Van Gölü Aktivistleri Derneği:
Van Gölü Havzası Tüm İnsanlığın Ortak Değeri, Sahip Çıkalım 

Van’da Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel ile Van Gölü havzasının korunması ve yaptıkları çalışmaları konuştuk. Özel, Van Gölü’nün sadece yöre halkının değil tüm insanlığın ortak değeri olduğunu belirterek her yıl çok sayıda farkındalık etkinliği ile binlerce yeni gönüllüye ulaştıklarını söylüyor. 

Van Gölü Aktivistleri Derneği’ni tanıyabilir miyiz?

Van Gölü şiarı etrafında bir araya geldiğimiz, yüzlerce üyesi binlerce de gönüllüsü olan resmi bir derneğiz. Van Gölü’nü dert edinen büyük bir aileyiz. Dünya’da soda yönüyle dördüncü büyük, ülkemizde de en büyük göl. Van Gölü ve gölün kirlenmesi konularına odaklanıyoruz ağırlıklı olarak. Bunun yanında benzer farklı etkinlikleri de gölümüzle bağlantılı yaparak dikkat çekiyoruz. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü 450 km’lik çevresi, bir il 6 ilçe, 140 köy ve sanayi kuruluşu yer almaktadır. 1650 metre yüksekliğinde olan bir denizdir aslında. İçinde endemik türler olan Van balığı (İnci Kefali) ve etrafında kuş cenneti olarak tanımlayacağımız Türkiye’de 450 kuş türünden yaklaşık 250’si Van Gölü havzasında yaşıyor, burası aslında bir kuş cenneti. Bitki örtüsü olarak da endemik türler var. Yayla muzu dediğimiz uçkun, çiçek anlamında floral olarak bazı zenginlikler ilk bakışta göze çarpıyor. Kelebek türü anlamında, tarihi anlamda birçok zenginlik bulunmakta.

Yaklaşık 1 milyon nüfus Van Gölü kıyısında yaşıyor. Son yıllarda göl çevresinde nüfus oldukça arttı. Bunun sonucunda göl ve çevresi ekolojik bozulmaya doğru gidiyor. Toplum olarak ve bireysel olarak bilinçsizce bu doğa harikası yaşam kaynağımızı kirletiyor ve kirletmeye devam ediyoruz. İnsanoğlu doğayı maalesef çok kötü kullanıyor. Van Gölü kapalı bir havza olduğundan herhangi bir akıntısının olmaması daha çabuk kirlenmesine neden oluyor. Buranın korunması, tanıtılması, kazanılması anlamında etkinlikler yapan, farkındalıklar oluşturan bir gönüllü oluşumuz. “Van Gölü Kirlenmesin Temiz Kalsın” ve “Sen de El Ver Van Gölü Hepimizin”

Nasıl bir araya geldiniz? Kuruluş aşamanızı anlatır mısınız?

5 yıl önce Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin (YYÜ) desteğiyle 50 kişilik bir öğrenci grubu ve hocalarımızla 2 gün süren bir kıyı temizliği yaptık. Van Gölü’nün kıyılarını temizledik, müzik etkinliği ve resim yapan arkadaşlar oldu. Gölün durumunun iyi olmadığını gözlemledik ve bir el atılması gerektiğini düşündük. Bir sivil inisiyatifin farklılık oluşturması gerektiği düşüncesiyle yola çıktık. Aslında hepimiz bu gölün çocuklarıyız. Kirlenme nedenlerini araştırdık, halkın da bilinçsiz olduğunu görünce farkındalıklar oluşturmak istedik. Kıyı temizlikleri, yazın yüzme etkinlikleri yaptık. Van Gölü’nde bulunan 4 adamızdan 2 tanesinin bulunduğu alanda yüzdük. Bu adalarda tarihi eserler, manastırlar, kiliseler var. Örneğin Akdamar Adası’na bu yıl 200 bin ziyaretçi gelmiş, turistik anlamda bölgemiz için çok önemli. Bu turizmi diğer adalara da yaymak için etkinlikler yapıyoruz.

Dernek olarak Van Gölü’nün kirliliğini neye bağlıyorsunuz? Çözüm önerileriniz var mı?

Van Gölü kirliliğine üç ana neden olduğunu saptadık ve bu nedenlere şu örnekleri ve önerileri sunuyoruz; birinci, Van Gölü kıyısında yaşayan 1 milyon insanın bilinçsizce kirletmesi. Örneğin; Van Gölü sahilini özellikle yaz aylarında kullanan birçok vatandaşlarımızın (piknik, yüzme vb.) çöplerini orada bırakmaları. Önerimiz, bu konuda bilinçlendirme yapmak ve STK’lar ilgili kurum kuruluşların halkın çok kullandığı yerlere yeteri kadar çöp konteynırı ve yazılı levhalar bırakmaları bu tür alanların kirletilmemesine katkı sağlayacaktır. İkinci olarak, Van Gölü havzasında bulunan yerleşim yerlerindeki il, ilçe ve köylerin atık suları, sanayi ve hayvancılıktan gelen kirlenme. Örnek olarak, özellikle evsel atıklar, kanalizasyon, sanayi ve hayvancılıktan meydana gelen kirlenme verilebilir. Önerimiz bu konuda yeni ve geri dönüşüm çöplük alanları oluşturmak, sanayi atıkları için ayrıca bir depolama yapmak, kanalizasyon ve atık sular için yeteri kapasitede arıtma tesislerinin kurulması gerektiğidir. Üçüncü olarak ise, Van Gölüne akan derelerden meydana gelen kirlenme olarak gruplandırabiliriz. Göle akan derelerden poşet, çocuk bezi, plastik su şişesi ev eşyası vb birçok atığın olduğu gözlemlendi. Göle akan derelerin ıslah edilmesi gerektiği de bunun önerisidir.

