“COVID-19: Eşitsizliği Her Ülkede Ayna Anda Artıran Bir Eşitsizlik Virüsü”

Uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Oxfam, “Eşitsizlik Virüsü” başlıklı raporunu, 25 Ocak’ta Dünya Ekonomik Forumu’nun düzenlediği “Davos Gündemi”nin açılış gününde yayımladı. Oxfam’ın yeni raporuna göre, COVID-19 her ülkede ekonomik eşitsizliği aynı anda arttırma potansiyeli taşıyor ve bu dünya tarihinde ilk kez oluyor. Rapor, dünya üzerindeki en zengin 1000 kişinin pandemi sürecindeki maddi kayıplarını 9 ayda telafi ettiğini, dünyanın en yoksulları için ise bu sürenin 10 yıldan uzun sürebileceğini gösteriyor. Oxfam, COVID-19’un ekonomik etkilerini iyileştirmenin yolunun daha adil ve sürdürülebilir ekonomiler olduğunu vurguluyor.

Oxfam, “Eşitsizlik Virüsü” adlı rapora göre, COVID-19 dünya üzerindeki neredeyse her ülkede ekonomik eşitsizliği aynı anda arttırma potansiyeli taşıyor. Üstelik bu durum, yüz yıl önce kayıtlar tutulmaya başladığından bu yana ilk kez gerçekleşiyor. Eşitsizliğin artması şu anlama geliyor: Yoksulluk içerisinde yaşayan insan sayısının salgın öncesi seviyesine gelmesi, çoğunlukla beyaz erkeklerden oluşan dünyanın en zengin 1000 milyarderinin servetinin salgın öncesi seviyelere ulaşmasından 14 kat daha uzun sürecek!

Oxfam Eşitsizlik Virüsü RaporuOxfam’ın yürüttüğü ve 79 ülkeden 295 iktisatçının katıldığı diğer bir küresel araştırmanın sonuçlarına göre ise, Jeffrey Sachs, Jayati Ghosh ve Gabriel Zucman’ın da aralarında olduğu katılımcıların %87’si salgın sonrasında kendi ülkelerinde gelir eşitsizliğinin “artacağını” ya da “ciddi oranda artacağını” tahmin ediyor.

Oxfam’ın raporu, milyarlarca insan kıt kanaat geçinmek için mücadele ederken, yozlaşmış ekonomik sistemin, Büyük Buhran’dan bu yana yaşanan en kötü ekonomik durgunluk döneminde süper zenginler grubunun serveti kendi ellerinde toplamasına nasıl olanak sağladığını gösteriyor.

Dünyanın En Zenginleri İçin Ekonomik Durgunluk Sona Erdi

Dünyanın en zengin 10 erkeği, pandeminin başından bu yana toplam servetlerini yarım trilyon dolar arttırdılar; bu rakam herkesin Covid-19 aşısına erişmesini ve kimsenin salgın nedeniyle yoksulluğa sürüklenmemesini sağlamak için fazlasıyla yeterli. Aynı zamanda salgın son 90 yılın en kötü işsizlik krizini başlattı: Yüz milyonlarca insan ya işsiz ya da yeterli gelir elde edemediği işlerde çalışıyor.

Bir Kez Daha, En Çok Etkilenenler Kadınlar Oldu

Küresel olarak kadınlar, pandemiden en çok etkilenen düşük ücretli ve güvencesiz işlerde erkeklere oranla daha fazla çalışıyorlar. Bu sektörlerde çalışan kadınların ve erkeklerin oranı eşit olsaydı, bugün 112 milyon kadın işini ve gelirini kaybetme riskiyle karşı karşıya olmayacaktı. Aynı zamanda, kadınlar küresel sağlık hizmetleri ve sosyal hizmet çalışanlarının yaklaşık %70’ini oluşturuyor – bu işler, yaşamsal önemde olmasına rağmen düşük ücretli işler ve bu işlerde çalışanların Covid-19’a yakalanma riski daha yüksek.

Eşitsizlik Hayatlara Mâl Oluyor

Brezilya’da Afrika kökenli kişilerin Covid-19 sebebiyle ölme olasılığı Beyazlara göre %40 daha yüksek. ABD’de ise Siyahların ve Latinlerin Covid-19 ölüm oranları Beyazlarla eşit olsaydı, bugün yaklaşık 22.000 Siyah ve Latin hayatta olacaktı. Kayıtlar, İngiltere’nin en yoksul bölgelerindeki Covid-19 ölüm oranlarının en zengin bölgelerindeki ölüm oranına kıyasla iki kat daha fazla olduğunu; Fransa, Hindistan ve İspanya gibi ülkelerin yoksul bölgelerinde Covid-19 bulaş ve ölüm oranlarının diğer bölgelere oranla daha yüksek olduğunu gösteriyor.

