“Emniyet Genelgesi Haber Alma Özgürlüğünü Engelliyor”

Basın örgütleri ve hak savunucusu STK'lar, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kamusal olaylarda kolluk güçlerine “görüntü ve ses kaydı alınmasını engelleme ve bu işlemleri yapanlar hakkında yasal işlem yapma” yetkisi veren genelgesinin, haber alma özgürlüğünü ihlal edeceğini ve kolluk güçlerinin insan hakları ihlallerinin görünürlüğünü engelleyeceğini belirterek karşı çıkıyor.

27 Nisan 2021 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan genelgede, kamusal ve adli olaylar sırasında “polisleri kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında adli işlem yapılması gerektiği” belirtiliyor.

Genelgenin alınmasına gerekçesinde, kolluk güçlerinin işlem yapılırken çekilen görüntülerinin, o olay özelinde “gerçeği tam yansıtmayacağı” ve “özel hayatın gizliliği ile kişisel verilerin” ihlal edilmesi gösteriliyor.

EGM GenelgesiHak savunucusu STK’lar ve basın örgütleri söz konusu genelgenin basın ve ifade özgürlüğü üzerinde yarattığı sakıncalara dikkat çekerek karşı çıkıyor.

“Emniyet’in kararını “yok hükmünde” olarak nitelendiren Türkiye Gazeteciler Sendikası, “Polis, sahada işini yapan muhabiri engelleyemez. Halkın haber alma hakkını ve can güvenliğini tehdit eden, sokakta işkencenin önünü açmak için çıkartılmış bu genelgeyi tanımıyoruz.” mesajını paylaştı.

“Emniyet Genel Müdürlüğü halkın gözü görmesin istiyor” açıklaması yayınlayan DİSK Basın-İş ise “Emniyet’in genelgesiyle gazetecilik faaliyeti engellenemez!” mesajını paylaştı. Ayrıca, sadece profesyonel gazetecilerin değil, yurttaş gazetecilerin de birçok haberin kamuoyuna iletilmesi için çalıştığını; büyük medya kuruluşlarının bile kimi durumlarda yurttaş gazetecilerden gelen bilgi ve görüntüleri kullandığını hatırlatan DİSK-Basın-İş,  “Emniyet Genel Müdürlüğü’nün amacının kişilik haklarını korumak değil, suçluyu gizlemek” olduğunu savunuyor. DİSK Basın-İş açıklamasında, “Kamuya açık alanda meydana gelen ve kamuoyunu ilgilendiren her türlü olayın anayasa ve uluslararası sözleşmeler tarafından korunan ifade ve basın özgürlüğü kapsamında olduğunu” ve genelgeye karşı “yasal haklarımızı kullanacaklarını” belirtiyor.

 Genelge, İnsan Haklarının İhlallerinin Görünürlüğünü Engelleyici Bir Pratik

Hak İnisiyatifi Derneği’in “Haber Alma Özgürlüğü Engellenemez” başlığı ile yayımladığı metinde ise haber alma özgürlüğünün temel haklardan olduğu ve demokratik toplumlarda vatandaşın doğru bilgi edinmesini sağladığına dikkat çekilerek, yayınlanan genelgenin asıl nedeninin “basın ve medya organlarına yansıyan istenmeyen görüntülerin kamuoyuyla paylaşılmasının önüne geçmek ve müdahale esnasında polisin faili olduğu hukuksuzlukların yaratacağı tepkileri engellemek” olduğu belirtiliyor. Açıklamada, Yargıtay’ın “ani gerçekleşen bir olayı delil olarak kullanmak üzere kaydetmenin suç oluşturmadığına” ve “bunun hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı” yönündeki kararlarını da hatırlatan Hak İnisiyatifi, genelgenin Anayasaya ve Türkiye’nin taraf olduğu temel haklara ilişkin sözleşmelere aykırı olduğunun altını çiziyor.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) da “Anayasa’da güvence altına alınan barışçıl toplantı ve gösteri yapma özgürlüğüne yönelik kolluk güçlerinin keyfi ve yasa/hukuk dışı müdahaleleri sırasında başta işkence ve kötü muamele olmak üzere, işlenen suçların üstünün örtülmesine ve görünmez kılınmasına yol açacağı” tespiti ile genelgenin derhal geri çekilmesi çağrısında bulunuyor.

Af Örgütü Türkiye Şubesi ise sosyal medya hesabında ; insan hakları hukuku çerçevesinde kolluk güçlerinin barışçıl protestolar sırasında üstlenmesi gereken “kolaylaştırma görevini” ve bu kapsamda insan haklarını ve protestocuları korumakla görevli olduğunu; gösteri hakkının nasıl savunulabileceğini ve barışçıl gösterinin bir hak olduğunu hatırlatıyor. Ayrıca, “Hükümetler arasında giderek artan gazetecileri kilit altına alma ve meşru çalışmaları suç haline getirmek için yasa çıkarma eğilimine karşı koymanın zamanı geldi.” mesajıyla Stef Simanowitz’in “Türkiye’de bağımsız gazetecilik baskılara karşı durabilir mi?” yazısına yer veriyor.

Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği kamunun bilgi edinme hakkının kutsal olduğunu belirterek polisin yaptığı her eylemin gazeteciler tarafından kaydedilip paylaşılabileceğine dikkat çekti.

Çağdaş Hukukçular Derneği, yurttaşların “suç işlendiği fark edildiğinde ses ve görüntü cihazlarıyla kayıt yaparak delil toplayabileceğini” hatırlatırken; akademisyen Süleyman İrvan, karar ile toplumun haber alma özgürlüğünün ihlal edildiğini ve toplumsal olayları görüntülemenin suç teşkil etmediğini kaydetti.

Genelgenin üzerinden kısa bir süre geçmişken, bugün YOL TV sitesinde, “Ankara’da ‘genelge’yi gerekçe gösteren kolluk güçlerinin 1Mayıs eylemlerini görüntüleyen Yol TV muhabiri Özge Uyanık’ın telefonunu yere atıp üzerine bastığı” haberine yer verildi.

Yine DİSK-Basın İş sosyal medya hesabında, “1 Mayıs’ta çekim yapan gazeteci arkadaşlarımız polis tarafından engelleniyor, üyemiz Sultan Eylem Keleş’in ”Gazeteciyiz, işimizi yapıyoruz” itirazı üzerine polisler ”Genelge talimatı var” dedi.” haberi yer aldı.