Selahattin Demirtaş Neden Tutuklu?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hızla serbest bırakılması gerektiğine hükmettiği halde HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yaklaşık beş yıldır tutuklu. Avrupa Komisyonu ise geçen hafta uygulanmayan kararlarla ilgili Türkiye'yi uyardı. Peki iş buraya nasıl geldi?

Son çeyrek asırda Türkiye’nin önemli siyasi liderlerinden biri haline gelen Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016’dan bu yana tutuklu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği “derhal tahliye” kararı bir yana, yerel mahkemelerden de verilen tahliye kararlarına rağmen, Demirtaş’ın tahliye olması her defasında “karşı hamlelerle” bir şekilde engellendi. İlk tutuklamaya gerekçe gösterilen ve yıllar süren dava, yeni açılan ve kamuoyunda “Kobani Davası” olarak bilinen dava ile birleştirilince yargılamada bu kez en başa dönüldü.

14 Haziran’da üçüncü duruşması görülecek olan yargılama, oldukça tartışmalı ve gergin başladı. 26 Nisan’daki davanın ilk duruşmasında mahkeme heyeti, avukatların bir kısmını duruşma salonuna almadı. Bu savunmaya yönelik kısıtlamalar protestolarla karşılandı ve tüm avukatlar duruşma salonunu terk etti. 18 Mayıs günü ise davanın ikinci duruşması görüldü. Davada avukatlar ve yargılanan siyasetçiler mahkeme heyetinin “bağımsız ve tarafsız” olmadığını ileri sürerek reddi hakim ve tahliye talebinde bulundu. Talepler mahkeme tarafından reddedildi.

İlk iki duruşmada başlayamayan yargılamanın üçüncü duruşması farklı olacak mı tahmin etmek zor.

Bu arada, geçen hafta Avrupa Komisyonu Bakanlar Konseyi, Türkiye’nin uygulamadığı AİHM kararlarını gündemine aldı. Komisyon, ilk olarak 3 yıl 7 aydır tutuklu bulunan sivil toplum lideri ve iş insanı Osman Kavala ve Demirtaş olmak üzere, kararlara direnmeye devam ettiği takdirde Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını duyurdu.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Selahattin Demirtaş’ın uygulanmayan AİHM Büyük Dairesi kararı için de, Türkiye’ye yargı bağımsızlığını güçlendirmek için alınan tedbirleri de içerecek bir eylem planı sunulması için 22 Haziran’a kadar süre verdi.

Komite’nin 9-11 Mart tarihli kararına rağmen Demirtaş’a örgüt propagandasından verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezasını onayan Yargıtay kararının çevirisi ve kararın yol açacağı sonuçlarla ilgili de kapsamlı bilgi istendi. Komite, Eylül oturumunda dosyayı incelemeye devam edecek.

AİHM, Demirtaş başvurusunda ilk kararını 20 Kasım 2018’de açıkladı. Demirtaş’ın “özgürlük ve güvenlik” ile “seçme ve seçilme” haklarının ihlal edildiğine hükmetti. Mahkeme, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 18. Maddesi’ne atıfta bulunarak, Demirtaş’ın hukuki değil, siyasi nedenlerle tutuklandığı sonucuna da vardı. Bu kararla Türkiye ilk kez AİHS’in 18. Maddesi’ni ihlal etmekten suçlu bulunmuş oldu.

Türkiye’nin uymakla yükümlü olduğu kararla Demirtaş’ın tahliyesi beklenirken, hükümet kanadından ilk açıklama Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, karara ilişkin “Bizi bağlamaz. Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamasının ardından Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı ve AİHM’in ihlal kararı vererek, derhal tahliyesini istediği davanın görüldüğü Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye talebini reddetti.

Erdoğan’ın “Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” söylemi de bu kararla devreye girdi. Demirtaş’ın AİHM kararından iki ay önce, 7 Eylül 2018’de, “Örgüt propagandası yapmak” gerekçesiyle yargılandığı ve 4 yıl 8 ay hapis cezası aldığı davada yeni bir gelişme yaşandı. 4 Aralık 2018 günü İstinaf Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını onadığını açıkladı. Kararın onanması ile birlikte Demirtaş artık yargılanmış olduğu başka bir dava kapsamında hükümlü statüsüne geçmiş oldu.i

AİHM Duruşması Öncesi Tahliye Kararı

AİHM Büyük Daire, tahliye talebinin reddedilmesine yapılan itirazlar üzerine, Demirtaş dosyası ile ilgili 18 Eylül 2019’da duruşma günü verdiğini açıkladı. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, AIHM duruşmasından hemen önce, 2 Eylül 2019’da, daha önce tahliyesini reddettiği Demirtaş’ı tahliye etti. Artık Demirtaş, yargılandığı ana davadan değil, “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılandığı bir diğer davadan aldığı cezanın onanması nedeniyle hükümlü olduğu için tahliye edilmemiş oldu.

