Kadınların ‘Ekmek ve Gül’ Mücadelesi Her Yerde!

Önce bir televizyon programı, ardından programa eklenen bir aylık dergi, televizyonun bir gecede KHK ile kapatılmasının ardından ise bir internet sitesi ile yola devam eden Ekmek ve Gül’ün, yalnızca bir “kadın yayını” değil, aynı zamanda bir “örgütlenme ağı” olduğunu biliyor muydunuz? Ekmek ve Gül’ün kadınlara tek tek ulaşma, birlikte daha da güçlü birlikler oluşturma, yalnızca bir yayın değil aynı zamanda bir dayanışma ağı olma hedefini Ekmek ve Gül’ün yerel gruplarında yer alan kadınlarla konuştuk.

2008’de yayın hayatına başlayan Hayat Televizyonu’nun ilk programlarından biri olan Ekmek ve Gül, televizyon 2016’da KHK ile kapatılana kadar gündüz kuşağındaki bilindik kadın programlarının aksine, kadınların gerçek yaşamlarını, sorunlarını, taleplerini, haklarını ekranlara taşıyan bir program olarak da adını duyurmuştu. Aynı zamanda 2008’den bu yana her ayın ilk Cumartesi günü Evrensel Gazetesi ile birlikte yayımlanan aylık Ekmek ve Gül dergisi özellikle işçi kadınların yaşamlarını sayfalarına taşıyor. Ekmek ve Gül ülkenin birçok yerinde yerel örgütlenmelerle de kadınlara ulaşıyor o günden bugüne; üniversitelerde, mahallelerde okuma grupları, atölyeler, dernekler kuruyor.

Bu örgütlenmelerde en önemli ayrıntılardan biri, tek merkezden değil, her yerelin ihtiyacına göre, bir araya gelen kadınların bulduğu, yarattığı formlarda var olması.

Örneğin, Bandırma’da ekmekvegul.net sitesini takip eden kadın öğrenciler kendileri bir Ekmek ve Gül grubu kurmaya girişiyor. Kocaeli’deki Yenikent Mahallesi’nde bir araya gelen kadınlar, bu birlikteliklerini kalıcı hale getirmek için zamanla Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği’nde bir çatı altında buluşuyor. Çeşitli illerde kadınlar Ekmek ve Gül adıyla kadın koroları, kadın tiyatro grupları, futbol takımları kurmuşlar; Mersin, Antalya ve Denizli gibi… Birçok üniversitede Ekmek ve Gül Atölyeleri de var. Kocaeli, Dokuz Eylül, Pamukkale, Aydın, Muğla, Çukurova Üniversitesi kadınların bir araya gelip faaliyetlerini kendilerinin gerçekleştirdiği örgütlenmelerden. Kimi üniversitelerde Ekmek ve Gül grubu olarak bir araya gelen kadınlar daha sonra o üniversitede Kadın Çalışmaları Kulübü’nün, Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Topluluğu’nun kurulmasına da ön ayak olmuş durumdalar.

Şişli Ekmek Ve Gül Grubu: Beraberliğimizden Güç Almak İstedik

Şişli Ekmek ve Gül Kadın Grubu uzun yıllardır var olan ancak son iki yıldır daha faal hale gelen bir grup. Geçtiğimiz yıl Şişli’deki kadınlara, “kadın gündeminden uzak kalmasınlar diye” haftalık gazete yapmaya başladılar. Şişli’deki pek çok durakta Şişli Ekmek ve Gül grubunun hazırladığı gazeteleri görebiliyorsunuz. Kimi zaman da tek tek dağıtıyorlar kadınlara bu gazeteleri…

“Kadın olma halinin hayatımızın her yerinde önümüze koyduklarının beraberce üstesinden gelmek, beraberliğimizden güç almak ve daha çok kadını bu birlikteliğin parçası haline getirmek…” İşte bu sebeplerin onları bir araya getirdiğini anlatıyorlar. Peki haftalık gazete dışında neler yapıyorlar? “Bugüne kadar birçok etkinlik yaptık Şişli Ekmek ve Gül Grubu olarak. 2018 8 Mart öncesinde düzenlediğimiz atölye çalışması bunlardan biri. 5 hafta süren atölyede kadının tarih boyunca ve tüm toplumlardaki yerini konuşma, tartışma fırsatımız oldu. Kadın filmleri izleyerek üzerine sohbetler edebildiğimiz etkinliklerin yanı sıra yakın zamanda bir de panel düzenledik. İlerleyen dönemler için okumalara ağırlık verdiğimiz bir plan oluşturmak istiyoruz.”

