‘Cinsel Şiddetten Hayatta Kalanlar İçin Özel Merkezler Açılmalı’

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nin hazırladığı 'Destek Birimlerinin İnsan Hakları Uyumluluğu Raporu', cinsel şiddetten hayatta kalanların devletin sunduğu sınırlı seviyedeki desteğine de erişemediğini gösteriyor. Çalışma, hayatta kalan odaklı sosyal hizmet anlayışıyla Tecavüz Kriz Merkezleri’nin acilen açılmasını tavsiye ediyor.

Etkiniz AB desteği ile Türkiye’de cinsel şiddetten hayatta kalanlara sunulan hizmetlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi için hazırlanan rapor, hayatta kalanların destek sistemlerine erişimlerinde yaşadıkları deneyimler ve hayatta kalanların adli sistem içerisinde haklarına ulaşmaları için yönlendirildikleri kurumlardan edinilen bilgileri içeriyor.

‘Cinsel Şiddetten Hayatta Kalanlar Devletin Sunduğu Desteklere Erişemiyor’
  • İzleme çalışması kapsamında, ulusal ve uluslararası mevzuat ile cinsel şiddetten hayatta kalanların haklarını korumakla yükümlü olan 11 devlet kurumuna bilgi edinme başvurusu yapıldı.
  • Başvuru yapılan kurumlardan yalnızca 5’i soruların bir kısmına cevap verdi.
  • Sorulan sorulara verilen cevaplarda destek sistemi mekanizmalarının yetersizliği, sığınakların yetersizliği ve Tecavüz Kriz Merkezleri’nin olmayışı ortaya konuldu.
    Türkiye’de 2020 yılı nüfus oranlarına göre 312 adet konuya özel, cinsel şiddetle mücadele eden merkez olmalıyken feminist hareket tarafından, uzun yıllardır yapılan kampanyalar ve savunuculuk çalışmalarına rağmen bu merkezler hala açılmamıştır.
  •  Türkiye’de bakanlık bünyesinde bulunan sığınak sayısı 112 iken, yine 2020 nüfus oranına göre bu sığınakların sayısı 5314 adet olmalıdır. Yalnızca İstanbul’da olması gereken sığınak sayısı ise 771 adettir.

Hayatta Kalanların Destek Sistemine Erişimlerinin Çoğunu STK’lar Sağlıyor
  • Cinsel şiddetten hayatta kalanlarla yapılan görüşmelerde; hayatta kalanların destek sistemine erişimlerinin çoğunun STK’ların verdiği hizmetler yoluyla olduğu anlaşıldı.
  • Kurumsal destek hizmeti yükümlülüğü olan kurumlarda uluslararası standartlara uygunluk ile ilgili çalışmaların nasıl gerçekleştirildiği ile ilgili bilgi paylaşılmadığı ve mevzuatlarda belirlenen uygulamalarda aksaklıklar söz konusu olduğu görüldü.

CŞMD Medya ve Savunuculuk Koordinatörü Şehlem Kaçar, destek hizmetlerine erişimin olmaması ve devlet görevlilerinin mağdur suçlayıcı yaklaşımlarının hayatta kalanları yalnızlaştırdığını; bu sorunların giderilmesi için çalışan özel merkezlerin açılması ve haklara erişimin acilen sağlanması gerektiğini kaydetti.

Dernek Avukatı Burcu Uçuran ise hayatta kalan odaklı bir sosyal hizmet modelleri ve Tecavüz Kriz Merkezleri’nin öneminden bahsederek, bu merkezlerin ivedilikle açılması gerektiğini dile getirdi: “Bu merkezlere başvuran her kişi, kendi ile ilgili bir delil toplanmasına yardımcı olan bir sisteme girmekte ancak adli sürecin başlamasına dair karar hayatta kalanda kalmakta. Cinsel saldırı olaylarında en zorlanılan durum, delil yetersizliği ya da delillerin kaybolması. Bu delillerin kaybolmaması için bir yerde saklanması fikri, hayatta kalanı güçlendirir.”

Destek Hizmetleri konusunda yol gösterici, ana bir kaynak olan kitap, aralarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul ŞÖNİM’in de bulunduğu 50 kadın ve LGBTİ+ örgütü ve resmi kuruma gönderildi.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne birkaç gün kala; şiddetle mücadele etmek için atılması gereken birçok adım olduğu halde İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı kararnamesiyle hukuksuz olarak çıkılmasının altını çizen CŞMD; herkesi destek hizmetleri için mücadele etmeye çağırdı.

Cinsel Şiddetten Hayatta Kalanların Deneyimleriyle Destek Hizmetlerinin İnsan Hakları Uyumluluğu Raporu’na buradan; Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Etmek: Destek Hizmetlerinin Minimum Standartları yayınına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.