“SosyalBen’i Modern Köy Enstitüsü Olarak Görüyorum”

SosyalBen Vakfı Kurucusu Ece Çiftçi ile çalışmalarını ve gelecek planlarını konuştuk. Çiftçi, topluma mal olmuş rol modellerin, çocukların yeteneklerinin ortaya çıkarılmasında katkısı bulunduğunu belirterek, SosyalBen'i modern bir köy enstitüsü olarak gördüğünü söylüyor.

Vakfın kuruluş motivasyonunu öğrenebilir miyiz?

14 yaşından beri sosyal girişimcilik ve gönüllülükle ilgileniyorum. Okulumuza gelen bir profesörün gönüllülükle ilgili anlattıkları ve benim onun konuşmasından etkilenmemle kafamda şimşekler çaktı. Gönüllülük dediğimiz kavram kişinin önce kendisini tanımasından geçiyor. Ben şanslıydım, iyi bir okulda burslu eğitim öğretim görürken kendi yeteneklerimin farkındaydım. Akademik olarak çok başarılı olmasam da yeteneğimle başarılı olup var olabileceğimizi fark ettim. Bu farkındalık SosyalBen’in var olmasındaki en önemli motivasyonum oldu.

Neler yapıyorsunuz, çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Sadece çocuklarla mı çalışıyorsunuz? Yaş aralığınız nedir? Anladığım kadarıyla çok geniş bir lokasyonunuz var, bu kadar geniş bir alana nasıl yetişiyorsunuz?

SosyalBen’in amacı, taşımalı eğitim gören 7-13 yaş arasında ekonomik anlamda dezavantajlı olanaklara sahip çocukların yeteneklerini keşfetmek ve geliştirmek için atölye ve eğitim programları gerçekleştirmek. Ben SosyalBen’i bu amaç uğruna çalışan modern Köy Enstitüleri olarak tanımlıyorum. 8 temel atölyemiz var. Çocukların yeteneklerini keşfetmek için uygun atölye programlarımız ve bu programları güçlendiren atölye koçlarımız var. Amacımız sanatın taşraya konuşmasını sağlamak, yeteneklerini keşfeden çocukların meslek seçimlerini yetenekleri ve ilgi alanları doğrultusunda yapabilmelerini sağlamak ve bir taraftan da Birleşmiş Milletler’in küresel kalkınma hedeflerinden birisi olan nitelikli eğitime erişmek.

Çocukların yanı sıra gönüllü olarak bize destek veren üniversite öğrencileri bir diğer hedef grubumuz aslında. Gönüllüğün yayılması, bu konuda bilinçlenen bir toplum yaratmak adına 10 farklı şehirde yer alan topluluklarımızla çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Tüm bu kapsamda da SosyalBen bugün 10 topluluğu, 72 ilde 500 gönüllüsü ile 35.000 çocuğa dokundu.

Ünlü simalarla işbirliği yapmanın ne gibi bir getirisi oluyor, bu tercihler bilinçli mi?

Topluma mal olmuş rol modellerin, çocuklarımızın yeteneklerinin ortaya çıkarılmasında çok büyük katkısı bulunuyor. Hayran olduğu kişiyle bir araya gelen çocuklar bilim, sanat, müzik, resim vb konulara olan ilgisini keşfediyor, kendi yeteneklerinin bilincine varıyor ve rol modeller sayesinde yeteneğinin geliştirilmesine fırsat bulurken “yetenek” dediğimiz konunun önemini ve bunu keşfederek neleri başarabileceğini daha yakından görmüş oluyor.

Vakıfta kadın erkek eşitliği var mı? Toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetiyor musunuz? 

Vakfımızın ofis ekibinin neredeyse tamamı kadınlardan oluşuyor. Gönüllü ekibimizde kadın erkek oranının eşit dağılımına çok dikkat ediyoruz. Kadın rol modellere ve hayat hikayelerine daha fazla ihtiyacımız var. Bu nedenle başta SosyalBen çocukları ve gönüllülerimiz olmak üzere kadının toplumdaki rolünün bilincinde olan bir nesil yetişmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Mesela geçtiğimiz dönem milli voleybol oyuncusu Özge Kırdar ile SosyalBen Voleybol Takımı’nı kurduk. SosyalBen çocukları kızlarımızın yer aldığı takım katıldığı turnuvada final oynadı, yeteneği keşfedilen çocuklarımız, voleybol oyunun yanı sıra, bir sporcunun edinmesi gereken disiplinle ilgili eğitimler aldı. Şimdi ise voleybol takımlarının alt yapılarında bu süreci profesyonel hale dönüştürüyorlar.