Şişli grubunda özellikle özel sektör ve kamu çalışanları ağırlıkta. Fakat etkinliklerde her seferinde daha çok kadına ulaşmaya çalışıyorlar. Aynı bölgede yaşayan üniversiteli kadınlarla yan yana gelmek için de çağrılar yapıyorlar.

İletişim için buraya tıklayabilirsiniz. 

İstanbul Aydın Üniversitesi Ekmek Ve Gül Atölyesi: 

“Birbirimizi Bilinçlendirmeyi Amaçlıyoruz”

Ekmek ve Gül gruplarının en “gençlerinden” biri İstanbul Aydın Üniversitesi’ndeki Ekmek ve Gül Atölyesi. Genç kadınlar, bu yılın 8 Mart’ı öncesinde buluştukları bir kahvaltıda atölye kurma kararı almış. 10 kadın öğrenci ile birlikte yola çıkmışlar. Diğer okul kulüpleri ile ortaklaşa yaptıkları film ve okuma gruplarıyla birçok kadın Ekmek ve Gül Atölyesi ile tanışma fırsatı bulmuş. Şimdi Ekmek ve Gül dergisi çıktıktan sonra bir araya gelip dergide yazılar üzerine ve kadın gündemine dair konuşup tartışıyorlar. Ayrıca ara ara film gösterimleri yaptıklarını, başka kitaplar üzerinden de okumalar gerçekleştiriyorlar.

Sanata, kadın mücadelesine, kadın gündemine ilgi duyan tüm kadınları atölyelerine çağırıyorlar. “Kadın olarak esas sorunlarımıza yoğunlaşmak, konuşmak ve bunlar üzerine neler yapabileceğimizi konuşmak üzere bir araya gelme ihtiyacı duyuyoruz. Tacize, şiddete, tecavüze, toplumsal baskı, hukuksal adaletsizliğe ve eşitsizliğe karşı neler yapabileceğimize dair birbirimizi bilinçlendirmeyi amaçlıyoruz” diyorlar.

Adana Ekmek Ve Gül Atölyesi:

Artık Mekanlar Da Bize Yetmiyor

Ekmek ve Gül Adana grubu 10 yıl önce Ekmek ve Gül dergisinin yayımlanmaya başlamasının hemen ardından kurulmuş. 10 yıldır her ay derginin çıktığı gün kadınlar bir araya geliyor, dergiyi okuyup tartışıyor ve başka kadınlara ulaştırıyorlar. Adana’dan dergiye ve Ekmek ve Gül sitesine gönderecekleri mektuplar, yazılar, röportajlar da bu buluşmalarda konuşuluyor. Kadınların ortak dertleri böylelikle dergi ve site aracılığıyla diğer kadınlara ulaşıyor. Gündemdeki konuları birlikte tartışıyorlar. “Her profilden kadın arkadaşlarımız var. Tekstil işçisi, emekli, doktor, öğretmen, ev emekçisi, avukat, üniversiteli kadınlar yani hayatın içinde varolan tüm kadınlar üyemiz. Genellikle ülke gündemi bizim de gündemimizi belirliyor. Özellikle son zamanlarda kadına yönelik şiddet, cinayet ve çocuk istismarı gündemimizde yer alıyor” diyerek anlatıyorlar.

8 Mart’lara, 25 Kasım’lara, 1 Mayıs’lara Ekmek ve Gül adıyla katılıyorlar. Ayrıca Adana Kadın Platformuyla ortak çalışmalarda yer alıyorlar, bir taraftan buradaki mücadelenin de en dinamik parçalarından birini oluşturuyorlar.

Kadınları dört duvar arasından çıkarmak hedeflerinden biri; kültür sanat etkinlikleri de düzenliyorlar. Örneğin, ‘Kadın Sığınağı’ adlı tiyatro oyununu 80 kadınla birlikte izlemişler. Bu kadınlar arasında hayatında bu vesileyle ilk kez tiyatroya giden kadınlar var. Kadın filmlerini de kaçırmamaya, hep birlikte gitmeye, sonrasında ise oturup birlikte tartışıp konuşmaya çalışıyorlar.

“Oldukça çok kadın arkadaşlarımıza ulaşmak, kadınların yalnız olmadığımızı bir araya geldiğimizde her sorunu çözebileceğimizi, üreteceğimizi, kazanacağımızı anlatmayı hedefliyoruz. Türkiye’de çalışan, çalışmayan kadınların sorunları, kadın cinayetleri, kadın ve çocuğa yönelik saldırılar konusunda kadınların daha bilinçlenmesi birlikte mücadele etmesini amaçlıyoruz. İlk birkaç ay ev toplantıları ile başladık ama her ay katılan kadın arkadaşlarımızın sayısı fazlalaşınca dışarıda bir mekanda bir araya geliyoruz ama artık dışarıdaki mekanlar da bize yetmiyor. Önümüzdeki süreçte hedefimiz bir Ekmek ve Gül Kadın Derneği kurmak ve daha çok kadına ulaşmak” diye ekliyorlar.

