Kadını Hedef Alan Her Türlü Şiddetin Karşısında: Rosa Kadın Derneği

Diyarbakır’da 15 Temmuz darbe girişiminin ardından birçok sivil toplum kuruluşu kapatıldı. Kapatılan kuruluşlar arasında kadın ve çocuk alanında çalışmalar yürüten 53 dernek bulunuyor. Kadın alanında çalışmalar yürütecek sivil toplum kuruluşu eksikliğinden doğan ihtiyaçla “Rosa Kadın Derneği” kuruldu.

Geçtiğimiz günlerde açılışı yapılan derneğin kurucu üyeleri arasında eski parlamenter Ayla Akat Ata ve eski Bağlar Belediye Başkanı Yüksel Baran da bulunuyor.

Ayla Akat Ata çalışmalarının odağına kadına karşı şiddetle mücadeleyi aldıklarını ve bu şiddetin sadece aile içinde değil sokakta, iş yerinde, okulda, gözaltında ve cezaevinde yaşandığını belirterek kendilerini Dünya Kadın Hareketi’nin bir parçası olarak gördükleri için derneğin adını “Rosa Kadın Derneği” koyduklarını söyledi. Ata derneğin kuruluş süreci ve motivasyonunu şöyle ifade ediyor:

Rosa Kadın Derneği, arkasında 90’ların başından beri var olan bir kadın örgütlülüğü deneyimini barındırıyor. 90’ların başından Yurtsever Kadınlar Derneği ile başlamış kadın kongrelerine, siyasi partilere ve çeşitli platformlara taşınmış bir birikimin sonucudur. Biz kadına yönelik şiddeti yaşamımızda bir mücadele biçimi haline getirdik. Sadece örgütlü bir kurum çatısı altında bu mücadeleyi vermiyoruz. Cezaevinde olsun, gözaltında olsun örgütlü bir yaşam duruşu sergiliyoruz. Kadına yönelik şiddet politikalarına karşı topyekûn mücadele veriyoruz. Sadece bulunduğumuz topraklar içinde geçerli değil bu mücadele. Türkiye’de ve dünyada da örgütlü bir yaşamın bir parçasıyız ki biz Türkiye Kadın Hareketinin en aktif ve dinamik gücüyüz. Dünya Kadın Yürüyüşü ve Örgütü’nün de bir parçasıyız.”

Şiddetin sınırları olmadığını, bu yüzden örgütlü mücadelenin de sınırları olmadığını belirten Ata, bölgedeki mevcut durum ve bundan sonraki amaçları ile ilgili olarak;

“Kadına yönelik şiddet sınırları olmayan bir şiddet biçimidir. Eğer kadına karşı şiddetin sınırları yoksa kadının da örgütlü mücadelesinin sınırı yoktur.

Bölgedeki kadın derneklerinin kapatılmasıyla kadınlar sadece özel alanda değil kamusal alanda da sindirildi, susturuldu. Yaptığımız her toplantı, konferans vb. yargılandı. Biz yargı ile de mücadele ettik. İşte bu sebeple her türlü şiddete karşı mücadele ettik diyoruz ve etmeye devam ediyoruz.

Bir deneyim ve birikimimiz var, kadına yönelik şiddetle mücadele ile ilgili iddiamız çok büyük. Bulunduğumuz her alanda değiştirici ve dönüştürücü olduğumuzu düşünüyoruz. Mücadelemizi bugünden başlattığımızı söylersek o yüzden haksızlık olur. TÜİK’in verilerine bakıldığında da kadına yönelik şiddetin en az olduğu iller, bölge illeridir.  Yani biz ne kadar mücadele edersek şiddetle aramıza o kadar mesafe koyuyoruz. Bugün Rosa Kadın Derneği bütün bu mücadelelerin sonucudur. Bizi bağlayan ortaya koymuş olduğumuz ilkeler ve tüzüğümüzdür. Güçlü bir miras devraldık daha da büyütme kararlılığındayız.“ dedi.