‘Çocuk Hakları Herkesin İşidir ve Tüm Toplum Çocuk Koruma Halkasının Bir Parçasıdır’

Engelli Çocuk Hakları Ağı’nın (EÇHA) 18 Kasım günü çevrim içi düzenlediği Çocuğa Karşı Cinsel İstismarı Önleme ve Çocuk Hakları Paneli, altı oturumda 12 konuşmacıyı ağırladı. Panele katılan Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği’nden Nahide Atabey, tüm toplumun çocuk koruma halkasının bir parçası olması gerektiğini hatırlattı.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildiği tarih olan 20 Kasım (1989) Dünya Çocuk Hakları Günü olarak benimseniyor ve tüm dünyada çocukların insan haklarına dikkat çekilen, çocuk politikalarının gündeme getirildiği ve çocuklara karşı her türlü şiddet ve ayrımcılıkla mücadele çağrısının yaygınlaştığı bir gün oluyor. 19 Kasım ise 2000 yılından beri Dünya Çocuğa Yönelik Cinsel İstismarı Önleme Günü olarak adlandırılıyor ve tüm çocuklar için istismardan korunma hakkını vurgulayan uluslararası zeminini oluşturuyor. 

Engelli Çocuk Hakları Ağı (EÇHA) bu özel günlerde çocukların insan haklarına dikkat çekmek, her türlü ihmal ve istismardan korunmaları için alınması gereken koruyucu ve destekleyici önlemleri hatırlatmak, politikaların iyileştirilmesi için stratejiler önermek amacıyla bu paneli düzenledi. Çocuk hakları alanında çalışan sivil toplum örgütleri ve kurumlardan uzmanların konuşmacı ve kolaylaştırıcı olarak katıldığı paneli 120’den fazla kişi izledi.

Çocuk istismarının önlenmesinde kamu-sivil toplum diyaloğunun vaka ve dava örnekleriyle ele alındığı ilk oturumda Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAv.) ve Çocuklara Karşı Ticari Cinsel Sömürüye Son Derneği’ni (ECPAT Türkiye) temsilen avukat Şahin Antakyalıoğlu, Diyarbakır Barosu’ndan avukat Ege Avcı’nın kolaylaştırıcılığında bilgi ve deneyimlerini aktardı. 

Engelli Çocuklara Karşı Cinsel İstismara Hukuki Bir Bakış” oturumunda İstanbul Barosu Engelli Hakları Merkezi’nden Deniz Yazgan Şenay, Eksi 25 Derneği’nden Yasemin Tümkaya Karakaya’nın sorularını yanıtladı. Yazgan, cinsel istismara maruz bırakılan engelli çocukların, özellikle de zihinsel engelli çocukların muayene ve sosyal inceleme süreçlerinde daha çok hak ihlaline uğradığına da değindi. 

“Uluslararası Sözleşmeler Bağlamında Türkiye’de Çocuk Koruma Yaklaşımı” oturumunda UNICEF Türkiye’den çocuk koruma uzmanı Ekin Bozkurt, Eşit Haklar için İzleme Derneği ve Romani Godi’den Göktan Yıldırım’ın konuğu oldu ve küresel bir savunuculuk imkanı olarak uluslararası insan hakları mekanizmalarından yararlanma yollarını anlattı.  

“Çocuk Haklarını İzleme” oturumunda Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği’nden Sinem Sefa Akay, GlobalChild’dan Adem Arkadaş-Thibert’i konuk etti. Çocuk haklarını izlemenin evrensel insan hakları hukukuyla temellendirilmesi gerektiğini söyleyen Adem Arkadaş-Thibert “Çocukların haklarının kendilerinin talep edebilmeleri için hem onları hem de talepleri yerine getirmek zorunda olan yapıları ve mekanizmaları desteklemenin altını çizdi. 

Panele Çocuğa Karşı Şiddetin Önlenmesi Ortaklık Ağı adına katılan Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Ceren Suntekin, EÇHA’dan Selen Doğan’ın sorularını yanıtladığı “Çocuğa Karşı Cinsel İstismarı Nasıl Ele Almalıyız?” oturumunda istismarı besleyen mitlere işaret ederek medya, eğitim sistemi ve toplumda yerleşik çocuk algısının bu mitleri beslediğini söyledi. Suntekin “Cinselliğin tabu olduğu bir kültürde yaşıyoruz. Çocuğun haklarını ve çocuğun cinsel haklarını unutuyoruz” dedi. 

“Yetişkinler Engelli Çocuğa Karşı İstismarı Nasıl Anlar ve Bunu Çocuğa Nasıl Anlatır?” başlıklı son oturumda ise Denizli Otizm Derneği’nden Dudu Karaman Dinç, Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği’nden Nahide Atabey’i konuk etti. Atabey, özel gereksinimli çocukların cinsel istismara maruz kalma sıklığının tipik gelişim gösteren çocuklardan 4-10 kat fazla olduğunu belirterek tüm toplumun çocuk koruma halkasının bir parçası olduğunun altını çizdi. 

Panelde yapılan sunumların ve ele alınan konuların değerlendirildiği son bölümde EÇHA’dan Selen Doğan şöyle dedi: “Çocuklar hakları olan bireylerdir, yasa yapıcı ve uygulayıcıların da bunu benimsemesi gerekir. Çocuk konularını ele alırken insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği olmak üzere iki temel kavrama yaslanıyoruz ve çocuğun üstün yararına göre politikalar geliştirilmesinin önemine dikkat çekiyoruz. Birleşmiş Milletler’in Türkiye’nin de taraf olduğu iki uluslararası belgesinin –Engelli Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin- anayasal dayanaklarımız olduğunun altını çiziyoruz.”