Çevbir Çevirmenliğin Meslek Olarak Yerleşmesi İçin Destek Bekliyor

30 Eylül Dünya Çeviri Günü vesilesiyle görüştüğümüz Çevirmenler Meslek Birliği (Çevbir) çevirmenlerin ülkenin dünyayla kültürel ve bilimsel etkileşimindeki rolüne işaret ederek, çevirmenliğin meslek olarak sürdürülebilmesine imkan veren çalışma koşullarının yerleşmesi ve sağlamlaşması için ilgili tüm tarafları gereken özeni göstermeye, çevirmenleri de çatıları altında birleşmeye davet ediyor.

Çevirmenlerin telif ve çeviri ücretini alamadığını sık sık duyuyoruz. Bununla beraber ekonomik krizden yayıncılar ve çevirmenler nasıl etkilendiler?  

Kitap ve altyazı çevirmenlerinin en ciddi sorunlarından biri, Çevbir’in önerdiği ve piyasada kabul görmüş asgari standardın altında tekliflerin dayatılması. Krizle birlikte tırmanışa geçen bu eğilim, kısa vadede çevirmenlerin hayatını zorlaştırması bir yana, orta ve uzun vadede kaçınılmaz olarak çeviri kalitesinin düşmesine yol açacaktır. Yayın piyasası krizden elbette kötü etkilendi ve başa çıkmak için çeşitli stratejiler üretmekte. Fakat çevirmenlerin telif haklarının aşındırılması yayıncılığın hiçbir derdine deva olmayacağı gibi, koşulların kötüleşmesi iyi çevirmenlerin sektörden uzaklaşması, yenilerinin yetişmemesi ve uzun dönemde kültür hayatının darbe alması anlamına gelir.

Bu sorunların çözümü için çözüm önerileriniz nelerdir ?

Öncelikle Çevbir Tip Sözleşmesi çerçevesinde öngörülen asgari şartlara başta yayıncıların uyması, çevirmenlerin de kötü sözleşme koşullarını kabul etmemesi çok önemli. Okurların da iyi çeviriyi ödüllendirmesi, yani kitap seçiminde çeviri kalitesini dikkate alarak çeviriye yapılan yatırımın fuzuli değil elzem olduğunu göstermesi gerekiyor.

Çevirmenlerin telif hakkına saygı duyan sözleşmelerin yapılması, telif ücretlerinin vaktinde ve tam olarak ödenmesi gibi konularda yaşanan sıkıntılar krizle birlikte biraz daha arttı. Biz gerek üyelerimize gerek üyemiz olmayan çevirmenlere sözleşme şartları ve yasal hakları konusunda yol gösteriyoruz. Üyelerimizin örneğin ödemelerinde bir aksama olduğunda yayıneviyle onlar adına temasa geçebiliyor, ihtarname gönderebiliyor, çözülemeyen sorunlarda avukatımız aracıyla daha ileri hukuki kanalları devreye sokabiliyoruz. Çoğu çevirmen kendi hakları, sözleşmeler ve benzeri konularda yeterince bilgili değil ve sırf bu yüzden çeşitli haksızlıklara maruz kalıyor ya da haklarını arayamıyorlar. Eser çevirisi işine başlayan ya da başlamayı düşünenlere, çevirmenlik bölümlerinin öğrencileri veya yeni mezunlarına mutlaka Çevbir sitesindeki bilgilerden faydalanmalarını, gerekirse bize danışmalarını ve üye olmalarını öneririz.

Çeviri biraz da yabancı bir dünya ile köprü kurma ve buluşma hali; çevirinin (bunun gibi) ne gibi işlevleri var ?

Evet, çeviri özellikle içeriği itibariyle “biz” dediğimiz dünyanın “başka” dünyalarla iletişime geçmesinin yolu. Ama aslında diller de belli bir dünya tasavvuru, dünyaya ilişkin bir yorum oldukları için, çeviri, sırf içeriğiyle değil, bizi bir başka dille temasa geçirmesi dolayısıyla da, halkların birbirlerinden bir şeyler öğrenme yöntemi. Çeviriyle, biz bir “başka” dilin, belki yanı başımızdaki komşumuzun, belki yeryüzünün öbür ucundaki bir halkın, dilinin dünyaya nasıl baktığını da öğreniyoruz. Kimi filozof ve dilbilimciler bu nedenle çeviri etkinliğini, Babil Kulesi mitiyle ifadesini bulan bir “felaket”in, dillerin başa çıkılmaz çokluk ve çeşitliliğinin, bir şansa, bir imkâna çevrilmesi olarak yorumluyorlar.