Ayrıca 2016’da kurdukları kadın korosu ile 8 Mart’ta konserler düzenlediklerini, bu sene 250 kadının katıldığı bir 8 Mart etkinliği yaptıklarını anlatıyorlar. Bu sene koronun yanı sıra bir de halk oyunları atölyesi kuracaklarını öğreniyoruz.

Gündemleri de faaliyetleri de yoğun Adana’nın. Siz de Adana’da yaşıyorsanız ve gruba dahil olmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

Koro Bir Aradalık İhtiyacından Doğdu

Mersin Ekmek ve Gül Kadın Korosu 5 yıl önce kuruldu, bugüne kadar salonu dolup taşan pek çok konser verdi. Korodan kadınlar “Baskı ve gericilik çemberi kadınları günden güne sıkıştırıp ikinci plana ittiği için ancak birleşirsek bu çemberi kırabileceğimiz düşündük. Birleşmenin bir ihtiyaç ve zorunluluk olduğu ortadaydı, 5 yıl önce kadınların sesine ses olmak amacıyla kuruldu koro. ‘Kadına dair’ her şeyi her kesimden kadınla tartışmak istedik” diyerek anlatıyorlar kurulma aşamalarını. “Bazı günler şiddet ve cinayetleri, bazı günler krizin etkilerini bazen koro çalışmasıyla, bazen bir kahvaltı buluşmasıyla ya da bir söyleşiyle tartışıyoruz, konuşuyoruz. Çevremizdeki kadınları genişleterek dernekleşme yolunda ilerlemeyi düşünüyoruz.”

Onlar da ayda bir, Ekmek ve Gül dergisinin çıktığı gün buluşup dergiyi birlikte okuyup değerlendiriyorlar; eleştirilerini, beğenilerini paylaşıyor, öneriler sunuyorlar. Dergiyi herkes işyerine, mahallesine götürüp başka kadınlara ulaştırıyorlar.

İşçi semtleri ve mahallerindeki kadınları kadın derneği çatısı altında bir araya getirmek en büyük hedefleri şimdilik. “Daha çok kadına ulaşıp ilimizdeki kadın çalışmaları ve kadın sorununa onları da dahil ederek mücadeleyi ilerletmek planlarımız arasında” diyorlar.

Trakya’nın Ekmek Ve Gül’ü 

Bir de Trakya’ya uzanıyoruz. Çorlu’da da kadınlar, Ekmek ve Gül dergisini mahallelerde, işyerlerinde dağıtırken ulaştıkları kadınlarla genişliyor. Sık sık bir araya geliyorlar. “Tanışmaya, konuşmaya, tartışmaya vesile oluyor dergimiz. Bağ kurduğumuz ve yaptığımız etkinliklere, faaliyetlere katılmak isteyen kadınlarla yan yana geliyoruz, etkinliklerimizi gündeme göre, ihtiyaçlara göre belirliyoruz. Kimi zaman evlerde, kimi zaman derneklerde buluşuyoruz. Mahalle parkında çeşitli etkinlikler düzenliyoruz; 8 Mart etkinlikleri, kahvaltı, piknikler, paylaşım günleri… Kadına ilişkin güncel meselelerde yürüttüğümüz tartışmalarda Çorlulu kadınlar olarak bir tepki vermek gerektiğini düşündüğümüzde fikir ilk buradan çıkıyor. Çorlu Kadın Platformuyla hareket ediyoruz. Ekmek ve Gül kadınları olarak yaptığımız her çağrıya etkili bir karşılık alabiliyoruz.”

Facebook grubuna buradan ulaşabilirsiniz.

Denizli’de Kadın Halı Saha Takımı 

Denizli’de Pamukkale Üniversitesi’ndeki Ekmek ve Gül Kadın atölyesini her 8 Mart’ta, 1 Mayıs’ta renkli pankartıyla alanlarda görmek mümkün. 3 senedir, üniversite içinde ve Denizli yerelinde, eğitim toplantıları, sohbetler, kadınların gündemine dair bilgilendirmeler içeren bildiriler, el ilanları hazırlamak, bunları kadınlara ulaştırmak, 8 Mart, 25 Kasım gibi günlerde etkinlikler veya gündemle ilgili toplantılar, piknikler, kahvaltılar, film gösterimleri yaptıklarını anlatıyorlar.

