Meydan Söyleşileri: STK’lar Politikaya Etki Edebilmeli

TOG, 3 yıldır devam ettirdikleri Genç Mültecileri Destekleme Projesinde Suriye’den gelen 18-30 yaş arasındaki mülteci gençlerle Türkiyeli gençlerin bağının güçlendirilmesi için çalışıyor. İçerik Geliştirme Koordönatörü Karaca, STK’ların politikaya da etki edecek çalışmalar yapmalarının önemli olduğunu söylüyor.

Toplum Gönüllüleri Vakfı genç mültecilerin Türkiye’de koşullarını bir nebze daha iyileştirmek için yürüttüğü Genç Mültecileri Destekleme Projesi üçüncü yılında. Ankara, Diyarbakır, Hatay/Antakya ve İzmir’de devam eden projede bu illerin seçilmesinin neden, Türkiye’de projenin de hedef kitlesi olan 18-30 yaş arası genç mültecilerin ağırlıkla bu illerde yaşıyor olması.

TOG İçerik Geliştirme Koordinatörü Lemi Karaca, gençlerin pek çok alanda desteğe ihtiyacı olduğunu fakat bazı ihtiyaçların öncelikli olduğunu belirtiyor. Bunları sağlık bilgisi, hizmetlere erişim, psiko-sosyal destek, eğitim, barınma, iş gücüne katılım, üniversiteye ve burs imkanlarına erişim, sosyal alanlarda kendini var edebilme, kişisel gelişim ihtiyaçlarını görme ve nasıl erişebildiğini bilme, gençlik ağlarına dahil olabilmek olarak sıralıyor.

Karaca, Türkiye’deki sorunlara yönelik çözümlerin kalıcı olabilmesi için sivil toplumun politika tabanlı çalışmalar yapması gerektiğini ve bu dönemin bir geçis dönemi olarak ele alınmasından ziyade, gençlerin toplumun bir parçası olduğunun kabul edilmesiyle elimizdeki fotoğrafın değişebileceğini söylüyor.

Meydan Buluşması öncesinde, TOG ile konuştuk.

2015’ten bu yana, Genç Mültecileri Destekleme Projesi’ni yürütüyorsunuz. Nasıl gelişmeler kaydettiniz ve projeyi biraz anlatır mısınız? 

Genç Mültecileri Destekleme Projesi; gençlerin güçlenmesine ve bu güçlenme doğrultusunda katılım sağlamalarına yönelik bir proje. Proje; Ankara, Diyarbakır, Hatay ve İzmir’de 18-30 yaş arasındaki Suriyeli genç mültecileri güçlendirerek uyum süreçlerini desteklemeyi ve bu yolla sivil alanda gençlik ve insani yardım çalışmaları temelinde sosyal etki oluşturmayı amaçlıyor. Suriye’den gelen 18-30 yaş arasındaki mülteci gençlerle Türkiyeli gençlerin bağının güçlendirilmesini, gençlerin sağlık hizmetlerine erişmesini, başta cinsel sağlık ile üreme sağlığı ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olmak üzere çeşitli alanlarda doğru bilgiye ulaşması hedefleniyor. 2015’ten bu yana 4 gençlik merkezimizde yaklaşık 90 bin mülteci ve Türkiyeli gence ulaşıldı. Bu kişilerin 54 bini mülteci, 36 bini Türkiyeli gençlerden oluşuyor. Ulaştığımız mülteci gençlerin yüzde 60’ını ise genç kadınlar oluşturuyor.

Gençlik merkezlerimizdeki gençler, sağlık ve sağlık hakları üzerine doğru bilgiye erişmelerinin yanında hukuki ihtiyaçları, eğitim haklarına erişmeleri, istihdam üzerine kamu, özel sektör ve sivil toplum ile iletişime geçmeleri üzerine desteklendi. Merkezlerde gerçekleştirilen farkındalık oturumları, eğitimler, atölyeler ve merkez dışı çalışmalarla güçlenen gençlerin kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda inisiyatif alarak merkez içi katılımlarının artması, daha demokratik bir toplum için bizi umutlandırıyor.

Hatay,  Kırıkhan, Diyarbakır ve Ankara’da  yürüyen bir proje. Özellikle bu illeri seçmenizin temel sebebi nedir? 

Proje Ankara, Diyarbakır, Hatay/Antakya ve İzmir’de yürütülüyor. Gerçekleştirdiğimiz ihtiyaç analizi, kamudan ve sivil toplum kuruluşlarından aldığımız geri bildirimler doğrultusunda genç mültecilerin bu şehirlerde ağırlıklı olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle çalışmalarımızı bu şehirlerde gerçekleştiriyoruz.

18- 30 yaş arası gençlerde tespit ettiğiniz spesifik sorunlar neler? Buna dair nasıl çözüm önerileri geliştiriyorsunuz? 
Gençlerin bir çok alana dair ihtiyaçları bulunmakta. Bunların başında sağlık bilgisi ve hizmetlerine erişim, psiko-sosyal destek, eğitim, barınma, iş gücüne katılım, üniversiteye ve burs imkanlarına erişim, sosyal alanlarda kendini var edebilme, kişisel gelişim ihtiyaçlarını görme ve nasıl erişebildiğini bilme, gençlik ağlarına dahil olabilmeyi sayabiliriz.

