Cins Adımlar: Hikaye Anlatıcılığıyla Toplumsal Hafızaya Yeniden Bakmak

'Farklı zamanlarda ve mekanlarda yaşamış kişilerin hikayeleri üzerinden toplumsal cinsiyet, şehir ve hafıza arasındaki ilişkileri nasıl okuyabiliriz?' Sorusunun cevabını bulmak üzere toplanan Cins Adımlar Toplumsal Cinsiyet ve Hafıza Yürüyüşleri hikayeleri ve şehri tekrar adımlamak üzere buluşuyor. Cins Adımlar'ın yürüyüşleri hikaye anlatıcılığıyla toplumsal hafızaya yeniden bakıp kent yaşamını bu gözle yeniden deneyimlemek üzerine kurulu.

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi ekibinden Semih ile Cins Adımlar: Toplumsal Cinsiyet ve Hafıza Yürüyüşü üzerine konuştuk.

İlki Eylül 2014’te Columbia University Center for the Study of Social Difference/Columbia Global Center, Karakutu Derneği ve Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları’nın işbirliğiyle gerçekleşen Toplumsal Cinsiyet ve Hafıza Yürüyüşü’nin temelleri, o sıralar Depo’da sergilenen ‘Hafızayı Harekete Geçiren Kadınlar’ sergisinin de yer aldığı Hafıza Atölyesi’ne dayanıyor. Burada amaç; kentte yaşamış ancak bugün hikayeleri kaybolmaya yüz tutan insanların hikayelerinin peşine düşmek.

Amaca ulaşırken sorulan sorulardan en basitinin; ‘Kadınlar nerede?’ olduğunu söyleyen Semih; tarihe, yaşadığımız kamusal alanlara bakıldığında daha çok erkeklerin olduğu, erkeklerin hikayelerinin anlatıldığına dikkat çekiyor. Söz kadınların hikayelerinin peşine düşülerek oluşturulan yürüyüş rotalarının Kadıköy, Balat ve Beyoğlu olmasının sebebine gelince ise buraların toplumsal cinsiyet ve kültürel çeşitlilik açısından önemli tarihe sahip olduğunu söylüyor.

Fotoğraf: Murat Germen

Cins Adımlar ekibi hafızayı canlandıran yürüyüşlerini yaparken aynı zamanda şehrin sakinlerine sık sık önlerinden geçtikleri mekanlara yeni bir gözle hatta belki aynadan bakma deneyimi sağlıyor.

Çeşitli atölyeler ve eğitimler sonucunda gönüllü hikaye anlatısı olarak da katılımlara açık olan Cins Adımlar, hikayeleri bulunan kişileri hayat hikayeleri geçmiş olan rotalar üzerindeki mekanlarda anlatıyor. Buna en güzel örnek olarak Kohen Kız Kardeşler Kitap Evi verilebilir. Beyoğlu yürüyüşünün önünde başladığı kitapevi, hikayesi dinlendiğinde 1900’lerin başında iki kadının kitap evi olduğu öğreniliyor.

Zaman içerisinde ‘Kadınlar Nerede’ sorusunun bir miktar değişime uğrayarak, kadın – erkek üzerinden gitmek yerine ‘Bütün bir tarih hikayesine toplumsal cinsiyet perspektifinden nasıl bakabiliriz?’e dönüştüğü (ya da dönüştürüldüğü) yürüyüşün herkese açık olduğunu belirtmekte fayda var. Ancak kamusal alanda yapıldığı için 25-30 kişilik katılımcı sayısıyla gerçekleşebiliyor.

Yürüyüşler hakkında bilgi almak veya hikaye anlatıcılığı için cinsadimlar@gmail.com adresine yazabilirsiniz.