Küdür Yarımadası Koruma Planlaması Çalıştayı Gerçekleştirildi

Bodrum Yalıkavak Küdür Yarımadası “Bütüncül Koruma Alan Yönetimi ve Eylem Planı” Çalıştayı, doğa koruma, bitki bilimi, arkeoloji, mera yönetimi, zooloji, jeoloji gibi farklı dallardan uzmanlar, STK  temsilcileri  akademisyenler ve bölgede yaşayan halkın katılımıyla 15-16 Haziran tarihleri arasında Yalıkavak’ta gerçekleştirildi.

Çalıştay fikrini ortaya atan ve organizasyonunu üstlenen Küdür Platformu, önemli doğa alanı olan bölgede Ocak ayında başlayan kaçak bir ‘beach club’ inşaatını engellemek üzere bir araya gelen bir grup bölge sakininin çabalarıyla kuruldu. Bölgede gezen bir kişinin, kıyıda bir iskele yapıldığını etrafındakilere haber vermesi üzerine harekete geçen grup ilk olarak savcılık ve kaymakamlığa dilekçe verdi ve ardından sahilde 2000 kişinin katıldığı bir şenlik düzenledi. Yaptıkları toplantılar neticesinde Küdür Yarımadası için bütüncül bir koruma planlaması yapılması gerektiği sonucuna varan grup, farklı disiplinlerden görüş toplamak üzere Küdür Platformunu kurmaya ve akabinde bir çalıştay toplamaya karar verdi. Çalıştaya doğa koruma, bitki bilimi, arkeoloji, mera yönetimi, zooloji, jeoloji gibi farklı dallardan uzmanlar, Bodrum Kent Konseyi’nden, yerel derneklerden ve Muğla İl Tarım Müdürlüğü’nden temsilciler, akademisyenler ve bölgede yaşayan halktan toplam 100 kişi katıldı. Çalıştayın sonrasındaki süreçte eylem planının yazılı hale getirilmesi ve ilgili kurumlara sunulması hedefleniyor.

Sivil Sayfalar olarak çalıştay süresinde yaptığımız söyleşileri, katılımcıların sunumlarını ve tartışmaları birleştirerek yazılı ve görsel bir haber dosyası hazırladık.

Küdür’de 90lı yıllardan beri süregelen bir inşaat baskısı var. Mevcut kaçak yapılar ve günübirlik tesislerin kurulması için hala devam eden başvurular Küdür’ün korunmasını isteyen yerel halkı tedirgin ediyor.

Bodrum’da yapılaşmanın olmadığı yegâne alanlardan biri, Yalıkavak’taki Küdür Yarımadası… Yarımada da işgal edilmiş ve eğlence yerine dönüştürülmüş alanlar var. Bu kaçak yapıların yıkımı henüz gerçekleştirilmediği gibi, yeni inşaatların yapılması da söz konusu. 90’lı yıllardan beri süregelen inşaat baskısı ve günübirlik tesislerin kurulması için hala devam eden başvurular da Küdür’ün korunmasını isteyen yerel halkı tedirgin ediyor. Ancak yarımadada hala dokunulmayan 4 milyon m²lik alan var ve bu alan Türkiye’nin önemli doğa alanları arasında sayılıyor. Bu alanın tamamı İl Tarım Müdürlüğü’nün tescil ettirdiği bir mera statüsüne sahip ve önemli bir bölümü 1. ve 3. derece arkeolojik SİT alanı kabul ediliyor. Bunun yanı sıra IUCN verilerine göre Türkiye’de sayıları 100’e düşen ve nesli küresel ölçekte de koruma altında olan Akdeniz foklarının yaşam ve üreme alanı. Ayrıca birçok deniz canlısı, memeli ve kuş türünün ve bitki taksonunun yayılış gösterdiği bir alan. Küdür, yerel halkın günlük hayatında da önemli bir değere sahip. İnşaat yapılmak istenen Alacain Koyu Yalıkavaklıların denize girdiği bir plaj ve bölgede otellerden uzak tek ücretsiz plaj olduğu için bölge sakinleri tarafından sevilerek kullanılıyor.

