Giyilebilir Teknolojilerde Hızlı Adımlar: Mahkeme ve Davalar Sanal Ortama Taşınıyor

“Özellikle pandemi döneminde VR teknolojileri çok gelişti. İş toplantıları evden yapılabilir hale geldi. Çok ilginçtir mahkemeler ve davalar bile bu teknolojiler üzerinden sanal ortama taşınıyor.” Türkiye Gazetesi teknoloji editörü Ömer Temür ve İnternet Gözlemevi kurucusu Handan Uslu ile giyilebilir teknoloji üzerine konuştuk. Uzmanlar, bu ürünlerin dijital dönüşümde baş rolde olduğunu ancak denetlenme ihtiyacının da bir o kadar büyük olduğunu düşünüyor.

Sağlık sektöründen hizmet sektörüne, sanayiden finansa ve en önemlisi de günlük yaşantımıza büyük kolaylıklar sağlayan giyilebilir teknolojiler şimdiden teknoloji dünyasında öncü bir role sahip.

Giyilebilir teknoloji geçmişinin, insanların zamanı ölçmek ve anlamak için taktığı saatle başladığını söylemek mümkün. Bu teknoloji için, günümüzde vücut hareketlerini izleyen akıllı sensörlerle yüklü, genellikle, Wi-Fi, Bluetooth ve mobil internet bağlantısı yoluyla kablosuz olarak akıllı telefonla senkronize edilebilen teknolojik ürünler diyebiliriz. Akıllı saat, akıllı gözlük, vücut sensörleri, elektronik giyim eşyaları, kişisel video kayıt cihazları ‘giyilebilir teknoloji’ ürünleri arasında sayılabilir.

Uzmanlar yakın gelecekte de teknolojinin daha çok giyilebilir alana yöneleceğini vurguluyor. Günlük yaşamı kolaylaştırıcı birçok büyük teknolojiyle kısa vadede karşılaşmamız işten bile değil. Giyilebilir kalp pili, giyilebilir ‘cilt’, giyilebilir akıllı montlar, akıllı askeri üniformalar gibi neredeyse binlerce giyilebilir teknoloji ürünü piyasa sürülmeye hazırlanıyor. Tabi son derece yaygın ve kişisel tüketim ortamı yaratan bu teknolojiler bir yandan veri denetimi, siber suçlar ve kullanım düzenlemeleri gibi konu başlıklarına da malzeme oluyor.

Türkiye Gazetesi teknoloji editörü Ömer Temür, giyilebilir cihazların kullanım alanının pandemi etkisiyle hızla arttığını söylüyor ve araştırma firması MarketsandMarkets’ın giyilebilir teknoloji pazarının 2025 yılında 74 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacağına dair yaptığı analizi örnek gösteriyor.

Sağlıktan Adalete Her Şey Sanal Ortama Taşınıyor

Temür, giyilebilir teknolojilerin sağlık sektöründe geldiği ve geleceği noktalara dikkat çekiyor ve giyilebilir cihazların özellikle sağlık ve sanayide adeta devrim gerçekleştireceğini düşündüğünü ekliyor. Pandemi ile akıllı saatler ve akıllı bilekliklerin daha fonksiyonel hale geldiğini örnek veriyor. Doktor saatlerin kardiyo başta olmak üzere, tansiyon, oksijen, stres ölçümü, uyku ve hijyen takibi gibi birçok özellikle donatıldığını, böylece bu tür cihazların kan ve şeker ölçümü gibi tıbbi alanda daha fazla veri sunacağını söylüyor. “Akıllı lensler ve akıllı gözlükleri de unutmamak gerek. Pandemi ile göz sağlığı başta olmak üzere, sağlık alanında kullanılmaya başlandı. Hatta bu dönemde maskeler bile akıllı cihazlara dönüştü.”

Giyilebilir cihazların sanayinin dijital dönüşümünde de baş rolde olduğunu söyleyen Temür, teknoloji kullanılarak oluşturulan kurgular ile gerçek ve hayalin birleştirildiği sanal gerçeklik (Virtual reality; VR) ve gerçek dünyadaki çevrenin ve içindekilerin, bilgisayar tarafından üretilen; ses, görüntü, grafik ve GPS verileriyle zenginleştirilerek meydana getirilen canlı veya dolaylı fiziksel görünümü olan artırılmış gerçeklik (Augmented reality; AR) teknolojilerinin bu anlamda öncü olduğunu söylüyor. Temür’e göre, akıllı başlıklar ile fabrikalarda uzaktan teknik hizmet vermek mümkün hale gelirken, akıllı eldivenlerle hata payı en aza indirgenebilir. “Pandemi döneminde VR teknolojisi emlak satış ofisine dönüşürken, iş toplantıları evden yapılabilir hale geldi. Çok ilginçtir mahkemeler ve davalar bile bu teknolojiler üzerinden sanal ortama taşınıyor.”

‘Artık İnsan Vücudu da Siber Güvenliği İlgilendiren Bir Alan’

İnternet Gözlemevi kurucusu Handan Uslu giyilebilir teknolojilerin faydacıl yapılarına dair örnekler verirken, bir denetim mekanizması ihtiyacına dikkat çekiyor. Bu şekilde teknolojiler genişledikçe, verilerin nasıl ve kimler tarafından kullanılabileceğinin denetlenmesi ihtiyacının artacağına işaret ediyor. “Örneğin akıllı saat verileri, son zamanlarda birçok cinayet vakasının çözülmesine yardımcı oldu. İnsanların kalp atışının hangi an durduğu bilgisine erişebilen güvenlik güçleri, katillerin peşinden giderken artık daha çok dataya sahipler.”

Uslu teknolojilerin giyilebilir olmasının insanı siber suç nesnesi haline getirdiğini söylüyor ve çarpıcı örnekler veriyor: “Giyilebilir teknolojiler, bir anlamda insan ile teknolojiyi bütünleştiriyor. Artık insan vücudu da siber güvenliği ilgilendiren bir alan. Bu sene yaşanan çok ciddi bir hackleme vakasında korsanlar, giyilebilir teknoloji bağlantılarıyla cinsel oyuncakların kontrollerini ele geçirdiler. Mağdurların vücutlarındaki aygıtların kontrol eden korsanlar, sadece para karşılığında bu oyuncakların kontrollerini bırakacaklarını söylediler ve bitcoin ile ödeme talep ettiler. Bu olay bize şunu gösterdi ki siber güvenlik açıkları, doğrudan insan vücuduna zarar verebilir.”

Peki ya Denetleme Mekanizmasını Kuracak Yasalar?

Bu tarz teknolojilerin kullanımlarına dair yasal çerçevelerin oluşması gerektiğini düşünen Handan Uslu, giyilebilir teknolojilerin henüz yeterince görünürlük kazanmadığını söylüyor. Özellikle sağlık takibi alanında birçok teknolojinin gelişeceğini düşünüyor. “Ancak bu gelişimin yaşanması için, bu teknolojileri ilgilendiren yasalar da gelişmeli.” diyen Uslu, Google gözlüklerini örnek vererek, insanların gözlerine bir kamera yerleştirmenin teknik olarak kolay olduğunu, ancak herkesin aktif gizli kameralar taşımasının toplum düzenine her zaman uygun olmadığını belirtiyor. Uslu’ya göre, giyilebilir teknolojilerin yaygınlaşması için, bu teknolojilerin hangi koşullarda, insanlara zarar vermeden nasıl kullanılacağının düzenlenmesi gerekli.