‘Sözleri, Talepleri, İsyanları ,Olan Kadınlar Olarak Yüzde Çoğuz’

24 Haziran seçimlerine yaklaştığımız şu günlerde büyük siyasi arenada vaatler, polemikler havada uçurken bu toz duman içerisinde bir çok sivil toplum örgütü, platform, dayanışma grubu kendisine yer bulmaya çalıştı. Toplumun yüzde çoğunluğunu temsil eden kadınlar ise aday olma sürecinden tutalım taleplerini dile getirmeye kadar önlerine çıkan bir çok engellere rağmen sandıkları aşıp gelmeye başladı. 24 Haziran seçimlerinin dip dalgası olan kadınlar sözlerini seslerini bir çok platformda birleştirdi.

‘Bir cins olarak dünyanın yarısı olmamıza rağmen, taleplerimiz, haklarımız, mücadelemiz yok sayılıyor’ diyen kadınlar ‘Yüzde Çoğuz’ ismiyle bir çalışma grubu kurdu. Seçimlere ilişkin çektikleri video ise çok fazla paylaşıldı. Kendilerini feminist bir çalışma grubu olarak tanımlayan ‘Yüzde Çoğuz’ kuruluş amaçlarını ise ‘erkek siyaset anlayışına da itirazlarımızı dile getirmek istedik’ sözleriyle anlatıyor.

4200 ADAYDAN 939’U KADIN 3261’İ İSE ERKEK ADAYLARDAN OLUŞUYOR.

Yüzde Çoğuz Kollektifi kadınlarından Demet Bolat seslerinin bir araya geliş sürecini ise şöyle anlatıyor;

 

 

GÖRÜNÜR OLMAYI HEDEFLEDİK: 

Kadınlar sadece seçimden seçime -ve eksik bir şekilde- siyasetçilerin aklına geliyor. Seçim dönemlerinde sıkça “kadın oyları” vurgusu yapılmasına rağmen kadınların sözünü, taleplerini görmezden gelen bir siyaset anlayışının hala baskın olduğunu gördük. Buradan yola çıkarak kadınların kendi deneyimlerine dayanarak dile getirdikleri taleplerinin, beklentilerinin, itirazlarının, isyanlarının görünür olmasını hedefledik. Aynı zamanda seçimleri “oyları bölmek-bölmemek” denklemine hapseden “erkek” siyaset anlayışına da itirazlarımızı dile getirmek istedik.

FARKLILIKLARIMIZLA BİR ARAYA GELDİK:

Esas olarak “yüzdeçoğuz”, homojen değil farklılıkları olan, bunları müzakere eden, daha çok ortaklıkları üzerinden söz üretmeye çalışan feminist bir çalışma grubu olduğunu söyleyebiliriz. İçimizde birbirini tanıyan, ortak feminist politika deneyimleri olan kadınlar olduğu gibi sadece sosyal medya kampanyası ile bir araya gelen kadınlar da var. Çalışmalarının çeşitliliği veya devamlılığıyla ilgili önüne kendi sınırlarını aşan büyük hedefler koymayan, ürettikçe çoğalmayı hedefleyen bir grubuz.

Açıklamalarında ‘Hem herkes hem hiç kimse’ olan kadınlar ifadesi yer alan ‘Yüzde Çoğuz’ ekibi “Kimseyi temsil etmiyoruz; sözleri, talepleri, istekleri, itirazları ve isyanları olan kadınlar olarak bir araya geldik” diyor. Feminist hareketten yola çıktıklarını anlatan ‘Yüzde Çoğuz’ kadınların bir araya gelmesi için için taleplerini şöyle sıralıyor;

FEMİNİZM FİKİR VERMEZ FİKİR SUNAR: 

