Türkiye’de Basın Özgürlüğü:
Bağımsız ve Sivil Medya Mümkün Mü?

Sivil Toplum İçin Destek Vakfı’nın bağışçılarına yönelik olarak düzenlediği çevrimiçi etkinlik serisi Güzel İşler’in Nisan ayı buluşması, Türkiye’de Basın Özgürlüğü: Bağımsız ve Sivil Medya Mümkün Mü? başlığıyla gerçekleştirildi.

Sivil Sayfalar Yayın Yönetmeni Emine Uçak Erdoğan ve Medyascope Yayın Yönetmeni Yardımcısı Kaya Heyse’nin konuk olduğu etkinlikte; demokratikleşmenin iki önemli kurumu olan sivil toplum ve medyada yaşanan dönüşümler ve yapısal sorunlar deneyimler üzerinden konuşuldu. 

Güzel İşler Nisan buluşmasından derlenen notlar şunlar:

güzel işlerUluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2021 yılı için paylaştığı verilere göre Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke içerisinde 153. sırada yer alıyor. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun Mart 2021’de yayınladığı raporda ise Türkiye hapiste olan 67 gazeteci ile dünyada birinci sırada yer alıyor. Ana akım medyanın geçmiş dönemde de bağımsız ve tarafsız olduğunu söylemek mümkün olmasa da son dönemdeki gelişmeler ve yukarıda bahsi geçen veriler Türkiye’de basın özgürlüğünün geldiği durumu ortaya koyuyor.

Sosyal medya ve dijital platformlar ana akım medyada sıklıkla rastlanan yapısallaşmış problemlerden (patronaj yapısı vb. gibi) uzaklaşmak için bir alternatif sunuyor. Sosyal medyanın önem kazanması ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile ana akım medya kuruluşlarında kendine yer bulamayan gazeteciler de kendilerine alternatif bir alan yaratmaya başladı. Kullanılan araçlar ve yaratılan alan alternatif ve yeni olsa da yapılan işin özü gazetecilik prensiplerine bağlı olarak ilerliyor.

Sosyal medya farklı fikirlerin dile getirilmesi için bir alan açsa da kişilerin yalnızca kendi görüşlerini destekleyen düşünceleri ve inandığı fikirleri doğrulayan haberleri takip etmesinden kaynaklanan yankı odalarının oluşmasına neden oluyor. Bu durum gazetecilik faaliyetlerini de etkiliyor. Bu mecralarda gazetecilik faaliyetlerine devam eden gazetecilerin ve basın mensuplarının bazen aktivist bir tavır içinde de bulunması söz konusu olabiliyor. Kamuoyu oluşturmada etkili olan ve mevcut dinamikler nedeniyle sosyal medya üzerinden gerçekleşen gazetecilik faaliyetleri ise yankı odaları ve aktivizm ile bir araya geldiğinde toplumsal kutuplaşmayı tetikliyor.

Dijital alanda faaliyet gösteren ve ana akımın dışında bulunan medya kuruluşları temelde ulusal ve uluslararası fonlardan aldıkları mali desteklerle faaliyetlerini sürdürüyor. Gelişen teknolojiler yayın ve prodüksiyon maliyetlerini düşürse de insan kaynağı medya kuruluşlarının en önemli giderleri arasında yer alıyor. Kurumsal fonlar ile kapasite gelişimini sağlayan medya kuruluşları, kitlesel fonlama ve veri analizi ile güçlendirilen sosyal medya reklamları gibi yöntemlerle kaynaklarını artırmaya ve çeşitlendirmeye çalışıyor.

Sivil toplum ve medya Türkiye’de daralan sivil alandan en fazla etkilenenler arasında yer alıyor. Buna rağmen, sivil toplum-medya ilişkilerinin istenilen düzeyde olduğunu söylemek zor. Sivil toplum kuruluşları, kendi çalışma alanlarında derinleşen bilgilerini ve saha tecrübelerini raporlar hazırlayarak kamuoyu ile paylaşmayı tercih ediyor. Ancak bu raporların teknik bir dille hazırlanması ve çoğu zaman okuyucu alışkanlıklarının dikkate alınmaması nedeniyle medya kuruluşlarının bu bilgileri haberleştirmesi ve gündeme taşımaları gerekiyor.

Basın özgürlüğü ve bağımsız medyaya yönelik destekler Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından da önem taşıyor. Bu alanın desteklenmesi için dikkat çekilen konuların başında hak gazeteciliğinin, yerel medya unsurlarının ve medya alanındaki insan kaynağının güçlendirilmesi geliyor.

Sivil toplum kuruluşlarının kendi uzmanlığını kamuoyu için anlaşılabilir bir halde sunmasına duyulan ihtiyaç devam ederken eğitim, sağlık, çevre gibi alanlarda uzmanlaşan muhabirlerin azalması sebebiyle ana akım medya kuruluşları da sivil toplumun uzmanlığına eskisine kıyasla daha az ilgi gösteriyor. Dijital platformlarda faaliyet gösteren bazı medya kuruluşları ise sivil toplum kuruluşlarının uzmanlıklarını bir haber kaynağı olarak kabul ediyor; bilgilerini ve deneyimlerini paylaşmaları için daha fazla alan açıyor.

Sivil toplum ve hak haberciliği sivil toplum ile medyanın kesişim alanında yer alıyor. Hak ihlallerinin medya tarafından izlenmesi, haber yapılması ve genel anlamda demokratikleşmeye katkıda bulunulmasını sağlayan hak haberciliğinin bir dalı olan sivil toplum haberciliği sivil toplum kuruluşlarında var olan uzmanlığı ve deneyimi kamuoyuna aktarmayı hedefliyor. Bu alanda çalışan Sivil Sayfalar, sivil toplumun uzmanlığı ve deneyimini hem STK’lar arasında hem de diğer paydaşlarla paylaşarak doğru bilginin yaygınlaşmasını sağlıyor.

Basın özgürlüğü ve bağımsız medyaya yönelik destekler Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından da önem taşıyor. Bu alanın desteklenmesi için dikkat çekilen konuların başında hak gazeteciliğinin, yerel medya unsurlarının ve medya alanındaki insan kaynağının güçlendirilmesi geliyor. Fon başvurularının yerelde yaygınlaştırılması ve özellikle son dönemde işsiz kalarak serbest çalışan muhabirleri de kapsayacak şekilde esnek olmasının önemi vurgulanıyor.