İzmir’deki STK’lardan çağrı: Mültecilik Suç Değildir

İzmir’de mülteci ve insan hakları alanında çalışan dernekler ve emek ve demokrasi güçleri yaptıkları ortak açıklama ile sınır dışı uygulamalarının son bulmasını ve mültecilik statüsünün verilmesini istedi. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yapılan açıklamada ‘Mültecilik Suç Değildir’ pankartı açıldı.

Hükümetin yakın zamanda İstanbul’da uyguladığı mülteci politikalarına İzmir’deki sivil toplum kuruluşların da tepki geldi. Halkların Köprüsü Derneği, Mülteci-Der, İzmir’de Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği, Konak Kent Konseyi, Konak Mülteci Meclisi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, İzmir Tabip Odası, Genç LGBTİ Derneği, Irkçılığa Dur De Girişimi, İzmir Müzisyenler Derneği ve Hak İnisiyatifi Derneği ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.

‘Mültecilere Göz Dağı Veriliyor’

Basın metnini okuyan Halkların Köprüsü Derneği Yöneticisi Yusuf Ak, İstanbul Valiliği’nin açıklamasına değinerek “İstanbul Valiliği’nin sadece İstanbul’da yaşayan Suriyeli mültecileri hedef alarak yaptığı açıklama ise; Mültecilerin artık iç politikanın da doğrudan konusu olduğunu göstermiştir. Bu açıklamanın yapıldığı günlerde de basına, Suriyeli mültecilerin herhangi bir kaydı olmadığı veya gönüllü olma gibi gerekçelerle Suriye’ye geri gönderildiklerine dair haberleri düşmeye başlamıştır. Bu haberler bir şekilde geri gönderileceğine dair ‘mevzuatla ilgili herhangi bir sıkıntısı olmayan’ mültecilere de bir gözdağı niteliğindedir” dedi.

‘Valilik, Polis Marifeti İle Suriyeli Mülteci Avına Mı Çıkacak?’

İstanbul Valiliği’nin açıklaması beraberinde pek çok soruyu akla getirdiğini belirten Ak ‘Bu tarihten sonra ne olacaktır?’, ‘Valilik, polis marifeti ile Suriyeli mülteci avına mı çıkacaktır?’ ‘Vatandaşlardan Suriyeli mültecileri, onların evlerini, dükkanlarını, iş yerlerini ihbar etmeleri mi istenecektir?’ ve  ‘İstanbul Valiliği gibi bir kurumun son dönemde ortaya çıkan gerilim dalgasına rağmen, hem de tarih belirterek yaptığı bu açıklama sonrasında birilerinin kendisine vazife çıkararak Suriyeli mültecilere karşı sonuçları öngörülemez eylemlere de girişebileceği hiç mi akla getirilmemiştir?’, ‘İstanbul’dan başka illere sevk edilecek Suriyeli mülteciler için ne gibi bir planlama yapılmıştır?’, ‘Suriyeli mültecilerin hangi koşullarda İstanbul’dan çıkarılması planlanmaktadır?’ ve ‘Geri gönderilecekleri illerdeki koşullar nelerdir, varsa iyileştirmeler yapılmış mıdır?’ sorularını sordu.

‘Muhalefet Toplumsal Barış Adına Adımlar Atmalı’

Muhalefet partilerine de görev düştüğünü ifade eden Ak “Muhalefetin görevi; Hükümetin mülteci politikaları ile ortaya çıkan olumsuzlukların insani ve evrensel değer ve haklarla giderilmesi için hükümeti uyarmak, gerekirse hükümete baskı yapmaktır. Kazandıkları yerel yönetimlerde mültecilerin insan onuruna yakışır şekilde yaşamaları için çalışmalar yapmaları, her türlü ayrımcılığa karşı örnek yaklaşımlar sergilemeleri gerekmektedir. Mülteci politikalarının olumsuz sonuçlarına bakarak; Mültecilere karşı nefret söylemi ve ırkçı söylemler, politikalar üretmek muhalefetin görevi olamaz!. Mecliste grubu bulunan muhalefet partilerinin, bu konuda hükümeti izlemelerini ve baskı oluşturmalarını, toplumsal barış ve huzuru yaratacak adımlar atmalarını bekliyoruz” diye konuştu.

20 Ağustos itibariyle Suriyeli mültecilere karşı ortaya çıkacak olası saldırıların birinci derece sorumlusu İstanbul Valiliği ve bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı olacağını dile getiren Ak, İstanbul Valiliği’nin yaptığı açıklamayı derhal geri çekmesini ve geri gönderme uygulamalarına son verilmelisini istedi.

Sivil toplum kuruluşlarının talepleri şu şekilde sıralanıyor:

  • Sınır dışı etme uygulamaları durdurulsun.
  • Kimliksiz olanlara mevzuata göre kayıt işlemleri yapılarak kimlikleri verilsin.
  • Dini, ırkı, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği endişesi ile ülkelerinden kaçıp Türkiye’ye gelen bireylere; Evrensel hukuk ilkeleri gözetilerek ayrımcılık yapmadan mültecilik statüsü verilsin.
  • Mültecilerin yaşam, barınma, sağlık, eğitim haklarına erişimi iyileştirilsin, erişimdeki kısıtlamalar kaldırılsın