Mültecilerle Çalışan STK’lardan “Çözüm İçin Harekete Geçin” Çağrısı

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, Suriye Dernekleri Platformu, Sığınmacı Hakları Derneği ve Hepimiz Göçmeniz Platformu düzenlediği ortak basın toplantısında, Yunanistan-Türkiye sınırındaki mülteci krizinin çözümü için harekete geçilmesi çağrısında bulundu.

Suriye Dernekleri Platformu Genel Sekreteri Muhamed Akta, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Abdullah Resul Demir, Sığınmacı Hakları Derneği Başkanı Bekir Berat Özipek, Hepimiz Göçmeniz Platformu’ndan Yıldız Önen, Şenol Karakaş, Ufuk Uras ve Abdulhalim Yılmaz’ın katıldığı olduğu toplantıda kurumlar adına yapılan açıklamada, “Yaşama hakkını koruyun, çözüm için harekete geçin” denildi.

Sığınmacılarla ilgili çalışan dernekler ve bireyler olarak dünyaya acil çağrı yapılan açıklamada, “Tarihi bir kırılma noktasındayız. Bugüne kadar bu sorunun ortaya çıkmasında, derinleşmesinde ve bir milyon insanın ölümü, yedi milyon insanın ise sığınmacı olmasında doğrudan ve dolaylı olarak payı olan devletlerin bu tarihi anda görmezden gelme ve sorumluluk almama politikalarına devam etmelerinin sonuçları telafi edilemez olabilir.” uyarısı yapıldı.

Açıklamada mülteci krizinin çözümü için şu öneriler dile getiriliyor: “Türkiye devleti de sığınmacılar için hayatı zorlaştıracak türden düzenlemelerden kaçınmalı. Onların insan onuruna yaraşır bir biçimde yaşayabilecekleri ve kendilerini gitmek zorunda hissetmeyecekleri bir atmosfer oluşturmalı. Sığınmacıları Türkiye’de kalmaya veya gitmeye zorlamamalı. Gerek Suriye’den gelecek olanlar ve gerekse de ayrılmak isteyenler için açık kapı politikası uygulamalı. Ancak sığınmacıların seyahat, ülkeden ayrılma ve başka bir ülkeye sığınma haklarını, can güvenliklerini riske etmeyecek biçimde kullanmalarını sağlamalı. AB devletleri de sığınmacılarla ilgili üstlerine düşeni yapmalı. Suriye’de sorunun demokratik bir şekilde çözmek için sahici bir çaba göstermeli. Bu gerçekleşinceye kadar -veya bu sorumluluğu üstelenmediği zaman zarfında- sığınmacılara kapılarını kapatmaktan vazgeçmeli; onların tamamının Türkiye’de kalmasını sağlamaya çalışmamalı; bu insani trajedinin maliyeti paylaşılmalı. Milyonlarca insanın hayatı, artık bölgesel ve devletlerarası ilişkilere, stratejik hesaplara ve Türkiye ile ilişkilere kurban edilmemeli.Bugün acil ve öncelikli olan, İdlib ve çevresindeki sivillerin yaşama haklarını korumaktır. Bu sorumluluğun bilinciyle harekete geçmek, artık tüm insanlığın kaçınamayacağı bir ahlaki ve hukuki ödevdir.”