Boğaziçi Üniversitesi’nde “Tarihin Nöbeti”

 YÖK’ten gelen bir yazıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde, önce Sosyoloji Bölümü’nden Prof.Dr. Abbas Vali’nin, daha sonra ise Tarih Bölümü’nden Doç. Dr. Noemi Levy-Aksu’nun işine son verildi. İşine son verilen Dr. Noemi Levy-Aksu, çalışma  izninin de iptal edilmesi nedeniyle Türkiye’yi terk etmek zorunda bırakıldı. Boğaziçi Üniversitesi tarih öğrencileri de hocalarının işten atılması üzerine geçen hafta açtıkları çadırla “Tarihin Nöbeti”ni başlattı. Bu […]

 YÖK’ten gelen bir yazıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde, önce Sosyoloji Bölümü’nden Prof.Dr. Abbas Vali’nin, daha sonra ise Tarih Bölümü’nden Doç. Dr. Noemi Levy-Aksu’nun işine son verildi. İşine son verilen Dr. Noemi Levy-Aksu, çalışma  izninin de iptal edilmesi nedeniyle Türkiye’yi terk etmek zorunda bırakıldı. Boğaziçi Üniversitesi tarih öğrencileri de hocalarının işten atılması üzerine geçen hafta açtıkları çadırla “Tarihin Nöbeti”ni başlattı. Bu öğrencilerden biri olan Sena Nur Narin’le yaptıkları çalışmalar üzerine konuştuk.

“Makale okumaları, açık dersler, öğretim üyeleriyle ortaklaşa nöbetleşmeler yapmaya başladık”

-Tarihin Nöbeti’ni nasıl başlattınız? Neler yapıyorsunuz burada?

Noemi hocanın atılmasının ertesi günü açtık çadırımızı. Amacımız işinden atılan hocamıza destek olmaktı. Martin Moraw hoca ve Leyla Kayhan Elbirlik hocanın dersleri çadırımızda yapmak istemesi üzerine açık derslere başlamış olduk.

‘Barış için Akademisyenler’ imzacısı hocalarımızdan Noemi hocanın Tarih Bölümü’nden, Abbas Vali’nin de Sosyoloji Bölümü’nden atılmasından itibaren öğrencileri bilinçlendirmek, atılan hocalarımızla dayanışmak, akademik ilkeleri kendimize hatırlatmak ve ifade özgürlüğünü savunmak için bu çadırı kurduk ve sonrasında çadırı dönemin sonuna kadar açık tutmaya karar verdik. Çadırda makale okumaları, açık dersler, öğretim üyeleriyle ortaklaşa nöbetleşmeler yapmaya başladık. Boğaziçi Üniversitesi’ni Boğaziçi Üniversitesi yapan şeylerin için de bizler ve hocalar da olduğunu hatırlamamız gerektiğine karar verdik.

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10155033245152180&set=gm.627703124087824&type=3&theater

 

Çadırı açarken ilk amacımız Noemi Hocayı geri almaktı. Fakat bunun ne kadar mümkün olduğunu bilmiyoruz. ‘Barış Akademisyenleri’ni destekleyen ikinci imzacılarla birlikte okulda 115 imzacı hoca var ve bu hocaların atılma tehlikesi var. Noemi hocanın sözleşmesi Aralık’ta yenilenmişti ve 1 yıllık yenilenmiş sözleşmesi olduğu halde iptal edildi. Oturma izni ve çalışma izni iptal edildi. Eşi Türk ve bir çocukları var. Başka bir ülkede iş bulması kolay olabilir ama o buraya dönmek istiyor. YÖK hiçbir gerekçe sunmadan iptal etti bu sözleşmeyi.

Ortalıkta yayılan yanlış bir bilgi var. İnsanlar Noemi hocanın sözleşmesinin yalnızca yenilenmediğini söylüyorlar. Bu kesinlikle yanlış. Sözleşmesi Aralık’ta yenilenmişti ve kısa zaman önce 1 senelik çalışma izni almıştı. Bunların hepsi iptal edildi. Hocamızın yaşadıklarını insanlara aktarabilmek için bu çadırda ‘Tarihin Nöbeti’ni başlattık. Tarih Bölümü öğrencileri olarak başladık ama herkese hitap etmek ve okulda her bölümden öğrencinin dikkatini çekmek istiyoruz. Onlarla beraber dayanışmak bizim için önemli.

