Medya ve Göç Derneği’nin İlk Çalışması Proje Sessiz Yayında!

Medya ve Göç Derneği’nin yürüttüğü Proje Sessiz’in ilk serisi yayınlandı. Türkiye’de mülteci ve göçmenlerin karşılaştıkları nefret söylemi ve ayrımcılıkları kendi cümleleriyle betimledikleri anlatılardan oluşan Proje Sessiz, dijital bir hafıza merkezi oluşturmayı hedefliyor.

Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği desteği ile yürütülen Proje Sessiz’in yayınlanan ilk serisinde “İnsanlar Bizi Nasıl Görüyor?”  “Onlara Göre Biz Hiçbir Şeyiz.” ve “İnsan Bile Değil!” başlıkları ile mülteci ve göçmenler karşı karşıya kaldıkları nefretin günlük hayatlarındaki etkilerinden bahsediyor.

Proje, mülteci ve göçmenlerin “Türkiye’de hangi ayrımcı/ötekileştirici durumlarla karşı karşıya kaldınız?” sorusuna cevap olarak aktardıkları deneyimleri video ve podcast formatında hikayeleştirerek nefret söylemine dikkat çekmeyi amaçlıyor.

Proje Sessiz’in yayınlanan ilk serisi ayrımcılık hikayelerinde dile getirilen üç temayı baz alıyor:

1-İnsanlar Bizi Nasıl Görüyor?

Kadın olmaktan daha zoru kadın mülteci veya göçmen olmak…Mülteci ve göçmen kadınlar yalnızca ayrımcılığın ve nefret söyleminin değil aynı zamanda toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin de hedefi oluyorlar.

Türkiye’ye henüz yeni göç etmiş olan Wafaa çalıştığı tekstil atölyesindeki ilk gününde iş yeri sahibi tarafından uğradığı tacizi anlatıyor. Wafaa’nın anlatısında yer alan ’’İnsanlar Bizi Nasıl Görüyor ?’’  sorusu mülteci ve göçmenlere yönelik algıyı sorgulamanın önemini hatırlatıyor.

İnsanlar Bizi Nasıl Görüyor videosunu buradan izleyebilirsiniz.

‘’Ya başıma birşey gelirse diye internetsiz asla dışarı çıkmam. Mülteci kadınların ‘’maddi ihtiyaçları’’ var diye kolay sanıyorlar…’’ diye anlatıyor Nur, mülteci kadınların günlük hayatlarında yaşadığı tedirginliği.

Nur’un hikayesini buradan dinleyebilirsiniz.

2- Onlara Göre Biz Hiçbir Şeyiz…

Nefret, aynı sokakta yaşanan, her gün aynı yolda yürünen insana bile kendini öteki hissettirebilecek kadar güçlü bir olgu…

Anadilini konuştuğunda mülteci olduğunun anlaşılacağını düşündüğü için konuşmaktan kaçınan, sokakta ayrımcılıkla karşılaşmamak için yolunu değiştirerek yürüyen Rahaf ‘’Onlara göre biz hiçbir şeyiz’’ diye tarif ediyor mülteci ve göçmenlerin hissettiklerini.

Rahaf’ın hikayesini buradan izleyebilirsiniz.

İsmail mülteci ve göçmenlere en sık yöneltilen ‘’İşimizi elimizden alıyorsunuz! ‘’, ‘’Neden savaşmıyorsunuz!’’ Türkiye’deki hayatı üzerindeki etkilerini anlatıyor.

İsmail’in hikayesini buradan dinleyebilirsiniz.

3- İnsan Bile Değil!

Yıllarca emek verilerek kurulan ev, aile, kariyer, arkadaşlıklar… kısacası hayatta insanca var olabilmek için gerekli herşey.  Mülteci ve göçmen olmanın en zor yanı ise tüm bunları geride bırakıp göç edilen yerdeki önyargı ve kalıplarla baş etmek.

Tanınmayan veya yanlış tanınana dair olan nefretin günlük hayattaki karşılığını ‘’Araplar insan bile değil.’’ ile yaşıyor Ahmad.

Ahmad’ın hikayesini buradan izleyebilirsiniz.

Ahmad’ın Türkiye’de geçirdiği üç senenin ardından kurduğu yaşamı geride bırakıp Libya’ya dönüş hikayesi mülteci ve göçmenlerin insan bile olmadıklarını var sayacak boyuta ulaşan ayrımcılığı gözler önüne seriyor.

Ahmad’ın Libya’ya dönüş hikayesini ise buradan dinleyebilirsiniz.