‘Türkiye’nin Tüm Sorunları Sisteme Geldi Dayandı’

Sivil toplum ve siyaset ilişkilerini konuştuğumuz Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, siyasi, ekonomik, dış politik, sosyal bütün meselelerin sistem krizine işaret ettiğini belirtiyor.

Eğer Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişirse, mevcut sistemin korunması ve değişmesi gereken özellikleri sizce nelerdir? 

Mevcut sistemin değişmesi gereken birçok özelliği var. Yazılı olanların dışında zihinsel ve ahlaki bir değişim şart onun dışında mevcut sistemde 2017’den bu güne tecrübe edilmiş görülmüş iki önemli konu var, biri kuvvetler ayrılığı ikincisi ise denetlenebilirlik. Bu ikisini gerçekleştirebilirsek mesafe kat etmiş oluruz.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’de yönetimi daha etkili kılacağı ve sistemin hantallıklarını çözeceği iddiasını taşıyordu. Sizce bu iddia gerçekleşti mi?

Üç yıllık süreç içerisinde bunun sürdürülemez olduğunu hem muhalefet hem kamuoyu hem de iktidar  gördü. Türkiye’nin yaşanan siyasi, ekonomik, dış politik, sosyal bütün meseleleri sisteme gelip dayandı.

Siyasi partiler ve sivil toplum ilişkileri nasıl etkili olur? Sivil toplum ile ilgili bir düzenleme yapacak olsanız bu alanı nasıl düzenlerdiniz?

Sivil toplum dediğimiz şey bir ülkede bir toplumda bir ilde bir ilçede ya da bir hareket içerisinde gelişmeye mesafe kat etmeye en önemli katkı sağlayan unsurlardır. Ülkemizde bu hususta büyük bir boşluk söz konusudur. Aslında siyaset sivil toplumu geliştirici adımlar atarsa siyaset de gelişir hukuk da gelişir ülke de toplum da gelişir. Ancak ülkemizde maalesef  bu konuda büyük kayıplar yaşanıyor. Zaten çok iyi durumda değildik ama son on beş yirmi yıldır bu konuda çokça irtifa kaybına uğradığımızı söyleyebiliriz.

Etkili bir sivil toplum diyaloğu nasıl oluşur? 

Ülkelerin kalkınmasında sivil toplum önemini idrak eden fikirler yapılar siyasi partiler herhalde sivil toplumu ve sivil toplumun örgütlendiği durumu İç İşleri Bakanlığı’ndan alır Kalkınma Bakanlığı’na bağlar çünkü sivil toplum bir ülkenin kalkınması için en önemli dayanaktır. Ülkemizde sivil toplumun olabildiğince sivil kalmasını temin yoluna gitmemiz gerekiyor. Türkiye’de son on beş yirmi yıldır bilerek bilmeyerek devletin elindeki bütün ekonomik varlıklar verimlilik adına özelleştirildi. Aralarında sivil toplum kuruluşları da var. Madem kamu verimsizlik unsurudur özelleştirilmeye ihtiyaç var öyleyse sivil toplumu da  sivil bırakmak lazım. Sivil toplumla kamu arasında hep bir mesafe olmak zorunda ki hukuk, bilim, sanat vs. her açıdan kalkınmaya başlasın, sivil toplum beklenen katkıyı sağlayabilsin Çoğulculuğu katılımcılığı denetlenebilirliğe katkı sağlasın.

Sizce sivil toplum açısından iyi bir yönetim sisteminin özellikleri neler olmalı?

En önemli unsur denetlenebilirlik ve şeffaflıktır. Bir toplumda sivil toplum ne kadar sivilse ne kadar kamudan  bağımsız hareket edebiliyorsa kamu hizmetleri de o derece iyi ve verimli olur. Doğabilecek aksaklıklar olabildiğince minimalize edilir.

Yerel yönetimlerde sivil toplumun etkin katılımı için nasıl bir yaklaşım ve mekanizmaya ihtiyaç var, bu konuda sivil topluma ve yerel yönetimlere nasıl roller düşüyor?

Türkiye’de yazılı olarak fiiliyatta sivil toplum ilişkileri çokça gündemde. Büyükşehirlerde ve ilçe belediyelerde bu olabildiğince yapılmaya çalışılıyor. Fakat sivil toplumun kamu yerel iktidar veya merkezi iktidar eliyle olabildiğince kontrol altında tutulması bu verimliliği ortaya çıkartmıyor.

Sivil toplum ve siyaset ilişkisi nasıl olmalı?

Siyaset sivil toplumun önünü açıcı geliştirici olacak ki siyaset de gelişsin. Bir ülkede siyaset gelişirse ekonomiyi, dış politikayı, eğitimi, sosyal hayatı, bilimi, sanatı çevreleyen sivil toplumu güçlendirici adımlar siyaset kurumu tarafından bilinçli bir şekilde yapılırsa ve bu yapılırken mesafe de muhafaza edilirse kamulaştırmaya gidilmezse Türkiye için arzu ettiğimiz sivil toplum ve siyaset ilişkisini de gerçekleştirmiş oluruz. Ülkemizde çok nitelikli, çok bilinçli insanlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız var. Bunlardan istifade etmenin en önemli yolu sivil toplum çalışmalarının hareketinin siyaset eliyle güçlendirilmesi.