Noemi Levy-Aksu

“Mottomuz özgür akademiyi ve ifade özgürlüğünü savunmak”

-Bu dayanışma sürecinden bahseder misiniz?

Nöbete başladığımızdan beri çok fazla hoca destek verdi bize. Bu bizi çok motive etti. Örneğin Martin hoca her cuma günü gelip öğleden sonra çadırda ders yapma kararı aldı. Buna ek olarak çadırda biyoloji dersi yapma kararı aldık. Zeynep Oktay Uslu hocayla mistisizm dersi yaptık.

https://www.facebook.com/sena.n.narin/videos/10155015531467180/

 

Martin hocayla politika felsefesi dersleri yaparak demokrasi nedir, özgürlük nedir diye sorular sorarak cevaplarımızı bulmak istiyoruz. Demokrasi, özgürlük, hak gibi kavramlar üzerine yoğunlaşmamız gerektiğini düşündük.

Çadır olarak aldığımız ilk karar her öğrenciyi kapsamak oldu. Mottomuz özgür akademiyi ve ifade özgürlüğünü savunmak.

“Boğaziçi Üniversitesi’nin korunaklı bir alan olduğunu düşünüyorduk”

-Öğrencileri burada nöbet tutmaya, dayanışmaya iten motivasyon nedir?

Sosyoloji, Psikoloji ve Tarih bölümü öğrencileri olarak yara almış durumdayız. Hocalarımızın ihracına şahit olduk. Boğaziçi Üniversitesi’nin korunaklı bir alan olduğunu düşünüyorduk. “Burası Boğaziçi, bizim başımıza gelmez” diyorduk ama geçen sene Esra Mungan hocamızın cezaevinde tutulmasıyla bunun yanlış olduğunu anladık. “Bizim okulumuzun başına gelmez” dedik, geldi. “Bizim bölümümüzün başına gelmez” dedik; Psikoloji bölümünden Esra Mungan’ın alınmasından sonra Sosyoloji bölümünden de Abbas Vali atıldı ve Tarih bölümünden Noemi hoca ihraç edildi. Artık görüyoruz ki hiçbirimiz, hiçbirimizin hocası güvende değil ve daha fazla hocanın işten çıkarılmasından endişe ediyoruz.

-Talepleriniz var mı?

İlk olarak Noemi Hocanın işe geri alınması ve kararın iptal edilmesini istiyoruz. İkincisi ise imzacı diğer hocalarımızın işten atılmayacağına dair rektörlüğün bizlere güvence vermesi. Her cuma yeni bir KHK gelecek korkusu yaşıyoruz. Her hafta sonu pazartesiyi zor ediyoruz.

“Hocalarımızın bizi yalnız bırakmadığını görüyoruz ve biz de onları yalnız bırakmayacağız”

-Bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz?

Başka okullardan atılmış akademisyenlere de ulaşacağız ilerleyen süreçte. İlk başta Tarih Bölümü akademisyenleri olmak üzere diğer bölümlerdeki atılmış akademisyenlere de ulaşıp onları çadırımıza davet etmek istiyoruz. Hocalar ve öğrenciler olarak birbirimize karşılıklı duygusal destek veriyoruz. Hocalarımızın bizi yalnız bırakmadığını görüyoruz ve biz de onları yalnız bırakmayacağız. Bu desteği elimizden geldiğince genişletmek, atılmış diğer akademisyenlere ve onların öğrencilerine de ulaştırmak bizim için önemli.

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10210322441230066&set=gm.628425977348872&type=3&theater

 

Makale sunumlarına ve açık derslere ek olarak nisan ayının başında bir şenlik düzenleme fikrimiz var. Mezunlara ulaştık ve onlardan da olumlu dönütler aldık. Mezunların, öğrencilerin ve hocaların bir arada olacağı, dayanışacağı alanları var etmek için fikir alış verişinde bulunmaya devam edeceğiz.