Satranç Olimpiyatları ilk Defa Tüm Engelli Kategorileri için Aynı Anda Düzenleniyor

17 Kasım 2020
Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) bu yıl 20 Kasım- 3 Aralık tarihleri arasında ilk defa tüm engelli kategorilerinden sporcuların katılımına açık Satranç Olimpiyatlarını online olarak düzenliyor. 2020 yazında Rusya’da gerçekleşmesi planlanan etkinlik, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid- 19 pandemisi sebebiyle ertelendi ve online platforma taşındı. Ancak etkinliği düzenleyenler ve olimpiyatlara katılacak olan sporcular, ilk olma niteliği taşıyan olimpiyatlara dair heyecanlarını koruyor. 

44 federasyon, 61 takım ve 396’sı oyuncu olmak üzere toplam 557 kişinin katılacağı olimpiyatlarda müsabakalar Tornelo adlı program aracılığıyla yürütülecek. Türkiye, 4 takımla turnuvaya en çok katılım gösteren ülke konumunda

‘Paralimpik Oyunlarına Satrancı Dahil Etmeye Çalışıyoruz’

satranç olimpiyatlarıFIDE Engelliler Komisyonu üyesi Seçkin Serpil, olimpiyatlar aracılığıyla farklı ülkelerden benzer hikayelere sahip oyuncuları bir araya getireceklerini söylüyor. Etkinliği neden önemsediklerini ise şöyle anlatıyor:  

“FIDE bu işi çok ciddiye alıyor. Geçen sene Selanik’te düzenlenen Eşit Fırsatlar Çalıştayı’nda aldığımız kararlar doğrultusunda Paralimpik oyunlarına satrancı dahil etmeye çalışıyoruz. Bu oyuncular için çok heyecan verici bir şey. FIDE’nin bir sloganı var; “biz bir aileyiz”. Bu olimpiyatla birlikte, diğer engelli sporcular da ülkelerinde iyi birer sporcu oldukları takdirde olimpiyatlara seçilebileceklerini düşünecek. Her sporcunun hayali olimpiyatlara gitmek, o spot ışıklarının altında olmaktır.”

‘Satranç Amerika’dan Malezya’ya, Rusya’ya, Türkiye’ye  farklı ülkelerden ve farklı anadillerden oyuncuları bir araya getirecek diyen Serpil, ‘Satranç bizim ortak dilimiz’ ifadesini kullanıyor. 

‘Satranç Engelli Sporcuların Bu Kadar Eşit Şartlarda Mücadele Edebileceği Yegane Spor’

engelli satranç olimpiyatları23 yaşındaki Spinal Müsküler Atrofi (SMA) hastası olması sebebiyle bedensel engelli olan satranç oyuncusu Handenur Şahin de olimpiyat heyecanını paylaşan sporculardan biri. Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünü birincilikle bitiren Şahin, Sabancı Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimini sürdürüyor. 13 yıldır satranç oynayan Şahin, aynı zamanda milli takım oyuncusu. Profesyonel düzeyde satranç oynayan engelli bireylerin ne tür zorluklarla karşılaştıkları sorusunu şöyle yanıtlıyor: 

“Maalesef ülkemizde profesyonel düzeyde satranç oynayan sporcu sayısı gerçekten az. Ben FIDE’nin bu yıl ilk defa düzenleyeceği bu olimpiyatların pek çok sporcu için de teşvik olacağını düşünüyorum. Aslında satrançta farklı engel grupları farklı sorunlar yaşıyor. Mesela görme engelliler için eğitim materyallerine erişmede sorunlar olabiliyor. Bunun dışında özellikle il bazında hep bildiğimiz erişilebilirlik sorunları var. Ve tabi ki maddi problemler, özellikle satranç eğitimi almak için. Ama şunu da belirtmek gerekiyor: Satranç engelli sporcuların herhangi bir sağlık sorunu olmayan sporcularla bu kadar eşit şartlarla mücadele edebildiği yegane spor doğası gereği. “

Turnuvayla ilgili çok heyecanlı olduğunu söyleyen Şahin “her ne kadar online olsa da tarihe tanıklık etmek gibi. Çünkü her sporcunun hayali ülkesini olimpiyatlarda temsil etmektir. O yüzden de çok önemsiyorum bu organizasyonda yer almayı” sözleriyle olimpiyatların kendisi için önemini anlatıyor. 

