Kavala’nın Tutukluluğu Nedeniyle İhlal Prosedüründe Sona Yaklaşılıyor

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, insan hakları aktivisti Osman Kavala’nın tutukluğunun devam etmesi nedeniyle, dosyayı ihlal prosedürü başlatmak üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) havale etti. AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal edip etmediğini değerlendirecek. Ardından, AİHM’in ihlal kararına rağmen Türkiye'nin Kavala’yı serbest bırakmaması nedeniyle Türkiye’ye karşı yaptırım prosedürü uygulanıp uygulanmayacağı nihai olarak netleşecek.

Hatırlanacağı gibi, 1555 gündür tutuklu olan Osman Kavala, “Çarşı ve Gezi davalarının birleştirilmesiyle açılan yeni torba” dava kapsamında tutukluluk halinin devamı nedeniyle, Avrupa Konseyi Türkiye’ye yaptırım prosedürünü uygulamak için 19 Ocak 2022’ye dek süre vermişti.

Gelinen aşamada, Kavala’nın devam eden tutukluluğu nedeniyle, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bugün Türkiye aleyhine geçen yılın sonunda başlattığı “ihlal prosedürünü” görüştü.  Komite, Kavala dosyanın AİHM’e havale edilmesine dair ara kararı aldı ve kararı  oy çokluğuyla kabul etti.

Bu aşamadan sonra, Kavala dosyasında AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal edip etmediğini değerlendirecek.

AİHM eğer “Türkiye Sözleşme’ye dair yükümlülüklerini yerine getirmedi” kararı verirse ve Osman Kavala’nın tutukluğu  devam ederse, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Türkiye’ye karşı alınacak yaptırımları değerlendirecek ve Sözleşme hükümleri çerçevesinde ihlal prosedürünün gerektirdiği önlemler konusunda karar alacak.

AİHM’in yapacağı değerlendirmenin ülkemizde insan hakları ile ilgili hukuk normlarının korunmasına katkı sağlayacağını umuyorum.

Osman Kavala tarafından karara ilişkin yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı :”  AİHM’in derhal serbest bırakılmam gerektiğini belirten kararından ve Gezi davasının beraatle sonuçlanmasından sonra tutukluluğumu devam ettirmek için gerçekleştirilen yargı uygulamalarının tarafsız bir gözle incelenmesini önemli  buluyorum. AİHM’in yapacağı değerlendirmenin ülkemizde insan hakları ile ilgili hukuk normlarının korunmasına katkı sağlayacağını umuyorum.”

Bakanlar Komitesi’nin aldığı bu karara karşı Dışişleri Bakanlığı tarafında yapılan açıklamada; “iç hukukta devam eden dava süreci gözardı edilerek siyasi saiklerle alınan bu önyargılı kararın Avrupa insan hakları sisteminin itibarını zedelediği” belirtiliyor.

Açıklamada ayrıca, “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tarafgir ve seçici yaklaşımını bir yana bırakması” gerektiği ve Türkiye’nin “AİHM’in alınan bu kararı hakkaniyetle” değerlendirilmesini ve “iç hukukta devam eden dava sürecini dikkate alarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca ilk derece mahkemesi gibi hareket etmeden, içtihat ve ilkeleri doğrultusunda karar almasını” umduğu kaydediliyor.

Sivil Sayfalar’da Kavala davası hakkında yayınlanan ve sivil toplum temsilcilerinin görüşlerini içeren detaylı habere buradan ulaşabilirsiniz.