“Sokak Hayvanlarının Mahalle Sakinlerinden Hiçbir Farkı Yok”

Dünya Sokak Hayvanları Günü 4 Nisan’da kutlanıyor ancak hala Hayvan Hakları Kanunu, TBMM’de görüşülerek yasalaşmadı. Dolayısıyla, hayvan hakları ihlallerine yönelik yaptırımlar hayata geçirilemedi. Hayvanlara karşı suç işleyen faillerin çok azı tespit ediliyor; verilen cezalar ise caydırıcı değil. Bu vesileyle, Burak Özgüner’i sevgiyle anıyor ve “Sokak hayvanlarının, mahalle sakinlerimizden hiçbir farkı yok. Hayvanların duyulmayan sesini hep birlikte yükseltelim” sözlerini hatırlatıyoruz.

Hayvan severlerin yıllardır dile getirdiği gibi, sokak hayvanlarının korunması şüphesiz hayatlarını güvence altına almakla mümkün olabilir. Bu da hayvan hakları ihlaline karşı caydırıcı cezaların hayata geçirilmesini gerekli kılıyor. Hayvan hakları örgütleri ihlallerin önüne geçmek için, öncelikle insanlar gibi hayvanların da yaşam haklarının anayasal güvence altına alınmasını ve Anayasa’ya devletin “hayvanların yaşam haklarını koruma sorumluluğu” olduğu hükmünün eklenmesi gerektiğini belirtiyorlar.

“Hayvanlar, Doğuştan Gelen Haklara Sahip ve Duyguları Olan Hissedebilen Bireyler!”

Sokak Hayvanları Günü

Avrupa Birliği mevzuatı ile AB üye ülke yasalarına referans veren hayvan severler, AB Anayasası’nda hayvanların “doğuştan gelen haklara sahip ve duyguları olan hissedebilen bireyler” olarak tanımlandığını hatırlatıyorlar. Nitekim TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu Raporu da buna benzer ifadeler içeriyor. Raporun öneriler kısmında, “hayvanlar, hukuk öznesi sayılmasa da hukuk nesnesi de (eşya) sayılmamalı, can taşıdıkları ve duygulu varlıklar oldukları göz önüne alınarak, kendine özgü yapısı içinde değerlendirilmelidir.” tespiti yapılıyor.

Hayvan hakları alanında çalışan STK’lar, TBMM’de görüşülmeyi bekleyen Hayvan Hakları Yasası’nda 3 yıla kadar hapis cezası, hayvanları korumak ve beslemekle yükümlü olan belediyelere, bu sorumluluklarını yerine getirmemeleri durumlarda hakkında soruşturma açılması ve ceza verilmesi gibi önerilerini dile getiriyor.

Yaşam İçin Yasa inisiyatifi, hayvana yönelik öldürme, zulüm, işkence, cinsel şiddet, hayvan dövüştürme, bir hayvan neslini yok etme fiillerine, ertelemesiz ve indirimsiz hapis cezası getirilmesi gerektiğini ve bu fiilleri işleyen faillere uygulanacak cezanın alt sınırının 3 yıl olması gerektiğini savunuyor. Ancak 11 Mart 2021 tarihinde Hayvan Hakları Yasası için STK’lara yapılan bilgilendirmede, iktidarın hayvanlara uygulanan şiddet için belirlenecek cezanın “alt sınırını 6 ay olarak düzenlemeyi” planladığı görülüyor. Bu noktada, Yaşam İçin Yasa, “alt sınırı 3 yıl olmayan cezalarda erteleme/indirimin devreye girdiğini” hatırlatıyor; bu nedenle de “hapis cezası getirmeyen bir düzenlemenin caydırıcı bir ceza olmayacağına” dikkat çekiyor.

