İnsani Yardımın Komedisi Olur Mu?

‘İnsani yardımın dizisi olur mu?’ diye sorarsanız – yanıtımız ‘artık var’ şeklinde olacaktır. Fakat bu dizi insani yardım, mülteci kampı ve sivil toplum kuruluşları etrafında dönse de gözyaşı, sefalet ve de yoksulluk içermiyor. Hakkında yapılacak eleştirileri saklı tutarak diziyi tanıtmaya devam edelim. Bienvenue à Nimbao (Nimboa’ya Hoşgeldiniz) adındaki insani yardım sitcom’u geçen haziran ortasından Fransa’nın […]

‘İnsani yardımın dizisi olur mu?’ diye sorarsanız – yanıtımız ‘artık var’ şeklinde olacaktır. Fakat bu dizi insani yardım, mülteci kampı ve sivil toplum kuruluşları etrafında dönse de gözyaşı, sefalet ve de yoksulluk içermiyor. Hakkında yapılacak eleştirileri saklı tutarak diziyi tanıtmaya devam edelim.

Bienvenue à Nimbao (Nimboa’ya Hoşgeldiniz) adındaki insani yardım sitcom’u geçen haziran ortasından Fransa’nın özel kanallarından M6’de gösterilmeye başladı. Hikayenin tanıtım kısmında “Hayat kurtarmak için Nimboa’ya geldiler…Ortam için kalmak istiyorlar” yazısı dizinin içeriğini kavramak için halihazırda gayet yeterli.  Dört ana aktör etrafında cereyan eden dizi ‘ailecek izlenecek nitelikli komedi’ kategorisinde yer alıyor.

Hikâye ise Humanit’ World adlı prestijli insani yardım kuruluşunun yeni bir bağış kampanyasını lanse etmek üzereyken, ‘totaliter’ dernek başkanın sosyal medyadan kamp çalışanlarının bol alkollü ve de ‘utanç verici’ videosunu görmesiyle başlıyor. Zira Afrika’nın hayali bir ülkesi olan Nimbao’da iklim değişikliği mağdurları için kurulan mülteci kampında, üç kamp çalışanı gerçekten mültecilerle ilgilense de bir yandan da zevk-i sefa içinde bir hayat sürmektedir.

Mühendis Daniel (Bruno Salomone) kampın ‘iyi işlemesi’ için ülkedeki diktatörle iş birliği yaparken, feminist Doktor Babeth (Helena Noguerra) ve sevgilisinden ayrıldıktan sonra Afrika’ya dinlenmeye gelen ‘geveze’ gönüllü Emilie (Nadia Roz), yüzme havuzlu villalarında güzel bir hayat sürüp, partiler yapmaktadır. Kampı düzene koyması için ise bürokrasinin zirvesini temsil eden ve Afrikalı olmasına rağmen Afrika hakkında hiçbir şey bilmeyen Fabrice (Loup-Denis Elion) görevlendirilir. Derneğin Paris’teki genel merkezinden Nimboa’ya gelen Fabrice’in en önemli görevi ise kimseye duyurmadan bu üçlüyü işten çıkarmaktır.

Dizinin yönetmeni Philippe Lefebvre, “çok tekil ve özgün bir bağlamı olan üstelik çok da yaralı ya da yıkıntı olmayan bir dizi çektikleri için” bu durumun kendisini sıkıntıya sokmadığını’ dile getirirken, ‘teknokratlar tarafından alınan kararların  sahanın gerçekliklerine uymadığının da’ dizinin vermek istediği mesajlar arasında yer aldığı belirtiliyor.

 

Çeviri :Erdal Aktaş

Kaynak: Le Figaro, Ouest-France, Programme-tv.net, Paris Match, 20 Minutes