‘Krizlerin Yarattığı Yaraları Sarmak ve Mevcut İlişkileri Onarmak Elimizde’

28 Aralık 2021
'İklim krizinin etkileri arttıkça kadınların doğrudan üretimlerine etki eden bir döngü bulunmakta. Bu durum da dolaylı olarak kadınların ekonomik olarak bulundukları pozisyonları etkilemekte.' Türetim Ekonomisi Derneği Proje Koordinatörü Büşra Yar ile dernek faaliyetleri ve Kadın Üreticilerin Ekolojik ve Sosyal Açıdan Adil Dönüşümünü Destekleme Projesi üzerine konuştuk. 

Büşra Yar, 2015 yılının Aralık ayında kurulan Türetim Ekonomisi Derneği’nin, ürün ve hizmet üreticilerinin üretim süreçlerinin ekolojik ve sosyal yapılara daha yararlı bir hale getirilmesi, ürün ve hizmet satın alanların ise bu faaliyetlerini daha ekolojik ve sosyal yapılara yararlı bir şekilde sürdürmelerine katkıda bulunmak amacı ile kurulduğunu ve derneğin temel hedefinin türetim ekonomisi ismini verdiği sistemi yaygınlaştırarak mevcut ekonomik yapıların ekolojik ve sosyal açıdan adil dönüşümünü sağlamak ve bu sayede gezegenimizin geleceğini güvene dayalı ilişkilerle korumayı sağlamak olduğunu belirtiyor.Büşra Yar

Yar, türetim ekonomisinin bir göl ya da orman gibi verimli, gezegeni destekleyen ve iyileştiren bir ekonomik ekosistem olduğunu, doğaya ve topluma minimum negatif veya mümkünse pozitif etki eden, makro ölçekli döngüsel bir ekonomi olduğunu söyledi.

Derneğin türetim ekonomisi fikrini yaygınlaştırmak adına, başta Good4Trust.org ile türetim ekonomisini fiilen hayata geçirmek üzere yaptığı iş birlikleri gibi bugüne kadar çeşitli kurumlarla iş birlikleri geliştirdiği ve projeler yürüttüğü bilgisini verdi.

Projelerine dair iki örnek veren Yar, ”Bunlardan biri, GEF-SGP desteği ile yürütülen “Türetim Ekonomisi ile Kazdağları ve Edremit Körfezi Bölgesinin Tarımsal Biyolojik Çeşitliliğini Koruma Projesi” kısaca Kuzey Ege Çarşısı projesidir. Proje kapsamında, Kuzey Ege bölgesinden 30 adet üreticiyle birlikte çalışıldı, ihtiyaçlarına yönelik atölye ve etkinlikler düzenlendi. Üreticilere Good4Trust.org işbirliği ile yeni bir satış kanalı oluşturuldu, Kuzey Ege Çarşısı açıldı. Üreticilerin tanıtım filmleri çekildi. Bölgedeki sorunlara ve ekonomik yapıya odaklanan Krizden Çıkış: Türetim Ekonomisi – Kuzey Ege raporu hazırlandı. Bir diğer önemli projemiz ise Hrant Dink Vakfı Hibe Programı kapsamında Avrupa Birliği tarafından desteklenen, Kazdağı Koruma Derneği ile ortak olarak yürüttüğümüz Kadın ve İklim (Kad.im) Projesi ise derneğimizin bir diğer önemli projesidir. Türkiye’de farklı coğrafyalarda iklim ve biyoçeşitlilik kriziyle mücadele etmekte olan, farklı alanlarda üretim yapan kadın topluluklarının görünürlüğünü sağlamak temelinde kurgulanan proje; kadınları toplumsal ve ekonomik hayata dahil etmek, iklim ve biyoçeşitlilik krizi ile mücadeleye onarıcı faaliyetleri ile katkı sunacak kadın örgütlenmelerini güçlendirmek ve ekolojik mücadele ve savunuculuk paralelinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gündeme getirmeyi amaçlamıştır. Ekoloji ve ekonominin birbirini desteklediği, aynı yönde ilerlediği kadın örgütlenmelerinin oluşturduğu örnekler ile kadın topluluklarının bir araya gelişlerini ve dayanışmalarını desteklerken, bir yandan da mevcut krizlere ışık tutarak kamusal çözümler aranmasını yolu açılmış, toplulukların farkındalığını arttırarak ekolojik ve sosyal dönüşümü mümkün kılacak şekilde güçlenmelerine destek sağlanmıştır. Proje kapsamında; “Kadim” Belgeseli, “Yaşamla Bir Oluyorum” Şarkısı, Kadın ve İklim Araştırma Raporu, İhtiyaç Analizi Araştırma Raporu, Adil ve İyi Uygulamalar Rehberi, Kadim.org İnternet Sitesi ve bir Dayanışma Ağı ortaya çıkarılmıştır.” dedi.

Büşra Yar, Türetim Ekonomisi Derneği’nin aynı zamanda Açık Açık Sosyal Girişim, Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı ve Adil Ticaret Türkiye ağı kurucu üyesi olduğunu ekledi sözlerine.

