlamda cemevlerine aynı statüdeki başka ibadethanelerden farklı işlem yapıldığını saptamış ve bu farklılığın nesnel ve makul bir nedene dayanıp dayanmadığını araştırmıştı. Bu araştırma sonucu devletin diğer ibadethanelere karşı cemevlerine ‘ayırımcı’ davrandığını tespit etmişti.

İnancın meşruluğuna devlet karar veremez

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri uyarınca, devletin bütün inançlara karşı tarafsız ve eşit mesafede olmak yükümlülüğü var. Sözleşmenin 9’uncu maddesi, “din ve vicdan özgürlüğünü” içeriyor. Tarafsızlık ilkesi gereğince devletin bir inancın meşruiyetine karar vermek gibi bir yetkisi bulunmuyor. Bu nedenle eğer devlet ibadethaneler için bazı ayrıcalıklar tanımışsa, (elektrik faturalarının diyanet tarafından ödenmesi gibi) bu ayrıcalıkların ‘bütün ibadethaneler’ için geçerli olduğunu bilmek ve uygulamak durumunda. Bütün ibadethaneleri  ayrım gözetmeksizin, eşit bir biçimde bu olanaklardan yararlandırmak zorunda. AİHM bu davada bir dinsel makamın görüşü esas alınarak başvurucunun talebinin reddedilmesinin devletin inançlar karşısında tarafsız olma yükümlülüğünü ihlal anlamına geldiğine hükmetti.

Devlet, inançlar karşısında ‘tarafsız’ olmalı

Bütün bu kararlara bakılacak olunursa, cemevlerinin ibadethane sayılıp sayılmayacağı tartışması artık yapılmamalıdır. Devlet tüm inançlar karşısında tarafsız olmalıdır. AİHM cemevlerinin ibadethane olduğunu ve bunu reddetmenin bir insan hakkı ihlali oluşturduğunu karara bağladı. Bu kararın bir önemli tarafı ayrıca, yargı organlarının Diyanet’in görüşünü esas alarak karar vermelerinin kabul edilemeyeceği, bunun devletin inançlar karşısındaki tarafsızlığı ilkesi ile bağdaşmayacağı yönünde artık bir ‘AİHM içtihat’ oluşması. Devletler bu kararlara uymak zorundadırlar. Kararın uygulanmasının anlamı, ihlale yol açan nedenin ortadan kaldırılmasıdır. Eğer bu yapılmıyor ve AİHM kararlarına rağmen eski uygulamalar sürdürülüyorsa, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi devreye girer ve Türkiye üzerine yaptırımlar gündeme gelir.