Van Gölü’nün Tanıtılması ve Korunması Noktasında Ne Tür Etkinlikler Yapıyorsunuz? 

Van Gölü etrafında bisiklet turu yaptık, Van Denizini (Deniz demeyi tercih ediyorlar) pedal pedal çevirdik, yüzdük. Mavi bayraklı bir plajın olduğu tek göl Van Gölü’nde 26 Ocak’ta havanın soğuk ve eksilerde olduğu bir dönemde yüzdük. Dünyada 7 denizde bu anlamda yüzme etkinlikleri yapılıyor. Bu anlamda biz de Van Gölü’nde bunu yaptık. Bu yıl yine yapacağız, terapi olarak da insan sağlığına önemli faydaları bilinmekte. Van Gölü balığı olarak bilinen İnci kefaline yönelik festival yapıyoruz. Ayranaşıyla birlikte binlerce insana dağıtıyoruz, özel mangalarda sadece bu festivali için yapıyoruz. Fuar ve festivallerde de başka şehirlere giderek bu zenginliği oralarda da tanıtmaya çalışıyoruz.

Nasıl ki Norveç Balığı değerli ve biliniyor Van Gölü balığının da öyle olmasını istiyoruz.

14 bin insanımız her yıl bu inci kefali balığından ekmek yiyor. Burayı bacasız bir fabrikaya dönüştürmek istiyoruz. Nemrut dağına yönelik de tanıtımlar yapıyoruz. Van Gölü’nün bir diğer yakasında bulunuyor ve Dünya’nın en büyük ikinci krater gölü. Farklı bir güzelliği ve doğası var. Yanı başında Türkiye’nin en büyük 3. dağı olan Süphan Dağı’na (4058 m) tur düzenliyoruz. Okullarda öğrencilere yönelik çalışmalarımız oluyor. Özellikle göl kenarındaki okulları ziyaret ediyoruz ve nelere sahip olduğumuzu anlatıyoruz. Seminerler düzenliyoruz. “Van Gölü’ne Bir Adım da Sen At” etkinliğiyle 400 kilometreyi onlarca kişiyle adım adım yürüdük, Van Gölü’ne dikkat çekmek için 11 gün boyunca gölün tamamını yürüdük. Salon toplantıları yaptık 12 hafta boyunca. “Van İçin Çay Vakti” adıyla yaptık. Keşiş gölümüz var Urartular döneminden kalan bir yer ve içme suyu ile tarım suyu olarak kullanılmış. Doğu Anadolu’nun en dikkat çekici ve gizemli yerleşmelerinden biri Zernaki Tepe’de farkındalık etkinliği yaptık. Muradiye Şelalesi’nin dışında o bölgede bilinmeyen bir şelale vardı, onun turizme kazandırılmasını ve adının Yaşar Kemal Şelalesi olmasını talep ettik. 3 bin yıllık 51 kilometrelik Şamran Kanalımız var burayı da pedalladık. Kırmızı benekli alabalığımız var endemik olarak bölgede hakikaten zenginiz. Dini turizm anlamında da Akdamar Kilisesi öne çıkıyor.

Göle Sahip Çıkılması Konusundaki Çağrınız Nedir? 

Van Gölü bir bütün. İçindeki balığı, çevresini ayrı bırakamayız. ‘Biz Van Gölülüyüz’ diyoruz. Bu değer sadece bizim değil önce ülkemizin ve tüm insanlığın mirasıdır. Yeterli tanıtım olursa da hak ettiği konuma kavuşacaktır. 100 bin dolayında sosyal medya takipçilerimiz var. Yılda binlerce yeni insana ulaşabiliyoruz. Çevreci kavramını biz kendimize yakıştırmıyoruz. Çevre hepimizindir. Sadece birkaç STK ve bakanlıklar sahiplenmemeli. Bazı kuruluşların tek olması durumunda yetersiz kalır. Son zamanlarda deprem toplanma alanları konuşuluyor. Müteahhit, mühendis, kişi tüm muhataplar birlikte sahiplendiği zaman bunlara gerek kalmayacak ve gerekli yeşil alan ile toplanma alanları konuşulmayacaktı.

Bu doğrultuda işbirliği yapıyor musunuz?

Bağımsız bir sivil toplum kuruluşuyuz. Belediyeler, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA), Van AB Bilgi Merkezi, Van Ticaret ve Sanayi Odası (VANTSO) ile zaman zaman ortak etkinlikler ve projeler yapıyoruz.

Eklemek İstedikleriniz…

Herkesi buradaki eşsiz güzellikleri görmeye bekliyoruz. Binlerce yıllık tarihi ve kendine has özellikleriyle dikkat çeken kentimizi görmeye bekliyoruz. Koruma kapsamını meclise de taşıdık. İnşallah bir koruma kanunu çıkar Van Gölü için. Van Gölü havzası bir bütündür. Bitlis’i, Van’ı bir bütün değerlendiriyoruz. Van ve Bitlis’in ilçelerinde etkinliklerimizi yapmaya devam edeceğiz. Van Gölü hepimizindir ve hep birlikte korumamız gerekiyor.