Kadına Yönelik Şiddet: Medya Temsilcileri Meclis’te

21 Haziran 2021
Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması için Meclis Komisyonu’nda kadına yönelik şiddetin medyadaki temsiliyeti ve sorunlara dair konuşan gazeteci ve yöneticilerin topu sosyal medyaya atması dikkat çekti.

Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması için Meclis Komisyonu’nun geçen haftaki gündemi kadın ve kadına yönelik şiddet haberlerinin basında nasıl yer bulduğu, yazıldığı ve yayınlandığıydı. Söz, fikir ve görüşlerini paylaşmak üzere komisyon toplantısına davet edilen medya temsilcilerinindi.

Komisyonun geçen haftaki toplantısına haber ajansı, televizyon ve gazetelerden, 14 temsilci katıldı. Medya temsilcilerinin sadece 3’ü kadındı: HaberTürk Ankara Temsilcisi Sibel Demirci Erdem, CNN Türk Haber Müdürü Elçin Ergün ve Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat.

Meclis Araştırması Komisyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kuruldu. Çalışmalarını iki aydır sürdüren ve başkanlığını AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın yürüttüğü komisyonda bugüne kadar gerçekleşen görüş alışverişleri ve açıklamalar zaman zaman sivil toplum örgütleri ve akademisyenler tarafından büyük tepkilerle de karşılandı.

Gazeteciler ve kurum yöneticileri yaptıkları sunumlarda genel olarak haber yapım aşamalarını anlattı. Örnekler üzerinden haberde kullanılan dilde nelere dikkat ettiklerini aktardı. Kurumların, özellikle yönetim kadrolarındaki, kadın temsiliyetine dair değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmacıların ifadelerinde, medyada kadına yönelik şiddet ve kadın cinayeti haberlerinde “mükemmel bir noktada olunmasa da, eskiye göre çok daha iyi bir noktada olunduğu” yönünde görüş hakimdi. Yani, şu anda basında kadın haberleri açısından “eskiye nazaran mesleki etiğe daha uygun haberler yapılıyor, yapılmaya çalışılıyor.”

Ancak sunumlarda bu konuya dair esas ‘ortak sorun’ olarak, sosyal medyaya işaret edilmesi dikkat çekti. Sivil Sayfalar olarak komisyonda yapılan sunumlardan bazı bölümleri derledik.

‘Sosyal Medya Kullanıcıları İçin de Sorumluluk Doğuyor’

Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan, sunumunda, medyanın kadar sosyal medya vasıtasıyla bireylere de sorumluluk alanı doğduğunu ifade etti. “Kullanıcıların, aynı zamanda birer kişisel ajans gibi de davranabildiği bu platformlarda, içeriğin üreticisi konumunda yer aldıklarında, zaman zaman çok zor bir durumla da karşı karşıya geldiklerini” söyledi. Ajansın şiddet ve kadına yönelik şiddeti haberleştirirken “benimsediği habercilik ilkelerini” bireysel sosyal medyada kullanıcılarının her zaman dikkate almadığının altını çizdi.

‘Sosyal Medyanın Ortaya Çıkmasının Ardından Müşterilerde Bir Doyumsuzluk Oldu’

İhlas Haber Ajansı (İHA) Ankara Haber Müdürü Beyazıt Cebeci’ye göre “Sosyal medyanın ortaya çıkmasının ardından müşterilerde [İHA’ya abone olan gazete ve televizyonları kastediyor] bir doyumsuzluk oldu.” Cebeci, sosyal medyaya yansıyan bilgilerin üzerine gitmek zorunda kaldıklarını, araştırdıklarında, kaynaklara indiklerinde ve Emniyet Birimleriyle işbirliği yaptıklarında işin boyutunun farklı şekilde ortaya çıktığını anlattı.

Sosyal Medyaya ‘Mercek’ Tutulmalı

TRT Haber Yayın Koordinatörü Yahya Bostan, özellikle 15-30 yaş arası insanların haber ihtiyaçlarını artık televizyondan, gazetelerden değil, internetten/sosyal medyadan karşıladıklarını belirterek sosyal medya uygulamalarına ‘bir mercek’ tutulması gerektiğini savundu. Sosyal medyada aile içi şiddet, kadına karşı şiddet ve akran zorbalığı gördüğünü; bunu “aslında şiddet amacıyla değil, bir şaka, bir mizah ve mizansenmiş gibi yaparak, birbirilerine şiddet uyguladıklarını” söyledi. “Bunu mizah olarak çok görüntülenmek ve beğenilmek için yapıyorlar. Ama bu aslında şiddeti meşrulaştırıyor, normalleştiriyor ve yaygınlaştırıyor.” Kadına karşı şiddetle mücadelede atılması gereken adımlar varsa, “mutlaka sosyal medya konusuna da bakılması gerekiyor,” dedi.

Artık ‘Her Yatakta Bir Telefon Var’

CNN Türk Haber Müdürü Elçin Ergün, “ellerinden geleni yaptıklarını” söyleyerek başladı.

“Biz elimizden geleni yaptık, evet, bu konuda görüntülere dikkat ettik. Ama ortada bir sosyal medya gerçeği var. Vermek istemediğimiz, olmaması gereken görüntüler orada elden ele her eve giriyor. Hani ‘Her odada televizyon var’ dedik ya, artık ‘her yatakta bir telefon var.’ Yatarken insanlar telefonlara bakıyorlar, o görüntüleri izliyorlar. Bazen biz kendi çevremizdekilerle bile yaşıyoruz. Sosyal medyanın gücü o kadar fazla ki; ‘Yok, o öyle değil’ dediğimizde, kendi yakınlarımız bile sosyal medyadan aldığı habere güvenip bize itibar etmeyebiliyor. Açıkçası biz konvansiyonel medya olduk gibi geliyor bana artık. Yeni medya düzeni var ister istemez. Artık herkes birer medya, herkes bir medya mensubu. Herkes medya mensubu olarak da o görüntüyü en iyi şekilde çekip verdiğini düşünüyor.”

