Romanların Hak ve Eşitlik Mücadelesine ‘Romani Godi’ Katkısı!

'Romanlar hala çadırlarda yaşıyor, insani yaşam koşullarına ulaşmak istiyor.' Romani Godi (Roman Aklı) 3 genç aktivistin kurduğu yeni bir gönüllü oluşum. Romanların uğradıkları hak ihlallerini ve Roman dili ile kültürünün yok olma tehlikesini dert eden Romani Godi, Roman sivil toplumuna yeni bir soluk getiriyor.

8 Nisan Dünya Romanlar Günü, Romanların küresel düzeyde ve Türkiye’de uğradıkları hak ihlallerine dikkat çekilen ve sorunlara çözüm önerilerinin dile getirildiği bir gün. Türkiye’de Roman alanında çalışan ve eşitlik mücadelesine katkı sunan çalışmalara ve sivil toplum örgütlerine  bir yenisi eklendi. Romani Godi adlı yeni oluşumu kuran ve bu alanda çalışmalar yürüten 3 genç Fatoş Kaytan, Göktan Yıldırım ve Serkan Baysak ile neden yeni bir oluşuma ihtiyaç duyduklarını ve yapmayı planladıkları faaliyetleri konuştuk.

Romani Godi nedir? Siz bir sivil toplum inisiyatifi misiniz? Neden bu alanda yeni bir sivil oluşum ihtiyacı hissettiniz?

Fatoş Kaytan: Romani Godi, Romanes’te “Roman Aklı” anlamına geliyor.  Romani Godi; Romanların yaşadık hak ihlallerini, eşit haklara erişiminin engellenmesinin, Roman dilinin ve kültürünün yaşadığı yok olma tehlikesini dert eden bir grup genç aktivistin ‘Opre Roma’ sloganı ile çıktıkları bir yolculuktur. Romani Godi olarak; Romanların dillerini, tarihlerini, kültürlerini veya Roman karşıtı her türlü eylemleri; bir bütün olarak hafıza kabul eder ve sağlam bir hafızanın gelecek nesiller için, daha yaşanabilir bir dünya için önemli bir gereksinim olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle bağımsız inisiyatif bir grup oluşturma ihtiyacı duyduk.

Sivil alan çok daraldı ve denetim sıklaştı. Bu durum da kurumların endişelerini arttırdı ve amaçlarımıza yönelik yapacağımız çalışmaları kısıtlamaya başladı. Biz de “madem öyle kendi grubumuzu oluşturalım” dedik.

Son yıllarda sivil alanın daraldığı ve denetimlerin sıklaştığı bir dönemde, bir grup genç aktivisti Romani Godi ile Romanlar gibi kırılgan ve dezavantajlı bir grupla çalışmaya iten motivasyonu bize anlatır mısınız?

Serkan Baysak: Öncelikle belirtmemiz gerekir ki Romani Godi’nin kurucu üyeleri olarak (Serkan Baysak,Göktan Yıldırım, Fatoş Kaytan) aktif olarak uzun süredir Roman alanında çalışmalar yürütüyoruz. Ortak birçok çalışmada yer aldık. Dijital ortam başta olmak üzere çeşitli alanlarda Romanlar, ciddi nefret söylemleri ile karşılaşıyor. Karşılaştığımız söylemler bizi her seferinde daha fazla şaşırttı ve insanların nefret dolu oluşu her seferinde bizdeki şaşkınlığı artırdı.

Aynı zamanda kültür ve dilin her geçen gün içinde bulunduğu kaybolma tehlikesini ise tekrar tekrar hissediyoruz. Bunların önüne geçmek için Türkiye’de daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu düşünüyoruz.

Tabii bir de mevcut durumların mahallelere yansıma durumu var. Romanlar şehirlerin hep dışlarına itilmiş ve mahallelerinden çıkmakta sorunlar yaşayan, dillerini konuşmaya bile cesaret edemez hale gelmiş durumda.

Üçümüz aynı zamanda çok yakın arkadaşız ve her zaman bu durumlara ilgili düşüncelerimizi paylaşıyorduk. “Bizim bu durumları engellemek için bir şeyler yapmamız lazım” diyorduk. Bu süre zaafında amacımızın ve yapmak istediklerimizin ortak çalışmalar olduğunu fark ettik. Tabii ki bu çalışmaları yaparken güvenli bir alana da ihtiyacımız vardı. Sivil alan çok daraldı ve denetim sıklaştı. Bu durum da kurumların endişelerini arttırdı ve amaçlarımıza yönelik yapacağımız çalışmaları kısıtlamaya başladı. Biz de “madem öyle kendi grubumuzu oluşturalım ve ortak amaçlarımız için birbirimizden güç alalım” dedik ve buradayız.

Amacımız Roman Hafızasını Güçlendirmek!

Roman Godi ile somut olarak hayata geçirmek istediğiniz faaliyetler neler? Nihai olarak amacınız nedir?