COVID-19’un Ekonomik Etkilerini İyileştirmenin Anahtarı Daha Adil Ekonomiler

Salgın sırasında en çok kâr eden 32 küresel şirkete getirilecek geçici bir kâr vergisi, 2020’de 104 milyar dolarlık bir kaynak yaratabilirdi. Bu rakam tüm çalışanlara işsizlik yardımı ve düşük ve orta gelirli ülkelerdeki çocuklar ve yaşlılara mali destek vermek için yeterli olabilirdi.

Oxfam Eşitsizlik Virüsü RaporuCOVID-19 Pandemisinde Türkiye

Oxfam raporuna göre, pandemi Türkiye’de de hayatın her alanındaki mevcut eşitsizlikleri derinleştirdi:

Gelir Eşitsizliği Artıyor

Dünya Bankası’nın Türkiye Ekonomik İzleme Raporu’na göre, Türkiye’de 1,2 milyon insan salgın sebebiyle yoksulluğa sürüklenebilir. Oysa Türkiye’deki 21 milyarderin serveti Mart ayından bu yana 19 milyar TL arttı. Bu tutar, Türkiye’de pandemi nedeniyle yoksulluğa düşme riski altındaki 1,2 milyon kişiye 7 ay boyunca aylık 2.261TL’lik nakit destek verilmesine eş. Türkiye’deki gelir farkları da artan eşitsizliği çarpıcı bir şekilde sergiliyor: Bir hemşirenin, bir genel müdürün bir yıllık maaşını kazanması için 41 yıl çalışması gerekiyor. Bir genel müdürün ise bir hemşirenin bir yıllık maaşını kazanması için 8 gün çalışması yeterli. Türkiye’de pandemi nedeniyle işsizlikte de artış olacağı öngörülüyor. Dünya Bankası’nın Temmuz 2020’de yayımladığı rapora göre çalışanların sadece %10’u evden çalışma imkanına sahip ve 7 milyon çalışan pandeminin ekonomi üzerindeki etkilerinden dolayı işlerini kaybetme riski ile karşı karşıya.

Kadınlar Pandemiden Daha Fazla Etkileniyor 

TEPAV’ın Mayıs 2020’de yürüttüğü bir anket çalışması, ankete katılan çalışanların %32’sinin pandemiden sonra iş durumlarında bir değişiklik olmadığını, ama bu oranın kadın çalışanlar için %7,4 olduğunu gösteriyor. BM Kadın Birimi tarafından yayımlanan Nisan 2020 tarihli araştırma ise, ücretsiz izne çıkarılan kadınların oranının erkeklerden daha yüksek olduğunu gösteriyor (kadınların %18,4’ü ücretsiz izne çıkarılırken erkeklerin %14,2’si ücretsiz izne çıkarıldı). Ayrıca kadınların sosyal güvencesi olmayan ya da düşük olan kayıt dışı işlerde çalışma olasılığı daha yüksek. Kadınların ücretsiz bakım emeği yükü de artışta. Ağustos 2020 tarihli UNDP araştırmasına göre, salgın sırasında kadınların ücretsiz bakım emeği yüklerinde 1,6 saatlik bir artış görülürken, erkekler için bu süre yalnızca 0,8 saat. BM Kadın Birimi’ne göre, doktorların %50’si, sağlık personelinin %70’i ve ebelerin %100’ü kadınlardan oluşuyor; bu da kadınların Covid-19’a yakalanma riskinin daha fazla olduğunu gösteriyor.

Eğitime Erişimdeki Mevcut Eşitsizlikler Giderek Kötüleşiyor

2020 OECD İstihdam Görünümü raporu, Türkiye’deki hanelerin yarısından azının bilgisayara erişimi olduğunu ortaya koydu. OECD’nin Ağustos 2020 tarihli raporu ise, Türkiye’de yoksul hanelerde yaşayan ergenlik çağındaki çocukların yalnızca %27’sinin uzaktan eğitime erişebildiğini gösterdi.

Pandemi En Çok Yoksulları Etkiliyor

Türk Tabipleri Birliği tarafından Aralık 2020 tarihinde yayımlanan Covid-19 Pandemisi 9. Ay Değerlendirme Raporuna göre, Hayat Eve Sığar mobil uygulaması verileri, sosyoekonomik sınıf, daha iyi barınma olanaklarına erişim ve yeşil alanlara erişimin kişilerin Covid-19 virüsüne yakalanma olasılığını etkilediğini gösteriyor.

“Eşitsizlik Virüsü” raporunu ve Oxfam’ın raporda sunulan istatistikleri nasıl hesapladığını özetleyen metodoloji notunun yer aldığı bilgi notunu indirebilirsiniz.

Raporun Türkçe özetine ise buradan ulaşabilirsiniz.