Oslo’da Çatışma Çözümünde Medyanın Rolü Konuşuldu

Demokratik Toplum Enstitü’sü (DPI) tarafından düzenlenen Çatışma Çözümünde Medyanın Rolü toplantısında konuşan Norveç Dışişleri Bakanlığı Barış ve Uzlaşma Birimi danışmanlarından Egil Thorsas, barış süreçlerinin ortak noktasının kararlılık ve sabır gerektirmesi olduğunu belirterek,  “Uzlaşma için yıllar, on yıllar gerekiyor. Savaştan daha uzun sürebiliyor çoğu zaman barış süreçleri. Ama tüm zorluklara rağmen bu görüşmelerin yürütülmesi lazım. Bunun için aktif, bağımsız ve güçlü sivil topluma ihtiyaç var. Büyük kesimlerin süreçlere dahil edilmesi sonuç alınması için önemli…” dedi.

DPI’nin, Norveç Barış ve Uzlaşma Birimi desteğiyle düzenlediği Çatışma Çözümü’nde Medyanın Rolü toplantısı 25-27 Nisan tarihleri arasında Oslo’da yapıldı. Türkiye’de farklı medya kuruluşlarından çalışan gazeteciler ve köşe yazarlarının katılımıyla düzenlenen toplantının konuşmacıları ise;  Kolombiya Hükümetinin eski basın sözcüsü John Jairo Ocampo, Oslo Yönetişim Merkezi BM Kalkınma Programı (UNDP) Direktörü Sarah Lister ve Guardian Kıdemli Muhabiri ve Eski İrlanda Sorumlusu Owen Bowcott idi. Yakın tarihteki önemli anlara tanıklık eden gazeteciler, farklı ülkelerde uzun yıllar süren görüşmelerin arka planını, gazetecilik etiği ve sorumluluğu boyutuyla anlattılar.

Barış ve Uzlaşma Birimi resmi olarak 2002 yılında kurulan, 50 çalışanı ve 70 milyon bütçesi olan bir kurum. Norveç’in dünyadaki farklı ülkelerdeki arabulucu faaliyetlerinin daha eski olduğunu belirten danışman Egil Thorsas, birimin devamlılığı konusunda Norveç’teki tüm partiler arasında bir konsensüs olduğunu da belirtiyor. Bu konudaki politikalarının tarafların istemediği sürece ‘bilgi sızdırmamak’ olduğunu belirten Thorsas, Norveç’in ancak resmi talep olması durumunda çatışan taraflar için arabuluculuk faaliyeti yaptığının da altını çiziyor. İsrail-Filistin, Filipinler, Guatemala, Srilanka, Kolombiya gibi ülkelerde arabuluculuk faaliyetleri yürüttüklerini belirten Thorsas, “Süreçler farklı ama ortak olan konu tüm bu çabaların kararlılık ve sabır gerektirdiği. İnsan haklarının sağlanması ve tüm tarafların sesinin duyulması önemli. Uzlaşma için yıllar, on yıllar gerekiyor. Savaştan daha uzun sürebiliyor çoğu zaman barış süreçleri. Barış süreçleri genellikle bir kerede başarıya ulaşmaz, ulaşamayabilir. Çoğunlukla bir adım ileri iki adım geri atılır. Kolombiya’da, İspanya’da ve İrlanda’da çözüm, sabırlı bir şekilde yapılan birçok denemeden sonra mümkün olabildi. Bunun için aktif, bağımsız ve güçlü sivil topluma ihtiyaç var. Büyük kesimlerin süreçlere dahil edilmesi sonuç alınması için önemli” diye konuştu.

Bağımsız ve güçlü bir sivil toplumun dışardan müdahaleler gerektirmeden uzlaşma süreçlerinde önemli adımlar atabileceğini belirten Thorsas, “Ancak sivil toplum çoğu zaman bu gücü bulamıyor. Sadece hükümet baskısı değil mesela bazen kadın örgütleri için ataerkil toplum tarafından da engellenebiliyor.  Böyle zamanlarda  farklı kuruluşlar arasında diyalog kanalları kurmak, birbirini desteklemek ve örgütlenmeyi arttırmak sivil toplumun dinamiğinin sürmesi için önemli.” diye konuştu.

