Kadınlardan BM ve Üyelerine Çağrı: ”Kadınlar Barış ve Güvenliğin Tesisinde Yer Almalıdır!”

Birleşmiş Milletler, çatışmaların önlenmesi, yönetilmesi ve çözülmesiyle ilgili tüm karar alma süreçlerinde kadınların daha fazla temsil edilmelerini sağlamak amacıyla 2000 yılında 1325 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı aldı. 1325 sayılı kararın 20. yılında 102 ülkeden 558 kadın sivil toplum kuruluşu, açık bir mektup yayınlayarak Birleşmiş Milletler ve üye devletlerine kadınların barış ve güvenliğin tesisinde resmi olarak ve etki yaratacak şekilde yer alması gerektiğini hatırlattı.

BM’nin 1325 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı, silahlı çatışmaların kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkilerine, kadınların barışın sağlanmasındaki rolüne, barış ve çatışma çözme süreçlerinin toplumsal cinsiyet boyutlarına dikkat çeker; bu rolle bağlantılı olarak kadınların çatışmaların önlenmesi, yönetilmesi ve çözülmesiyle ilgili ulusal, bölgesel ve uluslararası kurumlar dahil tüm karar alma mekanizmalarında daha fazla temsil edilmelerini sağlamayı amaçlar. “Önleme”, “katılım”, “koruma” ve “rahatlama ve iyileşme” olmak üzere dört aşamada kadınların barış ve güvenliğin tesisinde her aşamada rol üstlenmesini öngören 1325 sayılı kararın sonrasında çıkan tamamlayıcı kararlarla birlikte, 1325 sayılı BMGK kararının en önemli özelliklerinden biri, kadın STK’larının, kadınların barış ve güvenlik alanındaki rollerinin BM tarafından tanınmasını sağlamasıdır.

BM 1325 GKBM Güvenlik Konseyi’nin Kadın, Barış ve Güvenlik Açık Tartışması öncesinde yayınlanan ve küresel düzeyde 500’den fazla kadın sivil örgütünün imzaladığı açık mektup, Arapça, İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Rusça dillerinde yayınlandı. Mektup, BM ve üye devletlerini kadınların katılımına öncelik vermeye ve 2000 yılında alınan karar gereği “BM Kadın, Barış, Güvenlik gündemini” tam olarak uygulamaya davet ediyor.

Küresel düzeyde çağrıya destek veren 558 imzacı arasında Türkiye’den Umudu Canlandırma Derneği (Hope Revival Organization) ve Kırmızı Biber Derneği (KBD) yer alıyor.

“Sonucu Etkileme Gücü Olmadan Katılım, Katılım Değil, Gözlemdir!”

Açık mektupta kadın örgütleri tarafından öne çıkarılan bazı hususlar şunlar:

  • 1325 sayılı kararının mimarları, 20 yıl önce dünyanın dört bir yanındaki kadın ve kızlar için çatışmanın acımasız ve orantısız gerçekliğini tanıdı. Bunun yanında, barış ve güvenliğin sağlanması süreçlerine kadınların eşit katılımları gerektiğini de kabul ederek tarih yazdılar. O tarihten bu yana, nisbi bir ilerleme kaydedilmiş olsa da verilen sözler küresel düzeyde çatışma ortamında yaşayan 264 milyon kadın ve kızı yaşadıkları gerçekliği karşılamak yerine retorik olarak kaldı.
  • Sürdürülebilir barış ortamının sağlanması ve cinsiyet eşitliği, yapısal dönüşüm, insan haklarına saygı, topyekûn sorumluluk, hesap verebilirlik ve çatışmalardan etkilenen toplulukların kapsayıcı, anlamlı katılımını gerektirir.
  • BM’nin Kadın, Barış, Güvenlik gündeminin amacı, herkes için sürdürülebilir barış, güvenliğin temini; çatışmaları önlemek ve barışın sürmesini sağlamak. Kadınlar tam, eşit ve anlamlı katılım sağlayarak müzakere ve diğer süreçlerin sonucunu etkileyebilir; bu süreçlerin sonrasında ise alınan kararların uygulanmasını etkileyebilmeleri için, yine kadınların doğrudan, anlamlı ve resmi olarak bu karar alma mekanizmalarına katılımı gerekir. “Sonucu etkileme gücü olmadan katılım, katılım değil, gözlemdir.”
  • Cinsiyet eşitsizliğinin ve kadınların dışlanmasının nedenleri ve sonuçlarına ilişkin olarak geçen 20 yılda kanıtlanan gerçekler; silahlı çatışmaların %79’u cinsiyet ayrımcılığının yüksek olduğu koşullarda gerçekleşti. Araştırmalar, cinsiyet eşitsizliğinin çatışmanın temel nedenlerinden biri olduğunu doğruluyor.
  • BM’nin tüm üye devletleri, BM ve uluslararası liderleri, BM destekli tüm barış süreçlerinde kadınların doğrudan ve resmi katılımını bir gereklilik haline getirmek için tam siyasi desteklerini taahhüt etmeye ve kadınların barışa ve güvenlik süreçlerine tam, eşit ve anlamlı katılımını sağlamak için mümkün olan tüm adımları atmaya çağırıyor.

Çağrı metninde kadınların barış ve güvenliğin temininden anlamlı, doğrudan ve resmi katılımının sağlanması için gerekli koşullar sıralanmış;

  • Kadınların ve kız çocuklarının, çatışma önleme çabaları, barış süreçleri ve barış anlaşmalarının uygulanması da dahil olmak üzere, barış ve güvenliğin teminine ilişkin tüm süreçlere tam, eşit ve anlamlı katılımına öncelik vermek, kaynak sağlamak ve aktif olarak desteklemek.
  • Çatışmalardan etkilenen kadınların insan haklarının korunmasını garanti edecek şekilde, güvenlik politika, strateji ve programlarını uluslararası insan hakları ve insani hukuk standardına uygun hale getirmek.
  • Farklı kadın liderlere, insan hakları savunucularına ve barışı inşa edenlere yönelik gelecekteki katılımlarını önleyecek tehditleri ve şiddeti önlemek; barış ve güvenlik süreçlerine, barış ve insan haklarını geliştirmedeki çalışmalarını ve rollerini desteklemek.
  • BM ve diğer ilgili bölgesel kuruluşlar dahil olmak üzere tüm aktörleri, düzenleme, izleme ve uygulama dahil tüm barış ve siyasi süreçlerde he kesimden kadının doğrudan katılımını sağlamaktan sorumlu tutmak.

Açık Mektup

Çeviri: Ses Eşitlik ve Dayanışma Derneği