Eğlenceli Bilim: Bilimle Hayatı Eğlenceli Kılan Sosyal Girişim

Türkiye’de kurulan ilk sosyal girişimler arasında yer alan Eğlenceli Bilim, 'Bilim her yerdedir ve bilimle hayat eğlencelidir!' sloganıyla 2010’dan bu yana Türkiye’de, çocukların bilimsel okuryazarlıklarını geliştirmek için çalışıyor. Sivil toplum, yerel yönetim, kamu ve özel sektörden farklı paydaşlarla faaliyet yürüten girişim, Türkiye’de tüm kurumların kolektif etkiyi odağına alma ve birlikte üretme konusunda derinleşme ihtiyacının altını çiziyor.

Eğlenceli Bilim, bilim eğitimini çocuklara sunulan bir fen dersi olmaktan çıkarmak ve çocukların bilimsel okuryazarlığını geliştirmek için faaliyet yürüten bir sosyal girişim. Her kesimden tüm çocukların bilimi hayatlarının içine taşımaları için uygulamalı fen eğitimine olanak sunan Evde Eğlenceli Bilim ve Okulda Eğlenceli Bilim deney setleri bulunuyor. Eğlenceli Bilim ekibinden Yunus Erduran ve Fulya Koyuncu sosyal girişim ve sosyal etki odağında hazırladığımız soruları yanıtladı.

Tüm çocukların hem bugünleri hem de gelecekleri için iyi olma hallerini koruyacak bir bilim eğitimi yaklaşımı sunuyoruz.

Eğlenceli Bilim nedir? Ne yapıyorsunuz? Misyonunuz nedir?

2010 yılından itibaren Türkiye’de, çocukların bilimsel okuryazarlıklarını geliştirmek için çalışmalar yürütüyoruz. Tüm çocukların hem bugünleri hem de gelecekleri için iyi olma hallerini koruyacak bir bilim eğitimi yaklaşımı sunuyoruz. “Bilim” denildiğinde, heyecan hisseden, meraklı gözlerle çevresini inceleyen, bilimin yaşamın içindeki gizli dünyasını keşfetme arzusu hisseden çocuklarla dolu bir dünya hayal ediyoruz.

Tüm çocukların yaşamın içindeki bilimi görmeleri, bilimi yaşamlarının içine taşımaları için onların bilimle kurdukları ilişkiye; oyunu, eğlenceyi, mutluluğu katmayı kendimize misyon olarak belirledik. Bu misyonumuzu hayata geçirmek için belirlediğimiz dört önceliğimizi yaptığımız tüm çalışmalarımızda korumayı önceliklendiriyoruz:

  • Çocukların bilimin olağanüstü dünyasını keşfetmelerini sağlamak,
  • Çocukların doğal keşfetme duygusunu öğrenme davranışına yöneltmek,
  • Çocuklara bütünsel gelişimlerini destekleyecek bir bilim eğitimi sunmak,
  • Çocukların günlük yaşamdaki bilimi keşfederek, bilimin yaşam içinde olduğunu fark etmelerini sağlamak.

Sürdürülebilir bir model ortaya koyup, alanın öncülerinden olunca şimdi pek çok sosyal girişimine destek olabiliyoruz.

Türkiye’de kurulan ilk sosyal girişimler arasında yer alıyorsunuz. Kurulduğunuzdan bugüne, sosyal girişimciliğin Türkiye’deki serüveni hakkındaki gelişmeler ve geleceğe dair öngörüleriniz nedir? Sosyal girişimci olmanın Türkiye’deki avantajları ve dezavantajları neler? 

12 yıllık bir serüven bu tam olarak. Eğlenceli Bilim’i ilk kurarken temel meselemiz, kendi tecrübelerimizden yola çıkarak çocuklara “daha nitelikli, çocukların çocuklukları ile uyumlu, bilimsel okuryazarlıklarını geliştirebilecek, onların iyi olma hallerini destekleyebilecek yapıda bir bilim eğitimi nasıl sunulabilir?” sorusuna yanıt bulmaktı. Bu yanıtı bulunca da o zaman neden biz bu ortamı, iş modelini sağlamıyoruz diye düşündük.

