Akdeniz Kadın Arabulucular Ağı “Türkiye Anteni” Kuruldu

Haziran ayında düzenlenen “Akdeniz Kadın Arabulucular Ağı Türkiye Çalıştayı”nda kuruluşunu ilan eden Türkiye Anteni'nden Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, ağın kuruluşunu ve hedeflerini Sivil Sayfalar'a değerlendirdi.
Çalıştayı ve kendisinin de dahil olduğu Türkiye Anteni’ni Sivil Sayfalar’a değerlendiren Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, çatışma çözümü üzerine çalışan akademisyen, sivil toplum temsilcisi, avukat bir çok kadının katıldığı bu toplantının asıl amacını, ‘arabuluculuk ve arabulucuktaki kadınların potansiyellerini öğrenmek ve bu konuda kamuda bir duyarlılık uyandırmak’ olarak tanımlıyor. Toplantının verimli geçtiğini belirten Çelik, “Toplantı, hem kendi ağımızdaki arkadaşlarımızın hem bu ağa kurumsal olarak katılan arkadaşlarımızın kurumlarındaki kadınların katılımı hem de uluslararası panelistlerin kalitesi ve sunumları açısından beklediğimizin çok çok üstündeydi diyebilirim. Çünkü buradaki bizim amacımız hem Türkiye ağımızı kurmak hem de Akdeniz Kadın Arabulucular Ağı’na katılmak ve o ağdaki arkadaşlarımızla Türkiye’de yapabileceğimiz şeyleri düşünmek adına bir toplantı organize etmekti” dedi. Türkiye Anteni’nin platform gibi çalışmalarını yürüteceğini belirten Çelik, “Bir yıl içerisindeki yapacaklarımız şöyle: kendi aramızda çatışma ve barış anlayışını , çatışma nedir, farklı çatışmaları nasıl algılıyoruz ve ortak düşünme ve davranış biçimlerini nasıl oluştururuz gibi konuları tartışmak, Türkiye’de çeşitli seviyelerde çatışmalara barışçıl müdahil olabilmek için kendimizi geliştirmek ve bu yaptıklarımızı toplumsal seviyede anlatmak üzerine kurulu…” diye konuştu.
Ağın kurulması sırasında yaşanan sorunların başında; arabuluculuğun Türkiye’de bilinmemesi ve bilindiği durumlarda da daha çok hukuki bir süreç olarak algılanması olduğunu ifade eden Çelik, “Oysa arabuluculuk başka ülkelerde de uygulandığı üzere hukuki bir boyutla kısıtlanamayacak, aslında arabuluculuk eğitimi almış bireylerin yapabileceği bir süreçtir. Tabi ki bunun eğitiminin alınması ve bu süreçlerin çok titizlikle yürütülmesi gerekir ama bunu sadece hukuki anlamda kısıtlamak birçok soruna yol açıyor. Biz bu ağın kadınları olarak farklı geçmişlerden geliyoruz, farklı yeteneklerimiz var. İçimizde bunu öğreten, yapan, uygulayanlar var. Biz birbirimizden öğrenerek bundan sonraki süreçlerde bunu daha çok toplumsal seviyede genişletmeyi, yaymayı, eğitimlerini vermeyi ve bu alanda bilgilendirmeyi arttırmayı planlıyoruz.” dedi.




Bizi Takip Edin