‘En Temel Zorluk Eğitim Materyallerine Ulaşım’

Selim - Kerim AltınokGörme engelli satranç oyuncuları Selim ve Kerim Altınok kardeşler de olimpiyatlar için heyecanlı olduklarını söylüyor. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden birinci ve ikinci olarak mezun olan Altınok kardeşler, aynı üniversiteden yüksek lisans ve doktora dereceleri almalarının yanı sıra, İstanbul Devlet Konservatuarı Batı Şan bölümünden de mezun olmuşlar. Avukat ve müzisyen kimliklerinin yanında 14 yaşından beri satranç oynuyorlar. Üstelik bu alanda oldukça iddialılar. Selim Altınok, 1997 yılında Türkiye’ye gelen dönemin dünya satranç şampiyonu Anatoly Karpov’a karşı oynadığı özel karşılaşmada beraberliğe ulaşmış. 

Satranç tahtasıyla ilk defa bir aile dostlarının evinde karşılaşan Altınok kardeşler, bu ilk tecrübeyi şöyle anlatıyor:

“Onun evine gittiğimizde satranç tahtasına dokunuyorduk. Taşları hoşumuza gidiyordu. Kurallarını bilmediğimiz için kendimizce oyunlar yapmaya çalışıyorduk. Fakat gel zaman git zaman bize kurallarını da öğretti. Daha sonra kitaplardan devam ettik, kendimizi geliştirdik.” 

Ne Kadar Oynarsanız O Kadar Gelişiyorsunuz

Selim Altınok, kabartma tahtalara ve görme engelliler için satranç eğitim materyallerine ulaşmanın başlıca sorunlardan biri olduğunu belirtirken, kardeşi Kerim Altınok şöyle devam ediyor:

“Satranç sadece oynayarak geliştirilen bir spor değil. Hem spor hem de bilim tarafı var. İşin bilimsel tarafı kitaplardan ve deneyimli hocalardan, ustalardan öğreniliyor. Spor tarafı ise oynanarak. Ne kadar çok oynarsanız o kadar gelişiyorsunuz.” 

Görme engelliler için üretilen sesli satranç kaynaklarının tüm dünyada dijitalleşme ile birlikte arttığını ancak hala yeterli düzeyde olmadığını belirten Altınok kardeşler, batıda görme engelli satranç sporcuları için oluşturulan kurumların daha eski ve yerleşik olduğunu, ancak Türkiye’de konuyla ilgili çalışanların bilgisayar teknolojileri konusunda pek çok ülkeden bir adım ileride olduğunu, bu durumun Türkiye’deki sporcular için bir avantaj olduğunu belirtiyorlar. 

Otoriteler pandemi döneminde satranca olan ilginin arttığı belirtirken, Altınok kardeşler, “Pandemi döneminde bizi en çok tatmin eden ve sosyalliğimizi korumamızı sağlayan şey katıldığımız online satranç turnuvaları oldu” diyor. 

Elbette şartlar izin verseydi de yüz yüze olsaydı daha iyi olurdu. O bambaşka bir şey.

FIDE’nin ilk ‘Engelliler Kupası Turnuvası’ Mayıs ayında, yine online olarak gerçekleşmişti. Etkinlik aynı zamanda olimpiyatlara hazırlık niteliği taşıyordu. Olimpiyatların düzenlenmesinin ardından satrancın Paralimpik oyunlarına dahil edilmesi de söz konusu olabilecek. Kısa sürede ardı ardına gerçekleşen ilkler, yapısı gereği fiziksel engelleri, cinsiyeti, yaşı önemsizleştiren bir spor olan satrancı tüm dünyadan sporcuların ortak dili haline getirmek konusunda önemli adımlar olarak tarihe geçecek. 

Önümüzdeki senelerde olimpiyat ışıkları altında yüz yüze yarışacak oyuncular ise bizlere yepyeni spor hikayeleri armağan edecek.