Kadın Odaklı Bir Sosyal Girişim: Etkin Kadın İş Platformu (EKİP)

Etkin Kadın İş Platformu (EKİP) Dünya Bankası’nın Avrupa Birliği’nden temin ettiği finansal kaynaklar ve Jana’nın yürütücülüğünde hayata geçiyor. 

Kadın odaklı sosyal girişimleri destekleme ve belirlenen bölgelerde iş geliştirme hizmetleri sunmayı amaçlayan EKİP; Grupo Cooperativo Tangente, Hayata Destek, Impact Lab, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Learning First Türkiye, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı, Uluslararası Mavi Hilal İnsani Yardım ve Kalkınma Vakfı’nı bir araya getiriyor.

Verilecek eğitim ve düzenlenecek etkinliklerle kadınlara birlikte kuracakları iş için iletişim ağı ve bilgi sağlamayı amaçlayan proje, iş kurmak isteyen ve İstanbul’da yaşayan 85 Suriyeli ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kadına yenilikçi bir iş kurma, çeşitli beceriler edinme ve daha da önemlisi gıda sektöründe üretken bir geleceğe kavuşma fırsatı sunacak.

Projenin detaylarını Sandrine Ramboux (Co-Program Manager, C@rma Director and JANA Co-Founder) ve Olga Blasco (Co-Program Manager and JANA Co-Founder) ile yapılan röportajdan öğrenebilirsiniz.

EKIP Projesi nedir?

EKiP (Etkin Kadın İş Platformu), Avrupa Birliği fonlarıyla, Dünya Bankası yönetiminde ve Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı kapsamında İstanbul’da başlıyor. Amacımız yenilikçi, sağlıklı ve hesaplı gıda ürünlerini ve öğünleri çeşitli iş kurumları vasıtasıyla sürdürülebilir bir biçimde üretmek ve tüketiciye ulaştırmak. Bunu yaparken sosyal kooperatifçiliğe uygun bir ekonomik model uygulamak, kadınları hedef almak istiyoruz.   

Projeyi uygulayan partnerler kim?

Proje tasarısı bir C@rma kuruluşu olan JANA öncülüğünde yapıldı ve uygulanıyor. Sahadaki partnerlerimiz Hayata Destek Derneği, Uluslararası Mavi Hilal Vakfı, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı. Eğitimler ise Bilgi Üniversitesi, LF Türkiye ve gıda sektöründe uzmanlık sahibi çeşitli uzmanlar tarafından verilecek. Yönetimsel süreçlere ise İspanyol kooperatif uzmanı Tangente destek veriyor. Projenin başarılı yönlerinin ve kadınların yaşamlarında yarattığı etkinin izlenmesi Impact Lab tarafından yakinen takip edilecek.

Projenin bir parçası olmak için kimler başvurabilir?

İstanbul’da yaşayan, 18 yaşını doldurmuş, Suriyeli ya da Türkiyeli her kadın projeye başvurabilir. Diğer kadınlarla birlikte gıda sektöründe faaliyet gösterecek bir şirkette çalışmayı, bu şirketin sahiplerinden biri olmayı istemeleri yeterli.

Böyle bir projede hem ev sahibi nüfusu, hem mülteci topluluğu hedef almanın yarattığı katma değer nedir? Zorlukları nelerdir? Bu zorlukları nasıl aşmayı planlıyorsunuz?

Kapsayıcı bir projeye imza atmak istiyoruz. Dolayısıyla başvuruda bulunmak isteyebilecek Suriyeli ve Türkiyeli kadınlara aynı anda ulaşmaya çalışıyoruz. Projenin fonu Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı tarafından sağlanıyor; böylece mültecilerin sosyal ve ekonomik entegrasyonunu desteklemek amaçlanıyor. Bu yüzden katılımcılar arasında çeşitlilik yakalamak önemli. İlk aşamada dil engeli sorun teşkil edecektir fakat dil dersleri ve projeye aktif katılım ile bunu kısa sürede çözmeyi umuyoruz. Tabii kültürel farklılıklar da entegrasyonu güçleştirebilir. Bu süreci yakından takip edeceğiz ve hem kadınlara, hem ailelerine yönelik grup aktivitelerini teşvik edeceğiz.

Projenizde katılımcıların yalnızca temel mesleki eğitim değil, sahip olacakları işi yönetmek için ihtiyaç duyacakları farklı becerileri edinmelerine de destek olacağınızdan söz ediyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz?

Projemizin özü, bir mutfak kurup kadınlardan satabilecekleri yemekler yapmalarını istemek değil. Kadınları birlikte iş kurup, birlikte yönetebilecekleri şekilde desteklemek istiyoruz. Bazıları malzeme tedarik etmekten, bazıları pazarlama ve satıştan, bazıları idari işlerden, muhasebeden ve muhtemelen birçoğu da üretimden sorumlu olacak. Genel ve spesifik iş yönetimi eğitimlerinin yanı sıra bu işi nasıl birlikte inşa edebilecekleri üzerine tartışmalara vakit ayrılacak; karar alma süreçleri, yönetim süreçleri nasıl olacak, kimin ne yapacağı nasıl belirlenecek ve projeye yeni insanların katılması nasıl sağlanacak… Mümkün mertebe katılımcılar tarafından yönlendirilen, proje ekibinin kolaylaştırıcılık rolü üstleneceği kapsayıcı bir metodoloji olacak.

Suriye Savaşı dokuzuncu yılına girdi ve ne zaman biteceği hala öngörülemiyor. Bu tip uzun erimli zorunlu göç durumlarında geçim kaynaklarına yoğunlaşan projelerin önemi nedir?

Bu tip insani krizlerde önce insani yardım dönemini görüyoruz, sonrasında ise bir bekleme dönemi oluyor. Mülteciler içinde yaşadıkları topluma entegre olma, dili öğrenme çabasına girişmeye değer mi bilemiyorlar çünkü kalıcı olup olmayacaklarını kestiremiyorlar. Gelinen noktada burada yaşayanlar en azından bir süre daha burada kalacaklarını, işgücüne katılmaları gerektiğini düşünüyorlar. Erkekler genelde geçmiş iş tecrübesi sahibi ve neler yapabileceklerinin bilincinde. Kadınlar ise genelde iş tecrübesinden yoksun ve rol modellere ihtiyaç duyuyorlar. Dolayısıyla insanlar iş kurabilsin diye mesleki eğitimler vermek tek başına yeterli değil çünkü iş kurma ve yoğun çalışma arzusunu derhal göremiyoruz, bu da başlı başına bir güçlük doğuruyor. Bu yüzden bütüncül bir yaklaşım benimsiyor, tüm etmenleri dikkate alıyoruz. Yalnızca gerekli teknik eğitimleri vermekle kalmıyor, insanları yüreklendirecek, öğrenme kapasitesine destek olacak, birlikte başarma hissini kuvvetlendirecek, zor anlarda psiko-sosyal destek sağlayacak; aileleriyle, eşleriyle ve topluluklarıyla ortak ve anlamlı faaliyetlerde bulunmalarını sağlayacak bir yaklaşımı savunuyoruz. Kuluçka dönemini bu bakış açısıyla desteklemeyi ve böylece işlerini başarıyla kurduklarına tanıklık etmeyi umuyoruz.

EKİP hakkında daha detaylı bilgi için bize info@ekiplatformu.com adresinden ulaşabilir, yolculuğumuzu  instagram, facebook ve twitter hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.