İnanç Özgürlüğü Girişimi’nden #DersimizDinDeğilDinlerveİnançlar Kampanyası

10 Kasım 2022
İnanç Özgürlüğü Girişimi, tüm dinlere, inançlara ve inançsızlığa nesnel yaklaşan, ayrımcılığı engelleyecek bir Din Kültürü Ahlak Bilgisi dersi müfredatı için kampanya başlattı. 

İnanç Özgürlüğü Girişimi (İÖG), DKAB müfredatına dikkat çekmek ve Milli Eğitim Bakanlığından tüm dinlere, inançlara ve inançsızlığa nesnel yaklaşan, ayrımcılığı engelleyecek bir müfredat talep etmek için #DersimizDinDeğilDinlerveİnançlar kampanyasını başlattı. 

İÖG, zorunlu Dİn Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin kapsayıcı olmaktan uzak bir şekilde, sadece Sünni İslam perspektifi ile işlendiğini belirtiyor. Bunun yanında, tarafsız ve nesnel olmayan müfredatın çocukların ayrımcılık da dahil olmak üzere pek çok sorun yaşamasına neden olduğunun altını çiziyor. 

İnanç Özgürlüğü Girişimi kampanyayla ilgili şu açıklamayı yaptı: 

“Eğitim sisteminde çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne, çocuğun katılım hakkına ve ebeveynlerin çocuklarını kendi felsefi veya dinî görüşlerine göre yetiştirme hakkına sistemli bir şekilde müdahale ediliyor. Türkiye’nin insan hakları yükümlülüklerine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin aldığı ihlal kararlarına rağmen derslerin objektif ve çoğulcu olması için gerekli düzenlemeler hala yapılmadı.”

Çocukların DKAB dersleri sebebiyle yaşadığı bazı sorunlar:  

  • ayrımcılık
  • düşünce, din ve vicdan özgürlüğünün ihlali
  • dinler hakkında objektif bilgi eksikliği
  • damgalanma ve dışlanma
  • inancını açıklamaya zorlanma
  • sınavlarda dezavantaj
  • ayrımcı muafiyet
  • dayatma ve zorlama
  • kimliğine saygı duyulmadığını hissetme

İÖG, objektif ve çoğulcu bir eğitim için yürüttüğü kampanyaya destek çağrısı da yaptı. Çağrıda şu ifadeler yer aldı: 

“Hiçbir öğrencinin ‘dışarıda bırakılarak’ ayrımcılığa uğramadığı, kapsayıcı bir eğitimin mümkün olduğunu biliyoruz. Bu hayalle başlattığımız #DersimizDinDeğilDinlerveİnançlar kampanyasına desteğinizi bekliyoruz!

Kapsayıcı bir eğitimin, ayrımcılığın azalmasına, toplumsal barışa, din veya inanç özgürlüğünün herkes için korunmasına ve çoğulcu bir toplumun inşasına katkı sağlayabileceğine inanıyoruz. Ayrıca objektif bir müfredat öğrencilerin toplumsal çeşitliliği anlamasına ve ayrımcılığa karşı koyma yeteneği geliştirmesini de destekleyebilir.

İnanç Özgürlüğü Girişimi olarak bu hayallerle yola çıktığımız #DersimizDinDeğilDinlerveİnançlar kampanyasıyla, Milli Eğitim Bakanlığından tüm dinlere, inançlara ve inançsızlığa nesnel yaklaşan, ayrımcılığı engelleyecek bir müfredat talep ediyoruz.

Önümüzdeki aylarda velilere, sivil topluma ve kamu yetkililerine ulaşmayı hedeflediğimiz bu kampanyamıza sizler de destek olarak derslerdeki ayrımcılığa karşı ses çıkarabilir ve eşitlik talebimizi yaygınlaştırabilirsiniz!”