Göktan Yıldırım: Romani Godi olarak 3 senelik bir çalışma planı ile yola çıktık. Bu çalışma planında yapmak istediğimiz 10 tane program mevcut. Bu programların hepsinin amacı, Roman hafızasını güçlendirmek.

Tabii ki burada amaçlarımız arasında sürdürülebilir politikalara destek olmak ve kalıcı çözümler için çalışmalar yapmak da var. Romanlar çeşitli hak ihlallerine uğrasalar bile bunların görünürlüğü çok az. Görünse bile çözüme kavuşmaları uzun zaman alıyor ya da çözülmeden tarihin içinde bir günde kayıtlara bile geçmeden kayboluyor. Biz de bunları görünür hale getirmek ve sesimizi duyurmak istiyoruz.

Aynı zamanda Romanların dili ve kültürü kaybolmak üzere. Bu da bir kültürün yok olmasına ve gelecek nesillerin kendilerini tanımasının önünde en büyük engellerden. Romanların tarihi konusunda da yeterince çalışma olmaması, olan çalışmaların görünür hale gelmemesi de Romanların ve yaşadıkları sorunları görünmezliğe itiyor. Bu konular hakkında da görünürlüğü sağlamak, dilin ve kültürün yaygınlaştırılmasını sağlamak, tarihi bilgileri insanlara erişilebilir hale getirmeyi kendimize amaç edindik.

Romani Godi’nin finansal kaynağı ve insan kaynağını nasıl sağlayacaksınız?

Serkan Baysak: Romani Godi tamamen gönüllülük üzerine, 3 kişi tarafından kurulmuş bir grup. Planlanan çalışmalarımız için ihtiyaç duyduğumuz durumlarda farklı kurum ve kuruluşlardan destek alabileceğimizi düşünüyoruz. Bazı kurumlardan, bazı çalışmalar için destek konusunda anlaştığımızı söyleyebiliriz. Bunun dışında da finansal desteğe ihtiyacımız olacağının farkındayız. Bunlar için de ilgili alanlarda destek veren kuruluşlara başvurularımızı gerçekleştiriyor olacağız.

İnsan kaynağına gelecek olursak; çok yakın zamanda bir gönüllü çağrısı açtık. Çok kıymetli başvurular aldık. Tahmin ediyoruz ki çok güzel bir ekip birlikte güzel bir yol arkadaşlığı sağlayacağız. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğimiz de insan kaynağını destekleyecektir.

Size destek olan başka sivil aktörler var mı?

Fatoş Kaytan: Bu alanda faaliyet yürüten ulusal ve uluslararası birçok Roman ve Roman olmayan sivil toplum kuruluşu ile görüşmelerimizi gerçekleştirdik ve çok güzel geri dönüşler aldık. Bize destek olmaya başladılar bile diyebiliriz.

Tehlike Altındaki Diller Ağı, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, FES (Friedrich-Ebert-Stiftung) iş birliği geliştirdiğimiz kuruluşlara örnek olabilir. Aynı zamanda gönüllülerimizin de her biri bizim için çok kıymetli ve birer aktivist. Onların desteklerini de her zaman alıyoruz ve almaya devam edeceğiz.

Hiçbir Ayrım Gözetmeden Merkezi ve Yerel Düzeyde Siyasilerle İletişime Geçtik

Siyasilere (merkezi ve yerel düzeyde) nasıl ulaşmayı düşünüyorsunuz? Savunuculuk stratejisi belirlediniz mi?

Göktan Yıldırım: Romani Godi olarak çalışmalarımıza doğru bilgilerle oluşturulmuş bir Roman hafızasının, ekip çalışmasının ve doğru katılımın sağlandığı saha-sivil ve toplum-karar verici mekanizmalar arasındaki iş birliğinin gücüne inanarak başladık. Bu doğrultuda, Romanlar için söylenmiş her sözü, yazılmış her yazıyı ihtiyacı olan kişilere ulaştırmak için mücadele vermek istiyoruz.

Bu yüzden sürekli sahada olan ve aynı zamanda yapılacak çalışmalarda liyakatine inandığımız kişilerle karar verici mekanizmalara en doğru değerlendirme ve önerileri sunmak için mücadele edeceğiz. Bu doğrultuda siyasilerle ve karar almak mekanizmalar ile de görüşmeler gerçekleştirdiğimizi söyleyebiliriz. Hiçbir ayrım gözetmeden merkezi ve yerel düzeyde siyasilerle iletişime geçtik ve bazıları ile görüştük. Bazılarıyla ise randevu talebimizi oluşturduk. Sorunların kalıcı çözümüne ulaşmak ve sürdürülebilir politikalar için destek almaya mücadele etmeye devam edeceğiz.

Gündeminde Roman olan ve Romanların yaşadığı sorunları dert edinen her kesimden siyasetçiyi ve politikacıyı güçlendirmeyi amaçlıyoruz; gündeminde Romanlar olmayan siyasetçilerin ve politikacıların da gündemine Romanları getirmek üzere görüşmeler sağlayacağız.

