‘Depremde Romanlar Tamamen Görünmez Hale Geldi’

Roman Hafıza Çalışma Derneği (Romani Godi), Sivil Düşler Derneği iş birliğiyle ‘Kahramanmaraş Depreminin Roman Gruplarının Üzerine Etkisi’ başlıklı bir bilgi notu yayınladı. Bilgi notu, deprem öncesinde de damgalanmalara ve ayrımcılığa sıklıkla maruz kalabilen ve yoksullukla mücadele eden Abdal ve Dom Roman grupların; deprem sonrası oluşan veya deprem öncesi de var olan temel ihtiyaçlara erişimde birçok engellerle ve sorunlarla karşılaştıklarını belirtiyor.
  • Roman gruplara yönelik yerleşik önyargılar, hurafeler
  • Antigpysysim temelli yaklaşımlar
  • Bazı kamu kurumlarında Romanlara yönelik ayrımcı tutum ve davranışların yaşanması ve ayrımcı fiiller
  • Okuma-yazma oranın diğer gruplara oranla daha düşük olması
  • Teknolojik araçların kullanım becerisini düşük olması
  • Bazı Roman mahallelerinin şehirler içerisindeki konumları ( Merkezde olmamaları)
  • Devletinin sorumluluklarından ve temel insan haklarından daha az haberdar olmaları
  • Deprem öncesi dönemde de yoksulluğun yaygın olması sebebiyle herhangi bir birikime sahip olmamaları
  • Göçmen/Suriyeli Romanların dil bariyeri ile karşılaşması,

gibi nedenlerin deprem sonrası süreçte Romanların yaşadığı eşitsizlikleri derinleştirmesine neden olduğunun altı çiziliyor.

Romani Godi, ulaştıkları veya onlara ulaşan danışanların aktarımlarıyla sosyal medya platformlarında ve dijital medyaya dönük izleme çalışmaları yaptı. Bu izleme çalışmaları ve yerel sivil toplum örgütlerinin ve deprem bölgesindeki aktivistlerin gözlemleri bir araya geldiğinde deprem sonrası süreçte Roman grupların yaşadığı süreçte şu anların görünür olduğu belirtiliyor:

  • Depremin ilk haftası; bazı yerleşim yerlerinde ortak oluşturulan çadır kentlere; Romanlar grupların ayrımcılığa uğrama çekincesiyle gitmeye çekinme eğilimi gösterdiği,
  • Deprem sonrası süreçte sesini duyurma noktasında sosyal medya platformlarının özellikle de ‘Twitter’in işlevsel bir görev gördüğü ama Romanların erişiminin kısıtlı olması sebebiyle seslerini geniş kitlelere duyuramadığı
  • Depremden sonra depremzedelere sağlanan insani yardımlar ve desteklerden Romanların haberdar olabileceği kanalların kısıtlı kalması (Dijital araçları kullanımdaki kısıtlılıklar)
  • Farklı gruplara göre yoksulluğun daha yüksek oranda olduğu bilenen Romanların nakdi birikimlerinin yeterli olmaması sebebiyle deprem bölgesinde başka şehirlere veya depremden daha az etkilenen bölgelere kendilerini ve hasar almayan eşyalarını tahliye etmekte zorlanmaları
  • Bu durum yaşayan doğal afetten Romanların daha uzun zamanlar diliminde etkilenmesine neden olma riski doğurması.
‘Romanlar Tamamen Görünmez Hale Geldi’

Ayrımcılık ve nefret söylemine ilişkin yapılan görüşmelerde ise;

  • Ankara, Adıyaman, Urfa, Mersin, Antalya ve Muğla illerinde geçici barınma imkânlarına, insani yardımlara erişimde ve kamu kurumlarında depremzede Romanlara yönelik ayrımcılık ve nefret söylemi iddialarının taraflarına iletildiği,
  • Roman kadınların, Roman LGBTİ+’ların, Roman engellilerin ve Roman çocukların tamamen görünmez hale geldiği,
  • Birçok geçici barınma alanında Roman çocukları hedef alan ‘Roman çocukların uyumsuz olduğu, başka insanları rahatsız ettiği’ gibi nefret söylemlerinin sık yaşandığı,
  • Yağma ve hırsızlık gibi vb. suçların Romanlar kimliğiyle bağdaştırılmasının hem depremzede Romanlara hem de farklı bölgelerde Romanlara karşı nefret saldırısı risklerini ve güvenlik kaygılarını artırdığı belirtildi.

Bilgi notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.