Aslolarak üniversite kampüsünde bir atölye kurmuş olsalar da Denizli genelinde her kesimden kadını bir araya getirmek hedefleri. “Denizli’de kadınların alternatif bir kapısı olabilecek, genç kadınların gündemini dertlerini önemseyen ve birlikte harekete geçen, birbirine cesaret veren geniş bir ilişki ağı kurmaya çalışıyoruz” diyorlar.

Bir tekstil fabrikasında kadın işçilerle birlikte 8 Mart kutlaması yaptıklarını söylüyorlar. Ayrıca bir de halı saha takımı kurduklarını kadınların futbolda da yer alabileceğini göstermiş olduklarını belirtiyorlar.

Facebook grubuna buradan ulaşabilirsiniz.

Birbirlerinden Aldıkları Cesaretle Sahnedeler

Antalya Ekmek ve Gül Grubu da dergi okuru kadınların bir araya gelişiyle 2014’te oluşmuş. Antalya Kadın Platformu ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ile dava takipleri yapıyorlar. Bir de tiyatro grupları var. Gündeme dair birçok oyun sergilemişler bugüne kadar. Ekip daha önce tiyatro yapan, yapmayan, yapmak isteyen ama bir türlü cesaret edemeyen kadınların birbirlerinden cesaret almasıyla oluşmuş ve sahnelere çıkmış.

Facebook grubuna buradan ulaşabilirsiniz.

Yerelin Kadınları İçin Bir Nefes Alanı 

Ve Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği, 2014 yerel seçimleri öncesinde bir araya gelen kadınların daha sık ve daha düzenli buluşabilmek bir yere ihtiyaç duyması sonucu kurulmuş. Kadına yönelik şiddet, nafaka hakkı, çocuk istismarı, üreme sağlığı, ekonomik kriz, çalışma yaşamında karşılaşılan zorluklar gibi pek çok konuda seminerler düzenlemişler. Psiko-drama etkinlikleri, kadınlar için yoga ve resim kursları gerçekleştirmişler. 2015 yılında “metal fırtına”da Ford işçileri ve Enpay işçileriyle dayanışma için; işçi duraklarında kadınların yaptıkları poğaçalar satıp, işçilerin direnişine destek olmuşlar. Şenlikler ve konserler düzenleyerek kadınlara bir nefes alanı yarattıkları da aşikar. Piknik, doğa gezisi, tiyatro ve sinema etkinliklerine toplu gidişler organize ettikleri gibi, çocuk istismarı vakalarının infial yarattığı dönemlerde ortaya atılan hadım ve idam tartışmalarına karşı istismarı önlemek için meclis harekete geçsin diyerek imza kampanyası düzenlemiş ve imzaları meclise göndermişler. Flormar direnişindeki kadınları ziyaret ederek, direnişi kendi bulundukları mahalledeki kadınlara anlattıklarını da dile getiriyorlar “Sadece 8 Mart ve 25 Kasımlarda değil; kadınların yaşamını etkileyecek her türlü düzenleme karşısında sesimizi yükselttik.”

“Kadınların bir araya gelmesi ve güçlenmesi gibi bir derdimiz var. Ulaştığımız kadınları sadece bireysel sorunlarını çözecek bir dayanışmayla sınırlı kalmadan, memlekette ve dünyada kadınlara dönük saldırılara, eşitsizlik, cinsiyetçilik ve gericiliğe karşı; kadınların haklarını öğrenmesi ve daha fazlasına sahip olmak için mücadelenin bir parçası olmaya ikna etmek gibi  bir amacımız var” diyorlar.

Kocaeli’de bulunan yöre dernekleriyle ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği’yle de ortak çalışmalar yapan dernek üyeleri, bu yaz 5. yılı geride bıraktı ve bir kutlama düzenlemeye hazırlanıyorlar.

Elbette kadın örgütlenmeleri ha deyince olmuyor. Güzellikleri kadar zorlukları da var onlardan bazılarını Kocaeli’deki dernekten kadınlar şöyle sıralıyor: “Kadınların umutsuzluğunu kırmak dönem dönem işimizi zorlaştırıyor, kadınlar yan yana gelmeye ihtiyaç duysa da çoğu zaman örgütlenmekten bir dernek çatısı altında da olsa bir araya gelmekten tedirginlik duyabiliyor. Etkinlik planlamalarını gerçekleştirirken kadınların gündemini ve ihtiyacını gözeten işler yapmaya çalışsak da bazen elimizdeki imkanların sınırlılığı bizi zorluyor. Maddi anlamda güçlükler yaşıyoruz. Kadınlar ekonomik kriz koşullarında dün olduğundan daha az katkı sunmak durumunda kalıyor. Ancak tüm bu zorluklara rağmen burası yerelin kadınları için bir nefes alanı oluyor.”

Facebook grubuna buradan ulaşabilirsiniz.