İşbirliği yaptığınız kişiler/kurumlar var mı?

SosyalBen çocukları’nın yeteneklerinin keşfedilmesi ve geliştirilmesinde rol modellerin rolü çok büyük. Rol model olmuş isimlerin atölye koçluğunda eğitimler gerçekleştirmeye çok özen gösteriyoruz. Vakfımızın misyonu ve vizyonuyla uyumlu kurum ve kuruluşlarla çocuklarımıza katkı sağlayacak projelerin arkasında durmaktan mutluluk duyuyoruz. Aynı zamanda yerelde kamu ile iş birliği içerisinde çalışırken bir taraftan da kurumsal firmalarla markalı atölyeler gerçekleştiriyoruz. Bu sürecin doğru anlatılması ve iletişimi de bizim için çok önemli. Bu yüzden her yıl vakfımızı temsil edecek bir gönüllü elçi ile çalışıyoruz. Bu yıl bize bu konuda Yalın destek veriyor. 2019 gönüllü elçimiz Yalın ile de çalışmalarımızı ve faydasını hem sahada hem de iletişimde daha çok kişiye ulaştırıyoruz.

Nasıl ayakta kalıyorsunuz, sürdürülebilirliği nasıl sağlıyorsunuz? Vakfın ne gibi ihtiyaçları var, özellikle sivil toplum kapsamında değerlendirebilir misiniz? 

SosyalBen bir sosyal girişim. SosyalBen Store ve SosyalBen Akademi isimli 2 alt girişimimiz bulunuyor. Bunlar vakfımızın aynı zamanda ticari işletmeleri.

SosyalBen Store ürünleri 69 Mudo mağazasında ve e-ticaret kanallarında satılıyor. Store kârının %35’ini vakfa koyuyor. SosyalBen Akademi ile gönüllüğü eğitim kurumları, kurumsal firmalara ve bireysel öğrencilere öğrettiğimiz bir danışmanlık platformumuz var. Danışmanlık ücretinin %45’ini vakfa koyuyor. Yani faydamızı sürekli sağlamak adına kendi fonlama modelimizi oluşturduk. Birinci sürdürülebilirlik fon ikincisi de katılım. Katılım kısmında da gönüllülerimizi her yıl Ocak ve Eylül aylarında bünyemize dahil ediyoruz. Böylece proje dönemi boyunca iki kere yeni gönüllülerimiz vakfımızın çalışmalarına dahil olmuş oluyor. Sivil toplumdaki her adım çok kıymetli ama en önemlisi bunun devamını düzenli sağlayabilmek o yüzden de gönüllü katılım ve fon düzenli sağlandığı zaman sivil toplumun saha ve kapasite etkisi de artıyor.

Çalışmalarınızda neleri değiştirdiniz, anlatmak istediğiniz özel bir hikaye var mı? 

SosyalBen çocukları’nın başarı hikayeleri SosyalBen yolculuğumdaki en büyük motivasyon kaynağım. Dansa yeteneğini keşfettiğimiz çocuğumuzun, gönüllülerimiz eşliğinde geliştirilen yeteneği doğrultusunda profesyonel dansçı olmaya giden yolda ilerlemesi çok büyük bir mutluluk bizim için.

Gelecek planlarınız neler?

Türkiye’de 11 topluluk üzerinden örgütlenmemizi yürüteceğiz bu kapsamda da Sahada çalışan 1000 gönüllü hedefliyoruz. SosyalBen’in uluslararası alana dünyaya konuşan, Türkiye’den bunu yapan bir STK olmasını hayal ediyorum.  Yetenek temelli öğrenme merkezimizin olması birincil hedeflerimiz arasında. Bunlar bu arada bizim için temenni değil birer hedef… Durmadan çalışarak gelecek planlarımıza ulaşmayı hedefliyoruz.