Avrupa Konseyi: “İstanbul Sözleşmesi’nin Amaçları ve Hükümleri Kasıtlı Olarak Yanlış Tanıtılıyor”

18 Eylül 2020
Avrupa Konseyi, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma tartışmalarını sürdüren Türkiye dahil bazı ülkelere cevap mahiyetinde bir açıklama yayınladı. Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik itirazların sözleşmenin amaçlarının ve hükümlerinin kasıtlı olarak yanlış tanıtılmasının bir sonucu olduğu tespitini yapılıyor ve parlamenterler sözleşmeye açıkça destek vermeye davet ediliyor. Konsey, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkanların temel dayanağı olan ve sözleşmenin “aile hayatını veya yapısını yeniden düzenlemeyi amaçlayan gizli bir gündemi olduğu” suçlamasını “ataerkil düzenin savunulması, korunması ve yaygınlaşmasına hizmet eden temelsiz iddialar” olarak tanımlıyor.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Eşitlik ve Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi, İstanbul Sözleşmesi etrafında devam eden tartışmalar gündemiyle 11 Eylül’de yaptığı toplantının ardından yayınladığı açıklamada,  İstanbul Sözleşmesi’ne desteğini yineledi.

Komite açıklamasında, İstanbul Sözleşmesi’nin dünyada kadınları şiddetten koruması konusunda en ileri ve kapsamlı uluslararası hukuki ölçüt olarak kabul edildiğini hatırlatıyor ve 2014 yılında yürürlüğe girişinden bu yana sözleşmenin herkesin, özellikle kadınların, şiddete maruz kalmadan yaşama hakkını koruyacak ve iyileştirecek yasal ve diğer önlemler aracılığıyla kayda değer gelişime katkı sunduğuna dikkat çekiyor.

Açıklamada, Polonya ve Türkiye’den siyasetçilerin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması için çağrı yapmalarını ve diğer ülkeleri kendilerini takip etmeye davet etmelerine ilişkin tavrın, sözleşmenin amaçlarının ve hükümlerinin kasıtlı olarak yanlış tanıtılmasının bir sonucu olduğu tespitini yapıyor.

“Ataerkil Düzenin Savunulması, Korunması ve Yaygınlaşmasına Hizmet Eden Temelsiz İddialar”

“İstanbul Sözleşmesi’nin gündemi çok açıktır: şiddet riskiyle karşı karşıya olan kızların ve kadınların güvenliğini sağlamak, toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmek ve kadınlara karşı ayrımcılığı yok etmek – ki hepsi halihazırda İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nde düzenlenen temel haklardandır. Kasti olarak Sözleşme’nin amaçlarını çarptırmak ve “aile” kavramını yeniden tanımlamayı ya da aile hayatını veya yapısını yeniden düzenlemeyi amaçlayan gizli bir gündemden bahsetmek, ataerkil düzenin savunulması, korunması ve yaygınlaşmasına hizmet eden temelsiz iddialardır….Sözleşmenin gerçek önemini, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve kadınların korunması için ön sıralarda çaba sarf eden sivil toplum ve hizmet sağlayıcılar göstermektedir.”

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Eşitlik ve Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi, bütün meclisleri daha fazla eşitlik, kadınların ve kızların şiddete karşı daha iyi korunması ve şiddetin önlenmesi için tedbirlerin güçlendirilmesi için benzersiz bir belge olan Sözleşmenin aktif olarak uygulanmasını desteklemeye davet ediyor.

Komite, ülke parlamentolarındaki vekillere çağrıda bulunuyor;

  • İstanbul Sözleşmesi’ni henüz imzalamamış ve onaylamamış taraf ya da taraf olmayan devletleri, sözleşmeyi imzalamaları ve onaylamaları için aktif olarak destekleyin;
  • Sözleşme’de yer verilen insan hakları standartlarından geriye gidişi reddedin;
  • Sözleşme’ye taraf taraf devletlerde, Komitenin, GREVİO’nun (kadınlara yönelik şiddete ve ev içi şiddete karşı uzman grubu) hazırladığı raporlara ve kararlara dayanarak verdiği tavsiyelerin uygulanması için çalışın;
  • Sözleşme’ye karşı çıkılan taraf devletlerde, Sözleşmenin sürekli ve güçlü bir şekilde uygulanmasının kadınların, kızların ve bütün toplumun menfaatine olduğunu destekleyen açıklamalar yapın.

Çeviri : Benan Molu