‘Romanlarla Daha Fazla Çalışmaya ve Alanda Yeni Kişilere Yer Açmaya İhtiyaç Var’

Türkiye’de sivil alana dair bilgi ve deneyiminiz çerçevesinde genel tabloyu nasıl değerlendirirsiniz? Roman sivil toplum aktörlerine dair gözlem ve eleştirileriniz var mı?

Serkan Baysak: Sivil alanın amacı toplumsal sorunları bağımsız şekilde ele alarak, kamuoyunu bilgilendiren, aydınlatan ve buna yönelik öneri sunmak. Yani sivil alanın bağımsız olması ve kamuyu aydınlatması temel olmalı fakat son zamanlarda alan fazla daraldı ve maalesef siyasi alanla iç içe geçmiş durumda görünüyor.

Roman sivil toplum kuruluşlarına gelecek olursak; geçmişten bu zamana kadar çok fazla emek veren isim var ve bunlar Romanlarla ilgili birçok çalışma yaptılar. Bunların hepsi çok kıymetli fakat çok daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var. Bize göre, burada da alanda yeni kişilere yer açmak çok kıymetli.  Aynı zamanda Roman ve Roman olmayan sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği ihtiyacını gözlemliyoruz. Roman sivil toplum kuruluşlarının eksik kaldığı noktalar olarak buna değinebiliriz. Tabii ki sivil alanın maruz kaldığı alanın daralması ve denetim sıklığının etkilerini Roman sivil toplum aktörlerinde de gözlemliyoruz.

Romanlar İnsani Yaşam Koşullarına Ulaşmak İstiyor!

Bugün 8 Nisan Dünya Romanlar Günü. Bugüne ilişkin duygularınızı ve düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Fatoş Kaytan: 8 Nisan 1971 tarihinde Londra’da toplanan Birinci Uluslararası Roman Kongresi ile Dünya Romanlar Günü olarak kutlanmaya başlandı. Bu kongre de birçok karar alındı. Varlığımız kabullenilmişti fakat kararlardan 8 Nisan’ı kabul eden ülkelerde dahi bahsedilmiyor. Tabii ki geçmişten bugüne Romanlarla ilgili birçok çalışma yapıldı. Bu çalışmalar sayesinde birçok yol kat edildi. Kat edilen bu yola rağmen birçok alandan yoksunluk çeken, görmezden gelinen ve hak ihlallerine uğrayan Romanlar var. Dünya Romanlar Günü olarak kutlanan bugünde işin öznesini dinlemek gerektiğine inanıyoruz. Evet bugünü kutlamak çok önemli ama sadece bugünde hatırlanmak istemiyoruz.

Göktan Yıldırım: Romanlar eşit haklara erişimde sorun yaşamadan insani yaşam koşullarına ulaşmak istiyor. Temel haklardan olan barınmaya erişim 21.yüzyılı utandıracak bir durum geldi. Romanlar hala çadırlarda yaşıyor. Şehrin ücra köşelerine itilerek kente erişimleri kesiliyor. Temel haklardan olan istihdam sağlık ve eğitime erişimleri de kısıtlı. Birçok sorun var. Romanların kültürleri, dilleri, tarihleri bilinmiyor. O yüzden Romanlar Günü’nde Romanları doğru tanımak ve bugünü bir güne sıkıştırmadan tüm bu sorunların çözümü ve doğru tanınırlık için çalışmalar yapmak çok kıymetli.

Serkan Baysak: Son olarak şunu ekleyebiliriz: 8 Nisan 1971’de o kongrede olan ve ondan önce ve sonra Romanlar için kendini adayan herkesi saygı ve sevgiyle anıyoruz. Saygımız ve sevgimiz sonsuz.

Roman alanında hak mücadelesi yürütmek isteyenler ile birlikte yürüdüğümüz bir yol arkadaşlığı planlıyoruz.

Eklemek istediğiniz başka bir husus var mı?

Fatoş Kaytan: Çıktığımız yolda her zaman eleştirilere ve desteğe açığız. Romani Godi olarak amacımız güçlenmek ve güçlendirmek. Bu yüzden yapıcı her türlü birliktelik bizim için çok kıymetli. Çıktığımız bu yolda umuyoruz ki çok kıymetli çalışmaları hep birlikte yapacağız.

Serkan Baysak: Biz tek başımıza yürüdüğümüz bir yol planlamıyoruz; Roman alanında hak mücadelesi yürütmek isteyen yol arkadaşlarımız ile birlikte yürüdüğümüz bir yol arkadaşlığı planlıyoruz. Herkes için eşit ve katılımcı bir yaşam talep ediyoruz. Dayanışmayı, katılımcılığı ve çözüm odaklı bir yaklaşımı insan hakları mücadele yürütmek istiyoruz.

Göktan Yıldırım: Romanların yaşadığı eşitsizliklerin olmadığı bir dünya isteyen Dom, Rom, Lom, Abdal…Roman veya Roman olmayan herkesi selamlayarak bitirebiliriz. Eşitlik arayışında Roman sivil toplumda  en yaygın sloganı ile yapabiliriz: ‘Opre Roma’