‘Tartışılması Gereken Nafaka Değil, Derinleşen Kadın Yoksulluğu’ 

Boşanma ve Nafaka Hakkı için Feministler, gündemdeki 'hızlandırılımış boşanma' ve nafaka tartışmalarına dair basın açıklaması yayınladı. Açıklamada, "asıl sorun kadın yoksulluğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik haklarına erişememesi iken kadınların nafaka hakkına dokunmayın!" deniliyor.

“Boşanma ve Nafaka Hakkı için Feministler” ismiyle bir araya gelen kadın örgütleri “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Karşı Bir İktidarın Boşanma ve Nafaka Konularındaki Düzenlemeleri Kadınların Lehine Olamaz!” başlıklı bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada, Adalet Bakanlığı’nın gündemindeki düzenlemenin “boşanma davalarının hızlandırılması” adı altında nafaka, velayet, tazminat konularının boşanma sonrasına bırakıldığı kaydediliyor. Söz konusu düzenleme ile kadınların haklarını temin etmeden boşanmaların hızlandırılmasının amaçlandığı belirtilen açıklamada, kadınların hakları temin edilmeden boşanmaların sonuçlandırılamayacağı vurgulanıyor.

‘Kadınların Hakları Temin Edilmeden Boşanmalar Sonuçlandırılamaz!’

“Türkiye’de boşanma davalarının diğer tüm davalar gibi uzun sürmesi tarafların, özellikle de kadınların haklarına kavuşması bakımından büyük bir sorun. Boşanma davalarının uzun sürmesinin önüne geçilmek isteniyorsa, öncelikle yargıda buna sebebiyet veren idari ve teknik sorunların kaynağı tespit edilmeli ve açıklanacak veriler üzerinden çözümleri üretilmeli.” denilen açıklamada, iktidar tarafından önerilen ve Adalet Bakanlığı tarafından önerilen yöntemin kadınlar ve çocuklar için birçok hak kaybının önünü açacağı; düzenlemenin hayata geçmesi durumunda özellikle kadınların boşanmalarının önünü büyük oranda tıkayacağı vurgulanıyor:

“Zira Türkiye’de boşanmış kadın olmanın zorluğu, kadın istihdamının, kadınların mal varlığının ve gelirlerinin düşüklüğü ve giderek artan kadın yoksulluğu ortada iken nafaka, velayet, tazminat gibi talepler karara bağlanmadan boşanmak kadınlar için büyük bir belirsizlik ve güvencesizlik demek.”

Açıklamada dikkat çekilen bir diğer husus,  önerilen “hızlandırılmış boşanma” sonrası diğer konuların karara bağlanması için zorunlu arabuluculuğa başvurulması durumunda, kadın ve erkek arasındaki eşitsiz güç dengelerinin kadınları tekrar şiddete açık hale getireceği, manipülasyon, baskı ve telkin riski ile karşı karşıya bırakacağı; bunun da kadınların haklarından feragat etmesi riskini taşıdığı.

“Boşanma davalarının çoğunluğu erkek şiddeti sebebiyle açılıyorken yapılması gereken, boşanma ve boşanmaya bağlı sonuçların birlikte değerlendirileceği şekilde yargılamanın hızlandırılmasına yönelik tedbirlerin alınmasıdır.”

Tartışılması Gereken Asıl Sorun: Derinleşen Kadın Yoksulluğu 

Basın açıklamasında özetle, tartışılması gereken asıl sorunun kadın yoksulluğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik haklarına erişememek olduğu hatırlatılıyor ve “kadınların nafaka hakkına dokunmayın!” deniliyor:

“Nafaka meselesinde esas tartışılması gereken, gerek baroların gerekse bağımsız kadın örgütlerinin araştırmalarında ortaya koyduğu üzere giderek derinleşen kadın yoksulluğudur. Kadınların boşanma sonucu yoksullaşacağı apaçıkken yoksulluk nafakası bağlamaktan imtina eden hakimlerin tutumlarıdır. Erkeklerin nafaka ödememek için binbir oyunla gelirlerini saklamalarıdır.”

Devletin görevi, nafakayı sınırlandırarak kadınların haklarını gasp etmek değil.

Önerilen düzenlemede nafakayı devletin ödemesinin öngörülmesi konusunda da şu tespitlere yer veriliyor:

“Devletin nafaka ödemesini önermek, nafaka yükümlülüğünü kadınları evlilik içinde yıllarca şiddet sarmalıyla çevreleyen, kadınların eğitim ve istihdama katılımını engelleyen, ev içi ve bakım emeğini görünmez hale getirerek kadınları yoksullaştıran erkeklerin üzerinden almak anlamına gelmektedir.

Devletin görevi, nafakayı sınırlandırarak kadınların haklarını gasp etmek değil, kadınların işgücü piyasasına katılabilmeleri için kamu hizmeti olarak ücretsiz, çalışma saatleri ile uyumlu, nitelikli ve erişilebilir bakımevleri ve kreşleri açmak, kadınların eğitime katılmaları önündeki engelleri kaldırmaktır.”

Kamu kaynakları toplumsal cinsiyet eşitsizliğini giderecek şekilde kullanılsın.

Boşanma ve Nafaka Hakkı için Feministler tarafından yapılan açıklamanın sonunda, nafaka hakkı sorununa çözüm olarak; kamu kaynaklarının toplumsal cinsiyet eşitsizliğini giderecek, kadınların ev ve aile içindeki konumlarını güçlendirerek onların evliliğe, aileye, erkek şiddetine mahkum olmamalarının önünü açacak şekilde kullanılması talep ediliyor.

Ayrıca, kamu kaynaklarının ücretli ve güvenceli işlere kadınların katılımlarını kolaylaştırarak ekonomik bağımsızlıklarını kazandıracak ve erkeklerle eşit ve nitelikli bir eğitim alabilmelerini sağlayacak politikalara ayrılması, ve eşitsizliklerin giderilerek olanak ve hakların genişletilmesi için önlemler alınması isteniyor.

Basın açıklamasının tümüne buradan ulaşabilirsiniz.