O dönemde sosyal fayda, sosyal etki, sosyal girişimcilik kavramları bugünkü kadar yoğun ele alınan konular değildi. Daha kavram konuşulmazken de bir iş modeli zemininde böyle bir çaba içine girdiğimizden kendi yolumuzu kendimiz bulmak zorunda kaldık. Bugün artık pek çok insan için sosyal fayda yaratmak istediğinde o faydayı bir etkiye dönüştürebilecekleri sosyal girişimleri hayata geçirmeleri çok daha kolay. Bu bizim için bu kadar kolay olmadı mesela. Kendimiz keşfederek ilerledik her zaman. Eğlenceli Bilim açısından baktığımızda da çok büyük bir avantaj doğurdu tabii. Sürdürülebilir bir model ortaya koyup, alanın öncülerinden olunca şimdi pek çok sosyal girişimine destek olabiliyoruz.

Bugün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal girişimcilik alanındaki çalışmalar çok gelişti. Sadece çok fazla sosyal girişimin kurulmasından da bahsetmiyoruz, yasal bir yapıya kavuşması adına da sosyal girişimcilerin kendi içinde kurdukları ekosistemlerin genişlemesine kadar bu çerçevede önemli adımlar atıldı. Tabii hala dünyadaki ekosistemleri yakalamak için çok adım var önümüzde ancak biz bundan sonraki sürecin çok daha hızlı bir şekilde ileri gideceğine inanıyoruz.

‘Evde ve okullarda bilim eğitimi’ faaliyetlerinize nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? Bu faaliyetlerde okul yönetimleri ve ebeveynlerin yaklaşım ve ilgileri nasıl?

Bilim eğitiminin uygulamalı olarak yapılması yani çocukların yaparak-yaşayarak öğrenmelerinin desteklenmesi gerektiğine dair fikirler çocuklarla temasta olan çoğu kişinin – öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, ailelerin, STK’ların, belediyelerin – ortaklaştığı bir konu. Bu ihtiyacın gerçeğe dönüşmesi, sınıfta ya da evde hayat bulması ise her durumda ve koşulda mümkün olamayabiliyor. Biz de özünde bu ihtiyaca doğrudan yanıt verdiğimiz için tabii ki herkes çok memnun oluyor.

Türkiye’de Tüm Kurumlar Kolektif Etkiyi Odağa Almada Derinleşmeli!

Hem STK’lar, hem yerel yönetimler hem de özel sektör ile işbirliği içinde faaliyet yürütmenin size kazandırdığı iç görüleri paylaşır mısınız? Bu kurumlar özelinde eleştirel değerlendirmeleriniz olur mu? Farklı kurumlarla faaliyet yürütmek size nasıl bir deneyim kazandırdı? 

Paydaş ağımızı geniş tutmayı çok önemsiyoruz. Bunun temelde iki nedeni var. Bizim amacımız sadece avantajlı gruplardaki çocuklara bir olanak sunmak değil. Paydaş ağımızı geniş tutmayı önceliklendirmemizin en temel nedeni özellikle dezavantajlı gruplardaki çocuklara ulaşmak. Bu elbette avantajlı gruptaki çocuklarla çalışmak istemediğimiz anlamına gelmiyor. Onlar da bizim öncelikli gruplarımız içinde çünkü acı bir gerçek var: Türkiye’de avantajlı grupta olan çocuklara bile biz ne kadar nitelikli bilim eğitimi ortamı sağlayabiliyoruz? Bu nedenle, Türkiye’de bir çocuk her neredeyse, ona ulaşabileceğimiz en etkili, verimli yöntem her neyse onu bulup ulaşmaya çalışıyoruz. Bu nedenle de pek çok kurumla dirsek temasında olmamız gerekiyor. Bunu da oldukça güzel iş birlikleriyle sağlayabiliyoruz.