Feminist hareketin bize öğrettiği önemli şeylerden biri; feminist taleplerin, sözün, itirazın, eylemin kadınların genel talepleri haline gelmesidir. Bugün dünyanın her yerinde kadınlar, hem kendi hakları, talepleri, gelecekleri ve hem de özgürce yaşanabilecek bir dünya için mücadele ediyor. Feminizm, sorunlara ve onların çözümlerine dair kadınlara sadece fikir vermez, aynı zamanda yöntem sunar. Bugün dünyanın neresine bakarsak bakalım miras aldığımız tarihimiz ve bugünün koşullarında oluşan yeni sorunlara dair ürettiğimiz her şey, aslında bu mücadelenin ortak değer ve kazanımlarıdır. Sözgelimi nafaka meselesi, son zamanlarda Meclis’e getirilen çocuk istismarı, kadın cinayetleri, işte-evde ayrımcılık, taciz, tecavüz gibi sorunların çözümü farklı kadınlık hallerini ortak paydada buluşturan taleplerdir.

ÇOK OLMAK EZİLMEYE ENGEL DEĞİL: 

Bugün hangi siyasi düşünceye sahip olursa olsun her kadın tacizin, tecavüzün, kadına yönelik şiddetin, çocuk istismarının karşısında yer alır. Bir cins olarak dünyanın yarısı olmamıza rağmen, taleplerimiz, haklarımız, mücadelemiz yok sayılıyor. Yani sadece niceliksel olarak “çok” olmak, tek başına bizleri ezilmekten ve sömürülmekten azade kılmıyor. Sorun erkeklerin kadınlar üzerinde kurduğu egemenliktir. Erkekler bu gücünü kendilerince oluşturulan bir sistemden, erkek egemen düzenden alıyor. Erkek egemenliği devam ettikçe bizler sayıca az ya da çok olmaktan bağımsız olarak “azınlık” kalmaya devam edeceğiz. Ancak bir araya gelerek, “varız ve çoğuz” dememiz ve erkek egemen sistemden beslenen siyaset yapma biçimlerine karşı koymamız mümkün. Bir cins olarak ortak ezilmişliğimiz üzerinden bir araya gelmek, feminist bir yordam ile temas etmek, farklılıklarımızla birlikte ortak taleplerimizi ve itirazlarımızı çoğaltmanın her birimizi güçlendireceğini düşünüyoruz. Ortak paydada buluştuğumuz, ortak ezilmişliklerimizi, taleplerimizi, arzularımızı hep beraber dillendirdiğimizde yüzdeçoğuz; öte yandan bu talepleri tek tek kadınlar olarak kimin ya da kimlerin dile getirdiğinin çok da önemi yok; o anlamda hiç kimseyiz. Kimseyi temsil etmiyoruz; sözleri, talepleri, istekleri, itirazları ve isyanları olan kadınlar olarak #yüzdeÇoğuz

24 Haziran seçimlerine ilişkin hazırladığınız video çokça paylaşıldı. Nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz?

Aslında biz seçimlerin 2019 yılında yapılacağını ve önümüzde uzun bir çalışma sürecinin olduğunu düşünerek çalışmamızı zamana yaymayı ve seçimden önce sözümüz ve eylemliliklerimizi çoğaltarak Yüzde Çoğuz’un bir parçası olmayı düşünüyorduk. Ancak bir baskın seçim kararı alındı ve planladığımız gibi bir çalışma yürütecek zamanımız olmadı ve ancak sosyal medyayla sınırlı bir çalışma yapabildik. Öte yandan bu sürece en hızlı feministlerin ve kadın hareketinin adapte olduğunu söyleyebiliriz. Bunun nedeni, sanırız kadınların bu seçim sonucunda olası bir rejim değişikliğinin kendilerinin hayatını nasıl olumsuz etkileyeceğini iyi okumuş olmalarıdır. Çok farklı alanlarda irili ufaklı örgütlenmeler, ‘kadınların oyu eşit ve özgür hayata’ kampanyası gibi sokak ayağı da olan kampanyalar bunun göstergeleridir. Biz de kendi gücümüz oranında itiraz ve taleplerimizi, nasıl bir memlekette yaşamak istediğimizi duyurmaya çabaladık. Her çalışma biraz da çalışanların örgütlenmesidir. Bu süreç biraz da buna vesile oldu diyebiliriz.