’Demokrasi ve İnsan Haklarında Gerileme Sürüyor’

Avrupa Birliği (AB) 2021 Türkiye İlerleme Raporu’nda önceki raporlara benzer şekilde, 'demokrasi ve insan hakları alanlarında gerilemenin sürdüğü' tespiti yapılıyor. "Sivil toplumun sürekli baskıya maruz kaldığı ve sivil alanın daralmaya devam ettiği" belirtilen raporda ayrıca AB ve Türkiye arasında diyalog ve iş birliğinin arttığı, 20 fasılda ise ilerleme kaydedildiği not ediliyor.

AB Komisyonu 19 Ekim 2021’de Batı Balkanlar ve Türkiye’nin 2021 Genişleme Stratejisi Belgesi ve Türkiye’ye ilişkin Ülke Raporu’nu açıkladı. AB Komisyonu’nun yaptığı açıklamada, raporda yer alan olumlu tespitlerden biri, 2021 yılında Türkiye ile AB arasında diyalog ve iş birliğinin arttığı ve Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde 20 fasılda belirli seviyelerde ilerleme kaydettiği yönünde. Ayrıca, AB’nin Türkiye ile ‘aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir’ şekilde çalışmayı sürdürmeyi amaçladığı belirtiliyor.

Bununla birlikte, 2021 İlerleme Raporu’nda “Türkiye’nin insan hakları, demokratik kurumlar, hukukun üstünlüğü ve dış politika başlıklarında beklenen adımları atmadığı” vurgusu öne çıkıyor.

Raporda çeşitli başlıklar altında öne çıkan hususlar şunlar:
  • Türkiye’de demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi sorunlar var: demokraside gerileme ve Başkanlık sistemine ilişkin yapısal eksiklikler devam ediyor. Türkiye, Avrupa Konseyi’nce yapılan tavsiyeleri yerine getirmedi. Parlamento, hükümeti denetlemek için gerekli araçlardan yoksun kalmaya devam etti.
  • Sivil toplum sürekli bir baskıyla karşı karşıya kaldı. Sivil toplumun faaliyet alanı ifade ve örgütlenme özgürlüklerini sınırlanmasıyla daralmaya devam etti. Kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine ilişkin yasa, insan hakları savunucularının ve sivil toplumun faaliyetlerine yönelik kısıtlama olasılığına dair ilişkin endişeleri artırıyor.
  • Cumhurbaşkanlığı sisteminde Cumhurbaşkanlığı karar ve kararnamelerinin aşırı kullanımı Meclisin fonksiyonlarını zayıflattı. Tek makamda aşırı yetki toplanmasını önlemek ve yargının bağımsızlığını sağlamak için gerekli olan denge ve denetleme mekanizmalarını eksikliği sürdü. Cumhurbaşkanlığı sistemi, hükümetin ve kamu idaresinin faaliyetlerini olumsuz etkiledi, kamu yönetiminin siyasileşmesine yol açtı.
  • Temel insan hakları alanında geriye gidiş sürdü. OHAL döneminde getirilen düzenlemelerin çoğu uygulamada kaldı. Demirtaş ve Kavala hakkında AİHM kararlarını Türkiye’nin uygulanmaması Türkiye’de yargının uluslararası ilkelere bağlılığına ilişkin kaygıları artırdı. Yazarlar, gazeteciler, akademisyenler ve insan hakları savunucuları gibi eleştiri yapan kişilere yönelik kısıtlamalar özgürlüklerin kısıtlanması ve otosansüre neden oldu.
  • İfade ve toplanma özgürlüğü, gerilemeyi sürdürdü. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılması, cinsel şiddet, ayrımcılık, azınlıklara ve LGBTİ+’lara karşı nefret söylemi ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor.
  • Türkiye’de 60’a yakın gazetecinin cezaevinde olduğu tahmin ediliyor. Gazetecilere işlerini yapmaları nedeniyle tehdit ve fiziki saldırı sürdü.
  • Türkiye’nin göç ve sığınmacı politikasında ilerleme kaydedildi. 2016 tarihli Türkiye-AB anlaşmasının olumlu yansımaları görüldü. Türkiye, dünyada en büyük mülteciye ev sahipliği yapan ülke olarak 3 milyondan fazla sayıdaki bu kişilerin ihtiyaçlarını karşılamada büyük çaba göstermeyi sürdürdü.
‘Türkiye, AB ’ye Üyelik Yönündeki Stratejik Tercihini Sürdürmektedir

İlerleme Raporu’nun yayınlanmasının ardından Dışişleri Bakanlığı yazılı bir açıklama yaptı. Açıklama ile raporda yer alan eleştirilerle “AB’nin Türkiye’ye karşı sorumluluklarını göz ardı ettiği ve yine çifte standartlı yaklaşım sergilediği” belirtildi.

Buna göre Türkiye, raporda özellikle siyasi kriterler ile Yargı ve Temel Haklar faslında “mesnetsiz iddiaları ve haksız eleştirileri” kabul etmiyor.  23. Yargı ve Temel Haklar ile 24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik fasılları önündeki siyasi engelleri AB’nin kaldırmadığı hatırlatılıyor.

Türkiye mülteciler konusunda 2016 yılında AB ile yapılan 18 Mart Mutabakatının tüm boyutlarıyla güncellenmesi çağrısında bulunmasına karşın; AB’nin buna kayıtsız kaldığının İlerleme Raporu’nda belirtilmediğini; mutabakatın sadece göç boyutuna yer verip, Türkiye’nin yaptıklarını öven ancak AB’nin yükümlülüklerine değinmeyen yaklaşımını eleştiriyor.

Türkiye ayrıca, Rapor’da 20 fasılda AB’ye genel uyum düzeyinin iyi olduğu tespitini hatırlatıyor ve siyasi engellemelere rağmen, AB müktesebatına uyum çalışmalarını sürdürmek konusundaki kararlılığını vurguluyor.

Sonuç olarak “Türkiye, AB’ye üyelik yönündeki stratejik tercihini en güçlü şekilde sürdürmektedir.” denilen Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, AB’nin “Türkiye’yi müzakere eden bir aday ülke olarak görmesi ve ahde vefa ilkesi doğrultusunda bunun gereklerini yerine getirmesi” gerektiği söyleniyor.

Türkiye 2021 İlerleme Raporu’na buradan ulaşabilirsiniz. (İngilizce)