Küdür Yarımadası haritası. Kırmızı işaretli alanlar günübirlik tesis inşaatının söz konusu olduğu yerler.

Küdür Platformu’nun bağımsız bir inisiyatif olarak ortaya çıkması ve ortaya koyduğu çalışmalar çalıştaya katılan tüm paydaşlar tarafından önemseniyor.

Doğa Derneği Koruma Koordinatörü Itri Levent Erkol, yaptığı sunumda Akseki, Alakır ve Doğu Karadeniz’deki doğa koruma örneklerini anımsatarak “tüzel kişiliği olan, hantallaşmış STK’larla değil yerel insiyatiflerle yapılan koruma çalışmalarının” daha değerli olduğunu, bu anlamda Küdür Platformu’nun çalışma yönteminin de değerli olduğunu belirtti. Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Natura Doğa ve Kültür Koruma Derneği kurucu üyesi Ekolog Okan Ürker de koruma eylem planlarının Küdür Çalıştayı’nda olduğu gibi sivil toplum, akademi, kamu kurumları ve yerel halk işbirliğinde yapılmasının sonuç verdiğini ve tüm paydaşlar için fayda ürettiğini belirtti. Ürker, Natura’nın Köyceğiz’de sığla ormanlarının koruma eylem planı çalışmalarında kurumlar arasındaki işbirliğinin verdiği sonuçlardan örnekler verdi ve çalıştay sonunda ortaya çıkacak eylem planının kurumların sorumluluğunda olduğunu belirtti. Bodrum Belediyesi yetkilileri ise, kıyı işgalini engellemek için yazılı bilimsel raporların değerli olduğunu, Küdür Çalıştayı’nın bu anlamda tüm Bodrum için bir örnek teşkil ettiğini ve çalıştaydan çıkacak raporu beklediklerini ifade ettiler. Çalıştayın sonucunda bir koruma ve eylem planının raporlaştırılması ve yazılı olarak ilgili kurumlara sunulması hedefleniyor.

Mera statüsünün korunması için Muğla Tarım Müdürlüğü çalışıyor, ancak mera statülerinin geleceği belirsiz

Çalıştayda konuşma yapan Muğla Tarım Müdürlüğü Çayır Mera ve Yem Bitkileri Şube Müdürü Tandoğan Uysal Müdürlüğün bu konuda üstüne düşeni yaptığını örneklerle anlattı. Uysal, Küdür Yarımadası’nın daha önce mera alanı olarak tescil edilmiş olmasına rağmen tescile karşı dava açıldığını ve bu davayı 2015’te tekrar kazandıklarını, şu anda 4 milyon m²lik alanın mera alanı olarak tescilli olduğunu belirtti. Tarım Müdürlüğü’nün Küdür Yarımadası’nda günübirlik tesis kurulmak istenen alanlarda mera statüsünün iptali için yapılan başvuruları reddettiklerini belirten Uysal, mevcut işgallerle ilgili İl Mera Komisyonu tarafından kanun tedbirlerinin alındığını ve tahliye sürecine başlandığını ifade etti. Uysal daha önce İl Mera Komisyonu kararlarının başbakanlık genelgesi kapsamında bakanlıkça onaylandığını, ancak yeni sistemde başbakanlık kaldırıldığı için artık Cumhurbaşkanlığı genelgesi kapsamında Bakanlık tarafından onaylandığı ifade etti.

