‘Türkiye’de Gelecek Odaklı Kültür Politikası ve Stratejisine İhtiyaç Var’

İLKE Vakfı'nın hazırladığı, Geleceğin Türkiyesi'nde Kültür Politikaları raporunda Türkiye’nin kültür politikaları geçmişten bugüne incelenerek bir gelecek vizyonu oluşturuldu. Dünya sanat piyasasının değerinin 70 milyar dolara ulaştığı, Türkiye’nin ise bu pastadan pay alamadığı tespit edilen raporda, Türkiye’de gelecek odaklı bir kültür politikası ve stratejisine acilen ihtiyaç duyulduğu bulgusu öne çıkıyor.

İLKE Vakfı tarafından hazırlanan “Geleceğin Türkiyesi” raporlarının devamı mahiyetindeki “Geleceğin Türkiyesinde Kültür Politikaları Raporu”  29 Ocak 2022 Cumartesi günü TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un katılımıyla İstanbul’da kamuoyuna sunuldu.

Rapor, değindiği konular, içeriğinin tasnifi ve hazırlık metodolojisi ile Türkiye’de kültür politikalarına dair üretilen en kapsamlı ve bütünlüklü çalışmalardan biri olma niteliğini taşıyor. Raporda kültürel alan bütünlüklü ve kapsayıcı bir şekilde ele alınıyor. Sinemadan tiyatroya, opera ve baleden güzel sanatlara, müzik sektöründen yayıncılık sektörüne kadar birçok alan veriler çerçevesinde inceleniyor ve sorunlar için çözüm önerileri geliştiriliyor. Her bölümün sonunda yer alan değerlendirme ve geleceğe bakış kısımları bir gelecek perspektifi oluşturuluyor.

Bir çatışma alanına dönüşmüş olan kültür, halbuki devlet ve toplumun tam da üzerinde uzlaşması gereken bir konudur.

Raporda yer alan şu tespitler dikkat çekiyor: “Türkiye’de kültür alanı gittikçe daha tartışmalı bir hal alıyor. Bir tarafta 200 yıldır devam eden batılılaşma çabaları ve dinamikleri kültürel alanı şekillendirmeye devam ederken, diğer tarafta tarihsel ve toplumsal kimliğin yeniden üretiminin bir zemini olarak görülüyor. Bunlara eklemlenen kültürel alanın endüstrileşmesi, küreselleşme ve yerel alt kültürlerin açığa çıkma dinamikleri kültürel alanı gittikçe daha karmaşık hale getiriyor. Öte taraftan kültür konusu, Modern Türkiye için hep bir çatışma konusu olagelmiştir. Görünürde ideolojiler arası bir çatışma alanı gibi algılanan kültürde, aslında daha derinlerde egemen toplumsal gruplar ile bastırılmış toplumsal gruplar arasında bir gerilim olduğu gözden kaçmaktadır. Bir çatışma alanına dönüşmüş olan kültür, halbuki devlet ve toplumun tam da üzerinde uzlaşması gereken bir konudur.”

‘Kültür Politikalarında Bütünlük Yok’

Raporun en çarpıcı vurgusu Türkiye’de kültür politikalarında bir bütünlük olmadığı. Rapora göre, “Türkiye’de son yirmi yılda farklı kültürel sektörlerde önemli gelişmeler yaşansa da bu gelişmeler bütüncül bir şekilde gerçekleşmedi. Bu sebeple kültürel alanda var olagelen parçalılık sürüyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin gelişmeleri dikkate alan ve gelecek odaklı bir kültür politikası ve stratejisine acilen ihtiyacı bulunduğu görülüyor.”

‘Dünya Sanat Piyasasında Türkiye Kulvar Dışı!’

Raporda dünya sanat piyasasının değerinin 70 milyar dolara ulaştığı Türkiye’nin ise bu pastadan pay alamadığına değiniliyor. Özellikle müzik sektörü ile alakalı verilen bilgide piyasanın çevrimiçi platformların kontrolünde olduğunu ve asıl kârı bu küresel şirketlerin edindiğine değiniliyor.

Rapor yazarlarından Dr. Osman Ülker “Çevrimiçinde tamamen pasif konumdayız. Küresel piyasa çok büyük, biz %1 bile değiliz. Fakat küresel piyasadan pay almak için k-pop un yaptığı gibi tamamen başka bir şeye dönüşmeniz gerekir. Kültürel hegemonya kabul edilmezse küresel piyasalarda ekmek yok” sözleri ile mevcut durumu ortaya koydu.

Türk yapımları, 10 yıllık periyotta Hollywood yapımlarından daha çok izlendi ve daha çok kar ettiği tek Avrupa ülkesi oldu.

Raporun öne çıkan başlıklarından bir diğeri, Türkiye’de devlet teşviklerinin sinema sektörünü ayağa kaldırdığı yönünde. 2000 yılında toplam 15 film yapılırken, bugün bu rakamın ortalama 150’nin üstüne yükseldiği; devlet teşviği alan 40’a yakın bağımsız yapımın uluslararası prestijli festivallerde ödül aldığı; Türk yapımlarının 10 yıllık periyotta Hollywood yapımlarından daha çok izlendiği ve daha çok kar ettiği tek Avrupa ülkesi olduğu bulguları vurgulanıyor.

Kültür Politikalarının Sahip Olması Gereken Vizyon 10 Madde

Raporda kültür politikalarının sahip olması gereken vizyon 10 maddede sunuluyor.

  1. Toplumsal değer, hassasiyet ve talepleri daha fazla dikkate alan özgün bir kültür politikası oluşturulmalıdır.
  2. Milli kültürün bir parçası olan geleneksel sanatlarımız başta olmak üzere kültür politikaları siyasi çekişmelerin ve ideolojilerin üstünde bir mesele olarak ele alınmalıdır.
  3. Müstakil bir Kültür Bakanlığı kurularak tüm teşkilatı yeni imkan ve ihtiyaçlara göre yeniden yapılandırılmalıdır.
  4. Merkezi ve yerel yönetimlerin kültüre ayırdıkları imkan ve kaynaklar artırılmalı ve bu kaynaklar daha etkin kullanmalıdır.
  5. Kamu, özel sektör ve sivil toplumun işlevsel paydaşlığı geliştirilerek kültürel alana katılım demokratikleştirilmelidir.
  6. Kültür alanı ile ilgili veriler şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı ve politika yapım süreçlerine farklı aktörlerin katılması mümkün hale getirilmelidir.
  7. Sinema, tiyatro, müzik, güzel sanatlar gibi sektörlerin küresel ölçekte değer üreten ve rekabetçi bir konuma kavuşturulması için gerekli altyapı ve teşvik sistemi oluşturulmalıdır.
  8. Küresel bir etkinlik elde etmek için tüm dünyadan farklı kültür kuruluşlarıyla işlevsel ve faydalı iş birlikleri geliştirilmelidir.
  9. Kültür diplomasisi alanında faaliyet gösteren kuruluşlar güçlendirilmeli, aralarındaki koordinasyon geliştirilmeli ve faaliyetlerinin niteliği arttırılmalıdır.
  10.  Kültür sanat eğitimi alanındaki nitelik sorunları giderilmeli ve dünya ile rekabet edebilecek yeni nesillerin yetiştirilmesi için kapsamlı projeler geliştirilmelidir.

Raporun özetine buradan; 249 sayfadan oluşan ana rapora bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.