Klişe olur mu bilmiyorum ama iyi bir çeviri nasıl olmalıdır ?

İyi bir çeviri öncelikle doğrudur, yani çevirdiği kaynak metni doğru anlar. Filozof ve dilbilimciler tartışıp dursa da, özellikle muğlaklaştırılmış, kasten iletişimi baltalayan metinler, bir de zor konularda yazıldığı veya üretildiği için belli bir muğlaklık içeren metinler dışında, aslında “doğru anlam” diye bir şey vardır ve genellikle kolayca saptanır bu. İyi çevirinin ikinci ölçütü ise, hedef-dilin, yani bizim durumumuzda Türkçenin, dilbilgisel kurallarına ve üslupsal geleneklerine uygun olmasıdır. Okur çoğunlukla bu ikinci ölçüte bakarak kararını verir. Haklıdır da. Elinde hedef-metni kaynak-metinle kıyaslama imkânı yoktur her zaman.

Çevirmenler Meslek Birliği 30 Eylül Çeviri Günü için ne gibi etkinlikler planladı?

Çevbir’in Dünya Çeviri Günü etkinliği bugün yapılacak. İstanbul’daki etkinlikler Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde paneller ve film gösterimlerinden oluşuyor. Fantastik edebiyat, felsefe ve çocuk edebiyatı çevirileri konulu üç panelin yanı sıra Avrupa Eser Çevirmenleri Birlikleri Konseyi (CEATL) tarafından hazırlanmış iki kısa film göstereceğiz. Ayrıca Ankara’da yine Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde bir çevirmenler buluşması yapılacak.

Türkiye çeviri ve çevirmenlerin durumunu değerlendirmenizi rica edeceğim. Çevirmenlik Türkiye’de ne zamandan beri meslek olarak kabul ediliyor ?

Açıkçası Cumhuriyet dönemi öncesinden beri çevirmenliği meslek olarak icra eden kişiler bulunmaktadır. Ancak, çevirmenliğin meslek olarak kabulünden söz edeceksek konuyu şu soru eşliğinde inceltmekte fayda var diye düşünüyoruz: Bir iş kolunu meslek olarak kabul etmemizi sağlayan unsurlar nelerdir? Bu soruyu da uzun uzadıya irdelemekten ziyade, izninizle, Çevbir olarak temsil ettiğimiz üyeler açısından en yakıcı noktalardan birine işaret etmekle yetinelim: Sosyal güvence. Meslekleşme, dolayısıyla çevirmenliğin sürdürülebilirliği düşünüldüğünde, hayati bir önemi var bunun. Şu an üyelerimiz ne yazık ki en temel sosyal güvence haklarından, örneğin ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanma ya da emekli olma hakkından yoksun ve bu haklardan faydalanmamızı sağlayacak herhangi bir düzenleme de yapılmış değil henüz. Bu konuda girişimlerimiz elbette olacak, zira Türkiye’de çevirmenlerin durumunu ve meslekleşmeyi, mesleğin geleceğini bundan bağımsız düşünmek olası değil.

Çevirmen deyince sadece kitap mı gelir akla? Film video vs. bu kategoride değerlendiriyor musunuz?

Aslında hayatın hemen her alanında ihtiyaç duyduğumuz ve başvurduğumuz bir edim çeviri. Çok sayıda alt alanı var. Yazılı ve sözlü çeviriyi en kapsamlı alt alanlar olarak düşünebiliriz. Ancak bu iki başlığın altında da sayısız alt alan var. Ticaret alanında da sözlü ya da yazılı çeviri yapan çevirmenler var, hukuk, tıp, siyaset ya da kültür alanında da. Çevirmen deyince elbette hepsi akla gelmeli. Ancak bu geniş yelpaze içinde Çevbir, yukarıda da belirttiğimiz gibi, eser çevirisi üreten çevirmenleri kapsamakta, temsil etmektedir. Ve evet, bu gruba, kitap çevirmenleri, filmler, diziler ve belgeseller için altyazı ve seslendirme çevirisi yapan çevirmenler, tiyatro oyunlarını çeviren çevirmenler dahildir.