‘2015-2019 Arası Türkiye’de Eleştiri Nasıl Susturuldu?’

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Akademi’nin 'Eleştiriyi Susturmak' adlı çalışması, Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğünün alanının 2015-2019 yılları arasında nasıl daraltıldığını verilerle ortaya koyuyor. Buna göre, ifade özgürlüğüne yönelik ihlaller sonucu, 6.479 kişi gözaltına alındı, 2.801 kişi tutuklandı 727 kişiye toplam 27.448 ay hapis cezası verildi. 184 yayın kuruluşu kapatıldı.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Akademi’nin “Eleştiriyi Susturmak” bilgi notu, demokratik yurttaşlık alanının daraltılması konulu araştırma kapsamında hazırlandı. Bilgi notu 2015-2019 yılları arasındaki 5 yıllık dönemde ifade ve medya özgürlüğü ihlallerini inceliyor.

Bilgi notuna göre, “medya kuşatma altına alındı, habercilik suçlulaştırıldı. Gazeteciler yargılandı, tutuklandı, saldırıya uğradı, öldürüldü. “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Örgüt propagandası” suçlamaları, ifade özgürlüğü ihlallerinin” gerekçesi yapıldı.

İfade ve medya özgürlüğünün en sık ihlal edildiği iller İstanbul, Diyarbakır ve Ankara olurken, nüfusa oranla en çok hak ihlali bildirilen iller ise Tunceli, Diyarbakır ve Şırnak olarak tespit edildi.

Favori Suçlamalar: Cumhurbaşkanına Hakaret ve Örgüt Propagandası
  • İfade özgürlüğüne yönelik ihlallere gerekçe olarak sunulan suçlamaların çok önemli bir kısmını “örgüt propagandası” (476) ve “Cumhurbaşkanına hakaret” (346) oluşturdu. Bu suçları, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” (165) ve “örgüt üyeliği” suçlamaları izledi.
  • Ayrıca, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevini devraldığı Ağustos 2014 sonrasında Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle başlatılan soruşturma ve davalardaki hızlı yükseliş görüldü. Adalet Bakanlığı verilerine göre, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması sonrasında Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla başlatılan soruşturmalarda yaklaşık 47 kat, aynı gerekçeyle açılan kamu davalarında ise yaklaşık 40 kat artış oldu.
‘Kuşatma Altındaki Medya’
  • 2015-2019 yılları arasında bildirilen ifade özgürlüğü ihlallerinin yarısından çoğu (%54’ü) doğrudan doğruya medya ile ilgili oldu.
  • 2015-2019 arasındaki beş yıllık dönemde toplam 184 medya ve yayın kuruluşu kamu makamları tarafından kapatıldı. Kapatma işlemlerinin 170’i mahkeme kararı olmaksızın OHAL KHK’leri ile tesis edildi ve bu şekilde kapatılan kuruluşların mal varlıklarına devlet tarafından el kondu.
  • Toplam 21 medya kuruluşu hakkındaki kapatma kararı ise daha sonra yine OHAL KHK’leri ile kaldırıldı.
  • 2015-2019 yılları arasında çok sayıda medya kuruluşu ve gazetecinin mesleki faaliyetleri nedeniyle yoğun polis baskısına ve yargısal tacizlere maruz kaldı.
  • Bu dönemde, en az 287 polis baskını ve 146 polis müdahalesi sonucu toplam 1.118 medya çalışanı gözaltına alındı; 281 medya çalışanı tutuklandı ve 311 medya çalışanı çeşitli gerekçelerle toplam 1.592 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı.
  • 2015-2019 yılları arasında medya kuruluşlarına, gazetecilere ve basın yayın çalışanlarına yönelik çok sayıda sivil şiddet saldırısı gerçekleşti. Saldırılarda en az 5 gazete kurumsal olarak, en az 23 gazeteci ise kişisel olarak hedef alındı.
Sosyal Medyada ‘Asayiş’
  • 2015-2019 yılları arasında sosyal medya kullanıcılarına yönelik en az 578 polis operasyonunda en az 4 bin 684 kişi gözaltına alındı.
  • Başka nedenlerle gözaltına alınanlar da dahil olmak üzere en az 2 bin 357 kişi sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklandı.
  • İhlallerden etkilenenler arasında en az 18 milletvekili, 182 siyasi parti yöneticisi, 53 sendika ve dernek yöneticisi bulunuyor. Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.