Kolombiya Devlet Başkanı Santos’a Nobel Barış Ödülü’nü getiren, Kolombiya-Farc müzakereleri sırasında basın sözcülüğü yapan John Jairo Ocampo da konuşmasında  Kolombiya’da 220 binden fazla insanın hayatını kaybettiği 52 yıllık savaş süreci kronolojisiyle birlikte barış sürecinin tarihsel arka planını da anlattı. Santos’un “Barışı korumak, savaşı sürdürmekten daha zor” sözünü hatırlatan Nino, Kolombiya’da şiddetin henüz sona ermediğini ancak Farc ile yapılan anlaşmanın Kolombiya tarihinde bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Barış sürecinin tüm sorunlarına rağmen çatışmalı dönemden daha iyi olduğunu belirten Ocampo, “ 8 milyon mağdurdan söz ediyoruz. Barışa inanıyorum gazetecilik yaparken de sözcülük yaparken de aynı şekilde inandım. Kişisel olarak söylemem gerekirse, birini elinde silah görmektense koltukta siyaset yaparken görmek daha iyi.  diye konuştu.  Kolombiya’da barış süreciyle ilgili referandumda ‘hayır’ oylarının yüksek çıkmasını, sürecin kamuoyuna ‘pedagojik’ bir şekilde anlatılmaması, medyanın doğru analiz etmemesi ve muhalefetin süreçle ilgili ‘yalan’ kampanyaları olduğunu belirten Ocampo, “Şiddeti televizyondan seyredenler ‘hayır’, görenler, bizzat yaşayanlar ‘evet’ oyu verdi” dedi. Bir kez daha Santos’un sözünü hatırlatayım: ‘barış yapmak savaştan zor’. Öldürülmüş bir militanın kellesini göstermek, halkı reforma ikna etmekten daha kolay.  “ dedi. Ocampo, Farc’ın silahları bırakmasının ardından şiddet eylemlerini artıran ELN isimli örgütle barış görüşmelerinin sürdüğünü de sözlerin ekledi.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Oslo Yönetim Merkezi Temsilcisi Dr. Sarah Lister da,  Lübnan, Nepal, Afganistan, Mısır, İran gibi ülkelerde medyanın çatışma çözümündeki bazı çalışmalarından örnekler verdiği konuşmasında, “Medya, çözüm süreçlerine hem pozitif hem de negatif etkilerde bulunabilir. Tarafları eleştirel düşünceye sevk eden, erken uyarı sistemi gibi çalışan ve farklı grupları bir araya getirerek çözüm arayışına yardımcı olan bir medya, barışa da hizmet eder. Bir medya kuruluşunun ya da mensubunun elbette ki kendine ait bir fikri vardır. Önemli olan medyanın, taraflar arasındaki mesafesini koruyabilmesi ve partizan tavırlardan kaçınmasıdır. Mesafeli bir medya, tarafların yanlışlarını görmelerine ve çözüme yardım edebilir.” dedi.

Guardian Kıdemli Muhabiri ve Eski İrlanda Sorumlusu Owen Bowcott  da hem çatışma hem de barış süreçlerindeki mesleki deneyimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Haberciliğin ahlaki sorumluluğu olduğunu vurgulayan Bowcott, iyi haberciliğin temel esasları arasında; kamuoyunu bilgilendirmek, yaşananları onlara ulaştırmak ve onların mağduriyetlerini ilgili makamlara iletmek olduğunu  hatırlattı. Barış sürecinin İrlanda’daki topluluklar arasındaki ilişkileri düzelttiğini ancak bazı sorunların sürdüğünü belirten Bowcott, Brexit sürecinin bu sıkıntıları arttırdığını ifade etti.

 

 

 

Etiketler

Emine Uçak

Üyelik Tarihi: 08 Eylül 2017
116 içerik
Yazarın Tüm Yazılarını Gör