Yar, Fransa Büyükelçiliği’nin desteği ile yürüttükleri Kadın Üreticilerin Ekolojik ve Sosyal Açıdan Adil Dönüşümünü Destekleme Projesi’nin temel amacı, işini sürdürülebilir ve adil hale getirmek için desteğe ihtiyaç duyan tüm üreticilere çevrim içi, kolay, erişilebilir materyaller ve derslerden oluşan bir e-öğrenme programının ilk adımını atmak, olduğunu söyledi. Projede öncelikle 30 kadının üretiminin, ekolojik ve sosyal açıdan adil dönüşümünü desteklemek amacıyla 10 hafta sürecek online eğitimler verileceğini belirten Yar, döngüsel ekonomi, sürdürülebilir finans, ekip içi sosyal iletişime kadar farklı alanlarda olacak eğitimlerle üretimini daha adil bir şekilde yapmak isteyen kadınlara yol gösterici kaynak oluşturulacağını ekledi. Eğitimlerde, katılımcılar hem eğitmenlerden hem de birbirlerinden öğrenme pratikleri geliştirerek daha adil bir üretimin ve kadınların ekonomik dinamikteki yerinin güçlenmesini mümkün kılacağına değinen Yar, 10 haftalık eğitimlerin ardından eğitim başlıkları birer video eğitim içeriği olarak kurgulanacak ve kadim.org web sitesinden üretimin adil bir şekilde yapmak isteyen herkesin erişimine açık hale getirileceğini, bu sayede uzun vadede ekolojik temelli üretimlerin artması ve iklim krizi ile mücadelede üretim süreçlerinin etkisinin anlaşılması hedeflendiğini ve eğitimlere başvurmak isteyenlerle  yapılabileceğini sözlerine ekledi. 

Geçtiğimiz yıl Hrant Dink Vakfı’nın destekleri ile yürüttükleri Kadın ve İklim Projesinde iklim ve biyoçeşitlilik krizleri ile mücadeleyi, üretimleri ile veren kadın toplulukları ile çalıştıklarını söyleyen Yar, bu süreç içerisinde henüz üretime başlayacak olanlar ve/veya üretime başlamış ancak üretim süreçleri ekolojik ve sosyal açıdan adil olarak dönüştürmek isteyenler için yeterli kaynak bulunmadığını gördüklerini belirtti: ”Eksik gördüğümüz kaynağı, hali hazırda deneyimi olan eğitmenlerin, bu eğitimlere ihtiyacı olanlarla bir araya gelerek uygulamalı ve teorik olarak aktarabileceği bir eğitim modülü oluşturarak çözebiliriz. Projede hedef grubumuz kadınlar. Çünkü, BM verilerine göre, iklim ve biyoçeşitlilik krizleri kadınları, erkeklere oranla çok daha fazla etkiliyor. Bunun nedenleri arasında ise kadınların üretimlerinin doğa ile daha bağlı olması var. İklim krizinin etkileri arttıkça kadınların doğrudan üretimlerine etki eden bir döngü bulunmakta. Bu durum da dolaylı olarak kadınların ekonomik olarak bulundukları pozisyonları etkilemekte. Tam da bu noktada kadınların ekolojik üretimleri desteklenerek hem iklim krizinin etkilerini azaltma konusunda birliktelik yaratılabilir hem de üretim yapmak isteyen kişilere bir yol göstericilik yapılabilir. Bu nedenlerden dolayı projenin birincil hedef grubu üretim yapmak isteyen veya üretim yapan ancak süreçlerini ekolojik ve sosyal açıdan adil olarak dönüştürmek isteyen kadınlar. İkincil hedef grup ise cinsiyet ve ekonomik statüden bağımsız, üretimini doğayla uyumlu yapmak isteyen tüm grup, kişi ve şirketler. Projede, ekolojik ve sosyal açıdan adil üretim yapmak isteyen üreticilerin sayısını artırmak; üretimini ekolojik temelli yapmak isteyen kişilere kaynak çeşitliliği yaratmak; iklim ve biyoçeşitlilik krizleri ile mücadelenin önünü daha adil bir ekonomi ile açmak; kadınların ekonomik dinamiklerdeki yerlerini güçlendirmek hedeflerimiz. Projede ilk aşama 30 kadın yararlanacak olsa da ilerleyen süreçlerde yeterli kaynak buldukça dayanışmanın güçlenmesi adına bu eğitimlerin yaygınlaştırılması için çaba sarf edeceğiz. İlk etapta projedeki eğitimlerden yararlanamayan kişiler için düzenli olarak içerikler oluşturarak gerek sosyal medya hesaplarından gerekse mail adresleri ile iletişime geçerek bilgi aktarımı yapmaya devam edeceğiz.”

Türkiye coğrafyasının her geçen gün gezegenin geri kalanına benzer bir şekilde, ama biraz daha fazla, gerek ekonomik gerek ekolojik krizle yüzleştiğini söyleyen Büşra Yar, ”Bu krizleri yavaşlatmak ve durdurmak; krizlerin yarattığı yaraları sarmak ve mevcut ilişkileri onarmak elimizde. Tüketim ve yaşam alışkanlıklarımızı değiştirmediğimiz sürece gezegenin içinde bulunduğu krizleri aşmamız pek mümkün görünmüyor. Bu nedenle değişimi dayanışmayla güçlendirmemiz gerekli. İşte Türetim Ekonomisi Derneği olarak yapmaya çalıştığımız şey tam da bu, dayanışmayı güçlendirerek ekonomiyi ekolojik ve sosyal açıdan adil hale getirmek. Bu nedenle herkese tüketimden vazgeçmeleri ve doğaya, insana dost üreticileri tercih ederek türetim ekonomisini güçlendirmeleri için çağrıda bulunmak istiyoruz.” dedi.