Adalar’da Fayton Zulmünün Bedeli Ödendi mi?

Kış aylarında besleme yükümlülüğünden kurtulmak için atlarını başıboş bırakan, işine yaramayacağını düşündüğü atları öldürüp denize atan, belli olmamaları için atlarının yaralarını ayakkabı boyasıyla boyayan, Ruam hastalığı nedeniyle yasak olmasına rağmen Adalar’a kaçak şekilde at sokan, buna engel olmaya çalışan hayvan hakkı savunucularını darp eden, kaçak olarak soktukları atlar için kaçak ahırlar inşa eden, bu kaçak ahırlara döşedikleri kaçak elektrik hatlarından çıkan yangınlarda atların ölmelerine neden olan faytoncular bu yaptıklarının bedelini ödediler mi?

Üzerinden zaman geçtiği için öncelikle yakın geçmişi hatırlamakta fayda var. 

2019 aralık ayında 105 at Ruam hastalığı nedeniyle öldürüldü. Bunu takiben, İstanbul Valiliği, Adalar’da faytonu 3 ay süreye yasakladı. Atlar; resmi ve kaçak ahırlara alındı, ahırların kapılarına çevik kuvvetler yığıldı. Ruam taramaları ve taramalar sonucunda test sonuçları pozitif çıkan atların öldürülmeleri, Adalar için yeni bir şey değildi. Her ilkbahar ve sonbahar döneminde yapılan bir uygulamaydı. Ama bu sefer hem öldürülen at sayısının fazla olması hem de fayton zulmüne karşı yıllardır sürdürülen mücadelenin birikiminin dışavurumuyla hayvan hakları savunucuları, atların özgürlükleri için, sıfır atlı fayton talebiyle fayton zulmünü sonlandırma konusunda yetki sahibi olan kurum İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde yaşam nöbetine başladılar. İki aya yakın süre; yağmur, çamur, rüzgar, soğuk, gece, gündüz demeden yaşam nöbetini sürdürdüler. Bu mücadele başarıya ulaştı ve Adalar’da fayton zulmü son buldu.

Peki bu zulmün asıl sorumluları; kış aylarında besleme yükümlülüğünden kurtulmak için atlarını başıboş bırakan, işine yaramayacağını düşündüğü atları öldürüp denize atan, belli olmamaları için atlarının yaralarını ayakkabı boyasıyla boyayan, Ruam hastalığı nedeniyle yasak olmasına rağmen Adalar’a kaçak şekilde at sokan, buna engel olmaya çalışan hayvan hakkı savunucularını darp eden, kaçak olarak soktukları atlar için kaçak ahırlar inşa eden, bu kaçak ahırlara döşedikleri kaçak elektrik hatlarından çıkan yangınlarda atların ölmelerine neden olan faytoncular bu yaptıklarının bedelini ödediler mi?

Tabii diğer sorumluları da unutmamak gerekiyor. Yıllarca bu zulüm gözlerinin önünde yaşanıyor olmasına rağmen sessiz kalan kurumlar: İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Tarım Orman Bakanlığı. Üstelik harekete geçmek, bu kurumların başlarında oturan kişilerin ya da ilgili personellerinin sadece vicdani sorumluluğu değil Hayvanları Koruma Kanunu gereğince yükümlülükleri. Hayvanları Koruma Kanunu’na göre; hayvanlara kötü davranmak, güçlerini aşan fiillere zorlamak yasak. Faytonlarla ilgili at, faytoncu, ahır, güzergâh gibi detayları belirlemek ve bu süreci Hayvanları Koruma Kanunu ile diğer ilgili mevzuatta belirlenen şartlara uygun şekilde yürütmek İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin; faytoncular ile belediyenin bu faaliyetini hayvanların yaşam hakları çerçevesinde yürütüp yürütmediklerini denetlemek ve Hayvanları Koruma Kanunu’na aykırı bir durum tespit ettiğinde para cezası ya da el koyma şeklindeki idari yaptırımları uygulamak da Tarım Orman Bakanlığı’nın görevi.

Adalar Kaymakamlığı, faytoncularla arasında körler sağırlar birbirini ağırlar minvalinde bir ilişkisi olmasına rağmen, onlar hakkında çevrenin kasten kirletilmesi suçundan bir suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusuna gerekçe olarak; 

  • Adalar ilçesi Büyükada’da bulunan Ayanikola, İspark ve Tepeköy at ahırlarında yapılan denetimlerde; at ahırlarının bulunduğu alanlarda hayvanlardan ve çalışanlardan kaynaklı dışkı ve atıkların sızdırmaz foseptiklerde biriktirilmesi gerekirken, kontrolsüz şekilde umuma açık alanlarda biriktirilmesini, 
  • Atık biriktirmedeki bu usulsüz durumun çevrede koku oluşumuna yol açmasını,
  • Hayvanların bakım ve çalıştırılma şartlarının mevzuatın belirlediği koşullara uygun olmamasını,
  • Hayvanlara acı çektirilmesini, 
  • Hayvanların beslenme koşullarının yetersiz olmasını, 
  • Yük taşımaya elverişli olmayan hayvanların yük taşımakta kullanılmasını, 
  • Hayvan sağlığı ile ilgili hiçbir önlem alınmamasını, 
  • İstanbul’a at girişine ilişkin yasağa aykırı davranılmasını gösterdi.