Paydaş ağımızı geniş tutmaya özen göstermemizin bir diğer nedeni de biz yaptığımız her çalışmayı sürekli geliştirmek, inovatif çözümlerle zenginleştirmek odağında hareket ediyoruz. Böyle olunca da sadece “çocuklara nasıl ulaşabilirim” sorusu ile hareket etmiyoruz. Paydaşlarımız içinde çocuklara bu ortamları sunabilecek farklı kurum, kuruluş ve kişileri de dahil ediyoruz.

Yaptığımız iş birliklerinde de çalıştığımız kurumlardaki eleştirimizi STK, yerel yönetim ya da özel sektör farklılığı olarak ayırmaktan ziyade genel yaşadığımız bir durumu paylaşabiliriz. Türkiye’de kolektif etki’yi yeterince odağımıza almadığımızı düşünüyoruz. Bu konuda Türkiye’de ilerlememiz gereken önemli bir yol olduğu kanaatindeyiz. Kişi, kurum, kuruluştan bağımsız “bir arada nasıl üretebiliriz” yaklaşımında derinleşmeye ihtiyacımız var. Yine de son 5 yıla baktığımızda Türkiye’deki STK’lar, birçok yerel yönetim ya da sosyal girişimlerle bu konuda yol aldığımıza inanıyoruz. En azından ‘kolektif etki’nin bir zorunluluk olduğuna dair herkesin zihninde bir mutabakat olduğunu görebiliyoruz. Bundan sonraki de artık üretime geçiş aşaması. Eminiz daha kolay olacaktır.

Öğretmen ve Velilerin Eğlenceli Bilim’den Memnuniyeti Çok Yüksek

Faaliyetlerinizin sosyal etkisine dair bir değerlendirme ve tespitiniz var mı? Bundan sonrası için planlarınız neler? 

Sosyal girişim olduğunuzda ana amacınız bir sosyal değer, sosyal etki yaratmak. Bunun için bir yapı kuruyorsunuz ve tabii sonunda bu hedeflediğim çıktıya ulaşabildim mi sorusuna yanıt bulmanız gerekiyor.

Biz geçtiğimiz sene bir etki araştırması yürüttük okul programlarımız için. Dönüşler bunu çok güzel ortaya koyuyor. Öğretmenlerimizin %96’sı bizim programlarımızı her sene uygulamaya devam etmek istediklerini söylüyor. Bu müthiş bir oran. Etki araştırmamızdaki diğer bulgular da okullarda öğretmenlerde, öğrencilerde sağlanan etkiyi ortaya koyuyor. Çocukların evde uygulamalı bilim eğitimi içerikleri yapabilmelerini sağlamak için hazırladığımız Evde Bilim deney setlerinden duyulan veli memnuniyeti de 10 puan üzerinden 9.7. Faaliyet raporumuzda bu bulgulara da yer verdik.

Bu ve rapordaki diğer sonuçlar bizleri çok gururlandırıyor. Bu bulgularla gururlandık “evet güzel bir iş yapıyoruz, elimize sağlık” diyerek duramıyorsunuz. Motivasyonunuz sosyal fayda yaratmaksa, bir sonraki aşama da “peki şimdi daha iyi, daha farklı, daha yenilikçi ne yapabiliriz” sorusu hayatınıza giriyor. Bu da her zaman daha iyiye daha güzele bizleri götüren bir macera oluyor.

Bilim her yerdedir ve bilimle hayat eğlencelidir! Bilim eğitimini fen dersi kapsamına sıkıştırmazsak çocukların bilimsel okuryazarlığını daha fazla geliştirebiliriz.

Eğlenceli Bilim olarak çocuklara ve ebeveynler ile diğer kurumlara bir mesajınız var mı?

Bizim her zaman söylediğimiz bir mottomuz var: “Bilim her yerdedir ve bilimle hayat eğlencelidir!”. Bunun arkasındaki nedeni görünce artık bilim eğitimi çocuklara sunulan bir fen dersi olmaktan çıkıyor. Çocuğun kendi yaşamını tanımasını, eğlenmesini, yaşamın içindeki büyüleyici dünya ile tanışmasını sağlıyor. Genel olarak şunu belirtmek isteriz, bilim eğitimini fen dersi kapsamına sıkıştırmazsak çocukların bilimsel okuryazarlığını daha fazla geliştirebiliriz.