Büyük Daire, 22 Aralık 2020 tarihinde açıkladığı kararında, bir önceki kararını daha da sertleştirdi. Hakkındaki hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için Demirtaş’ın “derhal serbest bırakılması” gerektiğini bir kez daha tekrarladı. AİHS’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci maddesinin 1 ve 3’üncü paragraflarının ihlal edildiği sonucuna varan Daire, Demirtaş’ın tutukluluğunun “hukuki değil, gizli siyasi amaçlardan kaynaklandığı” hükmünü yeniden vurguladı. Bu kararla Demirtaş’ın “hukuki değil, siyasi olarak tutuklandığı” bir nevi tescillenmiş oldu.

Ancak bu karara rağmen Demirtaş, dört yıl yedi ayı aşkın süredir cezaevinde.

‘7 Haziran 2015 Seçimlerini Asla Unutmayın!’

Demirtaş’ın siyasi saiklerle tutuklu olduğunu bir başka itirafı da 9 Haziran 2021 tarihindeki AK Parti Grup toplantısında Erdoğan’ın altını çizdiği sözlerle açığa çıkıyordu. “7 Haziran 2015 seçimlerini asla unutmayın” sözlerini sarf ettiğinden iki gün önce, 7 Haziran’ın altıncı yıl dönümünde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı HDP’nin kapatılması ve 451 siyasetçi hakkında siyasi yasak istediği iddianameyi hazırlayarak Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi.

Tahliye Kararı Verilen Gün Yeniden Tutuklandı

“Yargı Reformu Strateji Belgesi” çerçevesinde hazırlanan 1. yargı paketinin Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle, avukatlarının Demirtaş’ın tahliye edilmesi talebiyle İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptıkları başvuru olumlu sonuçlandı.

Ancak henüz karar infaz savcılığına ulaşmamışken, yeni bir “karşı hamle” devreye sokuldu.

Çözüm süreci sırasında IŞİD’in Suriye’nin kuzeyinde yer alan Kobani kentine saldırması, başta Güneydoğu’daki bölge kentleri olmak üzere Türkiye’nin onlarca kentine protesto edilmişti. Resmî açıklamalara göre, 35 il ve 96 ilçede yapılan protestolar suresince yaşanan olaylarda 37 kişi yaşamını yitirdi. İktidar, ilerleyen yıllarda olaylar sırasında meydana gelen ölümlerle ilgili olarak sokak eylemi çağrısı yapan HDP’yi suçladı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Eylül 2019’da Kobani olayları ile ilgili yeni bir soruşturma başlattı. Demirtaş’ın, İstanbul mahkemesinin kararı üzerine tahliye edilmesinin beklendiği gün, Kobani olayları soruşturması kapsamında ikinci defa tutuklanmasına karar verildi. Demirtaş ve HDP’nin Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, savcılığın talebi üzerine Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği, tarafından tutuklandı. Böylece Demirtaş için verilen tahliye kararı uygulanamadan, Kobani soruşturması kapsamında yeniden tutuklanmış oldu.

Savcılık tarafından 31 Aralık 2020 tarihinde hazırlanan ve 234 klasörden oluşan 3 bin 500 sayfalık iddianame Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Ocak 2021’de kabul edildi.

Hazırlanan iddianamede, 28’i tutuklu 108 kişi sanık olarak yer alıyor. Demirtaş ve Yüksekdağ’ın yanı sıra dönemin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Kars Belediye Başkanı seçildikten sonra görevden alınarak, yerine kayyum atanan, sonrasında tutuklanan Ayhan Bilgen, HDP eski milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Ayla Akat Ata ile başka bir davadan tutuklu bulunan Sebahat Tuncel gibi siyasetçiler de sanıklar arasında.

Davada 2 bin 676 kişi ve kurum ise müşteki olarak yer alıyor.

Söz konusu iddianame kapsamında sanıklara “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma,” “öldürme,” “öldürmeye teşebbüs,” “yağma”, “alıkoyma,” “mala zarar verme,” “kamu malına zarar verme” gibi suçlamalar yöneltiliyor. 108 kişi hakkında açılan davada sanıklar hakkında 29 ayrı suçlamayla 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680’er yıl hapis cezası isteniyor.

Ne var ki Kobani eylemleri gerekçesiyle Demirtaş hakkındaki soruşturmada esasen 2016’da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yetkisizlik kararı verilmiş, dosya Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. Böylece soruşturma ana dava iddianamesi içerisinde 31 no’lu fezleke olarak yer almıştı.

Demirtaş, tutuklu olduğu Kobani davasından tahliye edilmez, yargılama sonunda da ceza alırsa, hükümlü olarak hapiste olacak. Ancak bu davadan ceza almasa bile, ilerleyen zamanlarda Demirtaş’ı hapiste tutmaya devam edebilecek pek çok başka dava da bulunuyor.

Daha geniş bir kronoloji için tıklayınız.