Adalar Kaymakamlığı, Tarım Orman Bakanlığı’nın alt teşkilatındaki kurumlardan biri. Dolayısıyla yukarıda bahsettiğimiz gibi, Adalar’daki fayton sürecini, hem hayvanlarla hem de çevreyle ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemek, aykırı davranışta bulunanları tespit etmek, sorumlular hakkında idari yaptırım uygulamak, aynı zamanda suç teşkil eden durumlarla ilgili suç duyurusunda bulunmak Adalar Kaymakamlığı’nın görevi. Bu noktaya kadar bir problem yok. Problem; yıllardır devam eden bu hukuka aykırı süreci bilmesine rağmen sessiz kalmayı tercih eden, atların yaşadıkları zulmü göz ardı eden Adalar Kaymakamlığı’nın bir anda her şeyden yeni haberi olmuş havasında bu şekilde bir hukuki sürece girişmesi. 

Bu noktadan sonra kimse sorumluluktan kurtulmaya çalışmasın. Atların yıllarca yaşadıkları zulümden hem faytoncular hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi hem Tarım Orman Bakanlığı ile Adalar Kaymakamlığı, Tarım Orman Adalar İlçe Müdürlüğü gibi alt teşkilatı sorumludur. Faytoncular, Hayvanları Koruma Kanunu’na aykırı davranışlarından ve çevrenin kasten kirletilmesi suçundan cezalandırılmalıdır. Saydığımız kamu kurumlarının en tepeden en aşağıya konuyla ilgili tüm personeli, Hayvanları Koruma Kanunu’na aykırı davranışları ve görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmalıdır.

Gelelim Adalar Kaymakamlığı’nın faytoncular hakkında geç kalmış suç duyurusunun neticesine. Bu suç duyurusuna, süreci takip edebilmek için Yaşam Nöbeti ekibini temsilen biz Hayvanlara Adalet Derneği olarak müdahil olduk. Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalar Kaymakamlığı’nın suç duyurusuna gerekçe olarak gösterdiği hususların araştırılması için çevre, ziraat ve kimya mühendisinden oluşan üç kişilik bir bilirkişi heyetinden rapor aldı. Bilirkişi heyeti, yaptığı inceleme sonucunda; gözleme dayalı düzenlenen rapor ve görseller dışında hava, toprak, su kirliliğinin meydana geldiğine dair ölçümleme, örnekleme, analiz gibi somut bir bilimsel tespite rastlanmadığını, geriye dönük olarak numune alma ve bilimsel tespit yapma imkanının olmadığını belirtti. Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı da, bu rapora dayanarak; şüphelilerin üzerlerine atılı çevrenin kasten kirletilmesi suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, somut delil bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Karara itiraz hakkımız var ancak; bu konuda bilirkişi raporunda belirtilen somut delillerin Adalar Kaymakamlığı tarafından zamanında toplanmış olması gerekiyordu, dosyaya konu etmediklerine göre onların da ellerinde olmayan bu delilleri bizim bu aşamada elde etme imkanımız olmadığı için itirazımızdan da bir sonuç alabileceğimizi düşünmüyoruz.

Zaten konunun başında; Adalar Kaymakamlığı ile faytoncuların ilişkisini, körler sağırlar birbirini ağırlar ifadesiyle tanımlamıştık. Suç duyurusunun detayları ortaya çıktıkça ifademizin haklı olduğu da anlaşılıyor. Yıllarca atların yaşadıkları zulmü sonlandırma yetkisini elinde bulundurmasına rağmen harekete geçmeyen Adalar Kaymakamlığı, harekete geçmeye karar verdiği noktada da baştan savma iş yapmış ve bütün süreci eline yüzüne bulaştırmış.  

Sonuç olarak; atların yıllarca çektikleri zulüm, cezasız kaldı, kimse bunun bedelini ödemedi.. Ne faytoncular ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne de Tarım Orman Bakanlığı herhangi bir yaptırıma maruz kaldı. Aksine, faytoncular ödüllendirilir gibi atlar ve faytonlar karşılığında yüksek meblağda paralar aldılar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yıllardır süren zulmü sonlandırmak için neden bu kadar beklediğinin ve fayton zulmünden kurtardığı atları “sahiplendirme” adı altında nasıl başka zulümlere sürüklediğinin hesabını vermeden, faytonları kaldıran belediye olarak takdir topluyor. Tarım Orman Bakanlığı, İstanbul Valiliği, Adalar Kaymakamlığı; geçmişe dair bütün hukuka aykırı davranışlarını unutmuş, şu anda da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “sahiplendirme” adı altında yaptığı atları başka bir zulme sürükleme çalışmasını denetlemeyi de becerememiş bir durumda faytonların kalkmasına ilişkin süreci üç ay yasak kararıyla kendilerinin başlattıklarını düşünerek etrafta gururla dolaşıyor.

Tek tesellimiz, Adalar’da fayton zulmünün tamamen son bulmuş ve bir daha hiçbir atın Adalar’da bu korkunç eziyeti yaşamayacak olması ama kalbimizde de kaybettiğimiz atlarımızın ve onlara yapılanların hesabını soramamış olmanın üzüntüsü.

Barış Karlı

Hayvanlara Adalet Derneği 

Hayvanlara Adalet Derneği

Üyelik Tarihi: 22 Temmuz 2020
15 içerik
Yazarın Tüm Yazılarını Gör