Sokak Hayvanları Günü

HAKİM tarafından bilgi edinme hakkı kapsamında, Tarım ve Orman Bakanlığı Yaban Hayatı Daire Başkanlığı’ndan elde edilen verilere göre, 2020 yılında hayvan hakkı ihlalleri ile ilgili sadece 15 belediyeye idari yaptırım uygulandı. Oysa, 2020 yılında onlarca belediye hayvanların haklarını ihlal etti. Sadece, HAKİM tarafından hazırlanan 2020 yılı Hayvan Hakkı İhlal Raporu’nda bile onlarca belediye eliyle yapılmış ihlal raporlandı. HAKİM, “yaşanan ihlallerin çok azının raporlara yansıdığını” hatırlatıyor ve bu tür ihlaller “kapalı kapılar ardında yaşandığından çok küçük bir kısmının medyaya yansıdığına dikkat çekiyor.

HAKİM, hayvan hakları ihlallerinin yaşanmaması için, Belediyelerin mevzuattan doğan görevlerini yerine getirip getirmediğinin denetlenmesi, belediye görevlilerinin “soruşturma engeline” takılmadan soruşturulmaları ve görevlerini yerine getirmeyen belediyelere ağır idari yaptırımların uygulanması gerektiğini kaydediyor. Ayrıca, söz konusu ceza idari para cezasının, vatandaşlardan toplanan vergilerle değil hayvan haklarını ihlâl eden belediye görevlisine kesilmesini öneriyor.  Ayrıca, hayvana şiddet içeren fiillerin belediye görevlileri tarafından gerçekleştirilmesi halinde “nitelikli hal” kabul edilerek ağırlaştırılmış ceza uygulanması gerektiğini kaydediyor.

Yine HAKİM’in  açıkladığı verilere göre, 2020 yılında hayvana şiddet uygulayan kişilerden sadece 790 fail tespit edilebildi.  Bu kişilere 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na muhalefetten toplam 5 milyon 377 bin 344 TL idari para cezası kesildi.

“Sokak Hayvanlarının Mahalle Sakinlerinden Hiçbir Farkı Yok”
 “Sokak Ortasında Öldürme Devri Bitti Üstü Kapalı Soykırım, Tehcir Geldi”

Dünya Sokak Hayvanları Günü’nde hayvan hakları savunucularının önde gelen isimlerinden Burak Özgüner’in Sivil Sayfalar’da yer alan yazılarından birkaç cümle alıntı yaparak ile hatırlayalım;

“2004 yılına kadar sokak hayvanları, yasal bir şekilde sokak ortasında vurularak ya da zehirlenerek, çöplüklere terk edilerek buralarda yavaş bir şekilde öldürülüyordu. Hayvanları Koruma Kanunu’nun kabul edilmesi ile bu “soykırım” uygulamalarını sokak ortasında göremez olduk. Kanun, sokak hayvanlarının öldürülmesini yasakladı ancak bu kez, kapalı kapılar ardında ya da şehir dışında “köpek havzaları” dediğimiz, orman, çöp depolama sahası, maden ocağı gibi alanlarda hayvanlar “ortadan kaldırılmaya” devam edildi. Yani soykırım gitti, yerine üstü kapalı soykırım, tehcir geldi. Ancak ülkemiz, denetimsizlik diyarı olduğu için, belediyeler kanunu uygulamadı ve bu tehcir uygulamaları, toplu katliamlar devam etti. Kanuna göre, hayvanların öldürülmesi yasak olduğu kadar, onların terk edilmeleri de hâlâ yasak tabii…

Her dönem duyduğumuz “Hayvana işkenceye hapis cezası geliyor” müjdelerinin (!) gerçekten uygulanabilir bir şekilde hapis cezası getirilse dahi, o hayvanlar sokaklardan silindikten sonra, hiçbir anlamı kalmayacağını da hatırlatmak istiyorum. Yüzbinlerce hayvanın kaderi, her dönem ne şekilde değiştirileceği dahi belli olmayan, sivil toplumun yasama süreçlerinin dışında bırakılmak istendiği, gizli saklı hazırlanan yasa tasarıları ile değiştirilmek isteniyor.

Sokak hayvanlarının, mahalle sakinlerimizden hiçbir farkı yok… Hayvanların duyulmayan sesini hep birlikte yükseltelim.”

Dünya Sokak Hayvanları Günü’nde hayvanları daha yakından tanımak ve duygularını daha iyi anlayabilmek için dilerseniz ödüllü belgesel önerilerimizi izleyebilirsiniz: Kedi, StraySokak Köpeği.