Biz gençlik merkezlerimizde;

*Toplumsal Cinsiyet ve Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet ile Mücadele

* Cinsel Sağlık-Üreme Sağlığı Bireysel ve Grup Danışmanlığı

* Kadın Güçlendirme Çalışmaları

* Akran Eğitimi ve Akran Bilgilendirme

* Çocuklara Yönelik Müzik Kursları ve İletişim Atölyeleri

* Sağlık, Sanat ve Müzik Atölyeleri

* Sosyal Uyum ve Güçlendirme Etkinlikleri

* Dil Kursları

* Kültür ve Tarih Gezileri

* Sportif Etkinlikleri

3. yılında olan bir proje bu, neler hedefliyorsunuz?
Suriye’den gelen 18-30 yaş arasındaki mülteci gençlerle Türkiyeli gençlerin bağının güçlendirilmesini.

  • Cinsel sağlık üreme sağlığı ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet üzerine farkındalık kazanmalarının sağlanması.
  • Sağlık hizmetlerine erişebilmelerinin desteklenmesi.
  • İnsani kriz durumlarında akran eğitimi modelinin yaygınlaştırılması.
  • Cinsel sağlık ile üreme sağlığı alanında temel bilgi ve farkındalığa sahip Suriyeli gençlerin akranlarına kolaylaştırıcı olarak rol alması.
  • Genç dostu yaklaşımla gençlik çalışması alanında deneyim kazanmalarının sağlanması.
  • Gençlerin ve ihtiyaçlarının daha görünür olmalarını sağlamak ve bu bağlamda savunuculuk çalışmaları yapmak.

İşbirliklerine açık bir yapılanmanız olduğunu söyleyebilir misiniz? 

Bizim yapımızda önemli olan faktör ihtiyacın hızlı ve etkili bir şekilde karşılanması. Hem gençlik hem de mülteci alanında bir çok kamu ve sivil toplum kuruluşuyla iş birliği halindeyiz. Değerlerimiz doğrultusunda tüm iş birliklerine açık olduğumuzu söyleyebiliriz.

Genel anlamda sivil toplumun “Birarada Yaşam” konusunda verdiği sınavı nasıl buluyorsunuz? 

Sivil alan hem 2011 öncesi hem de 2011’de Suriye kriziyle birlikte bir çok alana dair ihtiyacın giderilmesi konusunda destek oldu. Bir arada yaşamın önemli aktörlerinden birisi de sivil toplum. İnsani kriz sonrası hem ev sahibi toplumun hem de organizasyonların çok büyük emek verdiğini söylemek isteriz. Birçok kurum ve kuruluş özellikle akut dönemde inanılmaz işler gerçekleştirdi. Kültürel olarak Türkiye toplumunun yaklaşımı da bu büyük göç sınavını iyi verdiği düşüncesi içindeyiz. Bu konuda özellikle yerel toplumu güçlendirmek, dayanıklılıklarını artırmak, ayrımcılık, önyargı konularında hak temelli bakış açısını anlatma sivil toplum kuruluşları ve bu alanda çalışan her bireyin sorumluluğu olmaktadır.

Konu, sizce STK’larla çözülebilir mi yoksa STK’ların devletleri de harekete geçirmesi mi gerekir? Mülteciler günümüzde bir devlet politikasına da işaret ettiğini görüyoruz. 
Sivil toplum yapısı gereği sorunları tespit etmeye ve var olan sorunlara çözüm üretmeye çalışır. Fakat bu durum sivil toplumun tüm sorunları çözeceği anlamına gelmiyor. Sivil toplum lobicilik, savunuculuk ve kamu ile iş birliği yaparak sorunların çözülmesine destek olmalıdır. Sorunlara yönelik çözümlerin kalıcı olabilmesi için sivil toplumun politikayı takip etmesi ve etki etmesi gerekir. Kamu kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplumun iş birliği ve koordinasyon içerisinde hizmetlerin üretilmesinin faydalı olacağı düşüncesindeyiz.

Ne yapılırsa elimizdeki fotoğraf değişir? 

Politika tabanlı çalışmalar yapmak ve çözüm odaklı yaklaşmanın nihai sonuca bizi götüreceği düşüncesi içerisindeyiz. Mevcut durumu olduğu gibi ele almak, iyi uygulamaları referans almak uzun vadeli, kalıcı sonuçlar getirecektir. Gençlerin bu toplumun bir parçası olduğunu kabul etmek, sadece bir geçiş dönemi olmadığını bilerek karar alma süreçlerine dahil olması elimizdeki fotoğrafın değişmesine katkı sağlar.

Siz de Meydan toplantısına katılacak isimlerdensiniz. Ön plana çıkarmayı planladığınız sorunlar/tespitler ya da çözüm önerileriniz neler? 

Çalışma alanımız doğrultusuna genç, gençlik ve gençlik hakları üzerine hem mültecileri hem Türkiyeli gençleri kapsayıcı bir politika üretilmese dair kamu, özel sektör ve sivil toplum iş birliğinin önemini vurgulamak istiyoruz. Birlikte iyi bir yaşamın inşasının mümkün olduğunu ve bu süreçlerde gençlerin rolünü paylaşma isteğindeyiz.