TÜSEV: “Sivil Toplumu Kısıtlayıcı Hükümler İçeren Kanun Yeniden Değerlendirilmeli”

TÜSEV “Mali Eylem Görev Gücü Tavsiyelerinin Uygulanması ve Türkiye’de Sivil Topluma Etkilerinin İncelenmesi” başlıklı kapsamlı bir bilgi notu yayımlayarak, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine Dair Kanun’un STK’ların işleyişini ve faaliyetlerini kısıtlayıcı nitelikte olduğunu yineledi. Metinde sivil alanı daraltmadan kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile etkili mücadele edilmesi için 7 öneri sıralanıyor ve ilgili tüm paydaşlar etkin diyalog ve işbirliği içerisinde çözüm geliştirmeye davet ediliyor.

Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) Avrupa Kâr Amacı Gütmeyen Hukuk Merkezi’nin (ECNL) desteğiyle hazırladığı “Mali Eylem Görev Gücü Tavsiyelerinin Uygulanması ve Türkiye’de Sivil Topluma Etkilerinin İncelenmesi Bilgi Notu’nda; Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – FATF), Türkiye’nin FATF üyeliği, FATF Tavsiye 8 (Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar için ) çerçevesinde, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun (Kanun) hükümlerini inceledi. Sivil toplum için elverişli bir ortamın mümkün kılınabilmesi için atılması gereken adımların da yer aldığı bir bilgi notu hazırladı.

Bilgi notunun ilk bölümünde, tartışma konusu olan Kanun’un terörizmin finansmanı riskinin azaltılması ve FATF ilkeleriyle uyumlu önlemlerin alınması amaçlamasına karşın, düzenlemede yer alan  yeni önlemlerin sivil alanı ciddi şekilde kısıtlayacağı ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) faaliyetlerini zorlaştıracak nitelikte olmasının gerekçeleri, sivil topluma yönelik kara para aklama (KPA) ve terörün finansmanıyla (TF) mücadele konusunda FATF tarafından belirlenen standartlar açısından analiz ediliyor.

Ardından FATF Tavsiye 8 kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için “KAGK” doğrultusunda Kanunun detayları ve FATF değerlendirmesine göre iyi ülke uygulamalarına değiniliyor. Bilgi notunun sonunda ise atılması gereken adımlara ilişkin 7 öneri ile ilgili tüm paydaşlar katılımcı bir müzakere sürecine davet edilerek, düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kaydediliyor.

FATF Tavsiye 8 ve STK’lar İçin Önemi

Bilgi notunda, ülkelerin sivil topluma yönelik kara para aklama (KPA) ve terörün finansmanıyla (TF) mücadele konusunda FATF tarafından belirlediği kriterler açısında önemli olan iki tavsiye kararına referans veriliyor: FATF Tavsiye 1, STK’lar da dahil tüm sektörlere uygulanacak kapsayıcı standartı içerirken, Tavsiye 8 ise terörizmin finansmanı ve kara para aklama riskinin sivil toplum üzerinde doğurabileceği etkileri detaylı olarak ele alan temel hükmü oluşturuyor.

Birçok ülkenin Tavsiye 8’i yanlış yorumladığını ve STK’ların faaliyetlerini engelleyecek şekilde uyguladığını gözlemleyen FATF, Tavsiye 8’e uyum konusunda kılavuzluk yapması için, Tavsiye 8’in ayrıntılı yorumlarına yer veren ayrı bir belge ile Haziran 2015’te “Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşların İstismarıyla Mücadele Üzerine En İyi Uygulamalar Belgesi”ni yayınladı.

FATF tarafından yayınlanan Tavsiye 8’e İlişkin Yorumlayıcı Not ve İyi Uygulamalar Rehberi adlı bu iki belgede, FATF’ın STK’lara ilişkin tavsiyesine uymaları için ülkelere  4 temel adımı takip etmeleri öneriliyor;

  • Terörizmin finansmanında STK’ların suiistimal edilme riskini belirlemek için sivil topluma yönelik risk değerlendirmesinin yapılması.
  • Sivil topluma ilişkin mevcut mevzuatın belirlenen risklere göre gözden geçirilmesi.
  • Riskler ve mevcut yasal düzenleme arasında uyumsuzluk tespit edildiğinde, STK’ların faaliyetlerini kısıtlamayacak ve riskle orantılı olacak şekilde tedbirler alınması.
  • Uluslararası insan hakları hukukuna ve diğer düzenlemelere uygun çözümlerin geliştirilmesi.

Söz konusu 4 adım çerçevesinde 31 Aralık 2020’de yürürlüğü giren Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine Dair Kanun hükümleri analiz edildiğinde, STK’ların işleyişini ve faaliyetlerini kısıtlayıcı nitelikte bir düzenleme olduğu sonucuna varılıyor.

Sivil Toplum İçin Daha Elverişli Bir Ortamın Geliştirilmesi İçin Öneriler

Yukarıda sayılan gerekçelerle, TÜSEV ilgili paydaşların, kamu kurumlarının ve STK’ların iş birliğiyle yürütülen katılımcı bir müzakere süreciyle birlikte sivil toplum için daha elverişli bir ortamın geliştirilmesi için gerekli olduğunun altını çizerek 7 öneri sıralıyor:

  • FATF tarafından hazırlanan iyi uygulamalar rehberinde de belirtildiği gibi, sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla, nesnel ve kapsayıcı bir risk değerlendirme mekanizmasının geliştirilmesi.
  • Dönemsel olarak gözden geçirilen ve itiraz mekanizmasına olanak sağlayan bir risk değerlendirmesinin yapılması. Risk temelli yaklaşım ve bunun uygulama yöntemi geliştirildikten sonra şeffaf bir şekilde kamuoyuna duyurulması.
  • Terörün finansmanı ve kara para aklama ile ilgili riskler, bu risklerin azaltılmasına yönelik yaklaşımlar ve FATF standartları ve gerekliliklerine ilişkin bilgi birikimi sağlayacak ve farkındalığı artıracak çalışmalar yaparak STK’ların bu alanda güçlenmelerinin sağlanması.
  • Sivil topluma ilişkin mevcut mevzuatın (yeni Kanun dahil) belirlenen risklere dayalı ve FATF’ın tavsiyelerine uygun olarak yeniden değerlendirilmesi ve bu minvalde gerekli değişikliklerin hayata geçirilmesi.
  • 2019 FATF raporu tavsiyelerinin en iyi şekilde nasıl ele alınacağını tartışmak için ilgili paydaşların yer aldığı ortak bir çalışma grubunun oluşturulması.
  • FATF tarafından işaret edilen eksikliklere yönelik sivil toplum için elverişli ortamı destekleyecek ve uluslararası insan hakları hukukuyla uyumlu çözümlerin geliştirilmesi.
  •  Terörün finansmanı ve kara para aklama ile mücadelede görev üstlenen kamu kurumlarının kendi aralarındaki eşgüdümünün artırılması ve bu kurumların STK’larla olan iş birliğinin güçlendirilmesi.

Bilgi notuna buradan ulaşabilirsiniz.