Arkeolojik Kazılar Küdür’de Kadim Toplulukların Yaşadığını Gösteriyor

Mimarlar Odası’ndan Oğuz Develi geçmiş yıllarda günübirlik tesis kurmak için yapılan başvuruların farkına vardıklarını ve bu vesileyle üniversitelerle işbirliği yaparak kazı çalışmalarını ve SİT alanı sürecini başlattıklarını anlattı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Prof. Dr. Adnan Diler yaptığı sunumda,  “Yarımadadaki kalıntılara baktığımızda 1950’lere kadar nesilden nesile kullanıldığını görüyoruz. Yarımadada kadim tarım alanları, taşlar, teraslar, zeytin işlikleri, limanlar, Roma dönemine ait çiftlik evleri, Hristiyanlık dönemine ait şapeller, kaya mezarları, tapınma alanları görüyoruz. Küdür’de bir antik kent yok, ancak müze boyutunda çalışmalarla koruma yapılabilir. Arkeolojik olarak tamamının 1. Derece SİT alanı olması lazım. Bunun yanısıra Küdür’ün köyünde yaşayan kişilerin mülkiyet mağduriyetinin çözülmesi gerekiyor” dedi. Yıllardır kaptanlık yapan Bodrum Kent Konseyi Başkanı Arif Yılmaz ise, Küdür’e ‘denizden bakma’ nın önemi üzerine konuştu. Sahilden denize bakıldığında tahribatın anlaşılmadığına dikkat çeken Yılmaz, yıllarca denizden çektiği kıyı fotoğrafları eşliğinde yıllar içinde yaşanan tahribatın boyutlarını gösterdi.

Küdür’ün Biyoçeşitliliği İçin Bütüncül Envanter Oluşturulması

Küdür Yarımadası’nın önemli bir kısmı araba yolu gitmediği için bölgede yaşayan balıkçılar, doğaseverler ve araştırmacılar dışında geniş kitleler tarafından bilinmiyor ve bölgedeki biyoçeşitlilik hakkında bütüncül bir envanter çalışması bulunmuyor. Çalıştayın önemli bir çıktısı bu envanterin tüm parçalarının bir araya getirilmesi oldu. Türlerin tanınması ve korunması adına yapılan akademik ve sivil toplum çalışmalarını Yalıkavaklılar büyük bir ilgiyle takip ettiler. Devam eden ve gelecekte yapılması gereken envanter çalışmalarının Küdür’ün korunması için önemli olduğunun altı çizildi. Küdür’ün pek bilinmeyen bu kısımlarını yerelde yaşayanlarla birlikte gezip fotoğraflayan doğa araştırmacıları resimlerle Küdür’ün güzelliklerini tanıttılar. Ankara Kuş Gözlem Topluluğu ve Sualtı Araştırmaları Derneği’nden Cem Orkun Kıraç 1990 yılından günümüze kadar Küdür Yarımadasında Akdeniz foklarının ve kuşların korunması için yaptıkları çalışmalardan, Küdür’de bu çalışmalara destek veren yerel balıkçılardan bahsetti. Kıraç,  “Küdür kıyılarını 7-8 fokun kullandığını biliyoruz. Dip balıklarını ve taş balıklarını yiyorlar. Fokun yok olmasında en büyük etken habitat tahribatıdır. Bodrum’da son kalan kıyı şeridi Küdür’de 16 km’lik bir sahildir ve bu alanda turizm olamaz” diyerek Küdür’ün bütüncül koruma planında kitle turizminin yeri olmadığını vurguladı. Doğa Derneği Koruma Koordinatörü Itri Levent Erkol, ada doğanı, tavşancıl ve küçük kerkenez başta olmak üzere 29 çeşit kuş türünün Küdür’de habitatı olduğunu anlattı. Erkol, kuş gözleminin ekosistemin durumuna ilişkin bir gösterge oluşturduğunu ve Doğa Derneği’nin bölgede uygulanacak bir kuş izleme programına destek olabileceğini belirtti.

Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Dr. Volkan Eroğlu Türkiye bitki biyoçeşitliliğinin dünyanın oluşumundan bu yana gelen nedenleri ve Küdür çevresinin bitki çeşitliliği hakkında bilgi verdi. Dr. Ruhi İlkbahar ise biyoçeşitlilik çalışmalarında genellikle göz ardı edilen bir grup olan likenleri tanıtarak Türkiye ve Muğla’nın liken biyoçeşitliliği ile ilgili yapılan çalışmaları sundu. Çalıştayın eylem planına dönüştürülmesi sürecinde Küdür’de en az bir yıl sürecek arazi çalışması ile bitki ve liken çeşitliliğini ortaya koyacaklarını belirtti. Eroğlu, Küdür için oluşturulacak bütüncül envanterin bir benzerinin Seferihisar Doğa Mirası Projesi kapsamında tamamlandığını ve koruma faaliyetleri için faydalı bir kaynak oluşturduğunu ifade etti.

Dr. Ufuk Altınbaş Koşkan kelebekler üzerine yaptığı sunumda Küdür Yarımadası’nda endemik olan Halikarnas kelebeğini, Ege Üniversitesi Zooloji Bölümünden Doç. Dr. Kerim Çiçek Küdür Yarımadası’nın ev sahipliği yaptığı çift yaşar, kaplumbağa, kertenkele ve yılanları tanıttı. Yıllardır Yalıkavak’ta yaşayan Jeolog Dr. Ursula Pfaffenberger Küdür Yarımadası’nın volkanik yapısına ve 8-10 milyon yıllık jeolojik geçmişine dair bilgiler verdi.

Yapılan sunumlar sonrasında ekosistemi yerinde incelemek için çalıştay katılımcıları ve konuşmacılar birlikte Alacain ve Paşalimanı taraflarında yürüyüş yaptılar.

Yalıkavaklılar Küdür’ü Anlatıyor

Bu bölümde çember şeklinde oturan Yalıkavaklılar Küdür’e ilişkin hatıralarını, beklentilerini ve uğraşlarını anlattılar. Katılımcıların çoğunun söz aldığı bölümde her cumartesi gönüllü olarak Küdür Yarımadası’nda sahile atılan çöpleri toplayan Zortul Çevre Grubu’ndan bir grup ilkokul öğrencisinin çalışmaları örnek gösterildi. Bu bölümde sürpriz bir belgesel sunumu da gerçekleştirildi. Bodrum’un yerel değerlerinin korunması için kısa belgeseller çeken Bodrum Lokal ekibinin Küdür Yarımadası ile ilgili çektiği belgeselde bölge halkından Halil Kaptan ile birlikte balıkçılık ve meracılık yapılan alanlar ziyaret edilirken, Şubat ayında başlayan iskele inşaatının görüntülerine, bölge halkı ve Bodrum Belediyesi tarafından yapılan eylemlere ve röportajlara yer veriliyor.

Küdür Platformu Çalışmalarını Sürdürecek

Küdür Platformu çalıştayın son kısmında gelecek dönemdeki iş planını çıkarmaya çalıştı. Hukuki destek ihtiyacı olan platform bundan sonraki süreçte yasal bilgi ve danışmanlık alabileceği insanlara ulaşmaya çalışacak. Korumanın öne çıkan dayanağı mera, arkeolojik SİT, doğal SİT alanı ve Akdeniz foku koruma alanı statüsü oldu. Ancak 3. arkeolojik SİT alanı ve 1. derece doğal SİT alanı oluşu yapılaşmaya engel olmadığı için mera statüsünün gerekliliğinin altı çizildi. Diğer yandan da sadece mera statüsüne güvenilmemesi gerektiğini belirten katılımcılar bütüncül eylem planına fok yaşam alanlarının haritasının eklenmesi ve SİT derecelerinin yükseltilmesi gerektiğini eklediler. Farklı bir koruma stratejisi olarak Küdür Yarımadası’na ilerleyen süreçlerde özel koruma statüsü kazandırılması için gerekli çalışmalara başlanabileceği önerisi getirildi. Katılımcılar çalıştay sayesinde uzun süredir birbirinden farklı mecralarda mücadele veren insanların birbirlerini dinleme ve tanışma fırsatı bulduklarını ve konusunda uzman doğa korumacıların sunumları sayesinde bölgenin biyoçeşitliliği hakkında bilimsel verilere ulaştıklarını ifade ettiler.