‘Ama o Görüntüler Sosyal Medyada Tüm Çıplaklığıyla Yer Aldı’

HaberTürk TV Ankara Temsilcisi Sibel Demirci Erdem ise ‘sosyal medya’ etkisini bir örnekle açıkladı: “Sizler de hatırlayacaksınız, Samsun’da, sokak ortasında eşini döven, eşine şiddet uygulayan, kafasına tekmeler atan o kişi… Bütün haber kanallarında, bütün ana haber bültenlerinde bu konu elbette yer buldu. Ama biz bu görüntüleri verirken yine de o şiddeti olabildiğince eleyerek vermeye çalıştık. 5 yaşındaki kızının gözleri önünde kadını döven bir eşten bahsediyoruz; ama o görüntüler sosyal medyada tüm çıplaklığıyla yer aldı. Bu konuya da dikkat çekmek istiyorum. Yani bizler konvansiyonel medya olarak bazı konularda üzerimize düşen hassasiyeti ve sorumluluğu gösteriyoruz elbette. Ama bu sosyal medya konusuna da dikkat edilmesi gerektiğine işaret etmek istiyorum.”

‘Sosyal Medya Platformları Üzerinden de Bilinçlendirilmeli’

Halk TV Ankara Haber Müdürü Umut Yertutan, sosyal medyanın vazgeçilemeyecek bir noktada olduğunu ve teknolojik olarak daha da ileriyle gidileceğini söyledi ve “Dünya avcunuzun içinde; Amerika’da olan bir şiddeti de izliyorsunuz, Türkiye’de olan bir şiddeti de izliyorsunuz” dedi. “Sadece medya üzerinden değil sosyal medya platformları üzerinden de insanların bilinçlendirilmesi, empatiye zorlanması” gerektiğinin altını çizdi.

‘Mağdurlar Şiddeti İkinci Kez Medya ya da Sosyal Medya Aracılığıyla Yaşamamalı’

Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat, mağdurların şiddeti ikinci kez medya ya da sosyal medya aracılığıyla yaşamaması gerektiğine dikkat çekti. “Köylerde, kasabalarda, Türkiye’nin en ücra köyünde yerel medyaya ve haber ajanslarına büyük rol düştüğüne” değindi. “Biz, merkez medya, ana akım medya olarak belki bir köyde yaşananı anında öğrenemiyoruz ama haber ajanslarının özellikle Türkiye’nin dört bir yanında örgütlenmiş olması, orada yaşanan tüm olumsuzluğu Türkiye’nin gündemine ve kamuoyuna taşıyabiliyor.”

‘Sosyal Medya Profesyonelce ve Kitleleri Maksatlı Şekilde Yönlendirmeye Açık Kullanılıyor’

Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, ‘vatandaş gazeteciliği’ ile bağdaştırarak sosyal medya eleştirilerini dile getirdi: “Herkesin elinde malum akıllı telefonlar var, hemen hemen herkesin bir sosyal medya hesabı var. Dolayısıyla, her birey yerine ve zamanına göre âdeta bir gazeteci, gönüllü gazeteci olabilir. Onların anlık olaylara tanıklık ve anlatımlarıyla vatandaş gazeteciliği yapıldığı kadar, özellikle sosyal medyanın çok profesyonelce ve kitleleri maksatlı şekilde yönlendirmeye açık biçimde kullanıldığı anlara ve olaylara da rastlıyoruz.”

‘Medya Bu Noktada Ne Kadar Sorumlu?’

AKP Milletvekili Habibe Öcal, “Sosyal medyanın cazibesi noktasında, insanların beğeni alma, takipçi alma uğruna yani bir nevi medya da bunu yapıyor reyting uğruna, şiddeti daha görünür hâle getirme ve bunu bir eğlence kapsamında alma noktasında da bir zihniyet geliştiği” tespitinde bulundu ve bunun gelişmesinde medyanın ne kadar sorumluluğu olduğunu sorguladı. Aslında, bunun sosyolojik bir sorun olduğunu ama bu sosyolojinin gelişmesinde de medyanın çok önemli bir yer aldığına inandığını belirterek “Medya bu noktada ne kadar sorumlu?” diye sordu.

‘Bir Noktada Sorumludur’

CNN Türk Haber Müdür Elçin Ergün soruyu, “Bu çağı şöyle tanımlıyorlar: ‘Görünüyorum, o hâlde varım.’ Bu çağın adı bu. Medya yani daha doğrusu televizyonlar sorumlu mudur? Pek tabii ki sorumludur. Artık böyle on beş dakikadan da kısa sürelerde şöhret olmanın derdine düşülmüş durumda. Evet, medya bir şekilde bu görünürlüğün yolunu aralamıştır, açmıştır ama artık sosyal medyada şöhret [konusu] kendi mecrasında gidiyor. Zaten sosyal medyada meşhur olan bir süre sonra televizyona da çıkıyor ya da sosyal medyadakine sorsanız bir gün televizyona çıkmak için yapıyor yani o yolu açmaya çalışıyor,” yanıtını verdi.

Komisyon Başkanı Malatya Milletvekili Öznur Çalık ise, “Özellikle sosyal medyadaki vurgularınız hepimizin dikkatini çeken konu ve bunlarla ilgili de biz çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.