“Yasal Mevzuat Olmaması Gönüllülüğün Önünde Engel Teşkil Ediyor”

‘Gönüllü Hakları Yasası’ çalışmalarını konuştuğumuz Genç Düşünce Enstitüsü Genel Başkanı Muratcan Işıldak, gönüllülüğe dair yasal bir mevzuat olmayışının, gönüllülüğün gelişmesinin önünde engel teşkil ettiğini belirtiyor.

Gönüllülük nedir, nasıl tanımlarsınız? Gönüllü yasası nedir açıklar mısınız?

Muratcan Işıldak
Muratcan Işıldak

Gönüllü kavramının ülkemizde yaşayan her birey için farklı bir anlam ifade ettiğini düşünüyorum ve bu topraklarda gönüllü faaliyet göstermek kültürel olarak ciddi bir yaygınlığa sahiptir. Son dönemlerde görüştüğüm birçok kişi gönüllü çalışmaları sadece “ücretsiz” veya ” karşılık beklemeden” yapılan iş olarak adlandırıyor.

12 yaşımdan bu yana gönüllülük çalışmalarında içinde olmam ile beraber bu tanımın gönüllülere ciddi zarar verdiği kanısındayım. Buna istinaden bizim ortaya koymak için gayret gösterdiğimiz “gönüllülüğü”, yaptığı çalışmaya inanan ve bu çalışmayı her alanda savunmaya hazır olan kişi olarak tanımlıyoruz.

Sivil toplum ve gönüllülük çerçeve olarak kavramsallaştırılması görece bulunduğumuz bölgede aslında çok da yeni kavramlar değiller. Gönüllülük, sivil toplumda ya da sivil toplum örgütlerinde üyelerinin ve katılımcılarının toplumsal fayda sağlamayı amaçlayan bir süreç içerisinde olmaları adına tanımlandığını görmekteyiz. Ancak toplumsal çerçevede aktif veya duyarlı yurttaşlık ile kurulmuş ve bireylerin toplumsal katılımını hedeflemiş bir anlayış ile karşılaşmaktayız. Bahsi geçen her iki kavramda, gönüllü ve gönüllülük tanımında yurttaşların toplumsal bir fayda ve toplumsal hayata katılım için emek/saat karşılığı bir ücret talep etmeden sarf ettikleri bir katılım modeli anlayışı olduğunu açıkça görmekteyiz. 

Sivil alanda genel olarak hak temelli çalışan gönüllü arkadaşlarımız da bizimle aynı fikirde olacaklardır. Gönül vererek çalışmanın bir çerçevesi olması gerekmektedir. “Eti senin, kemiği benim” anlayışına karşı olarak bizim görüşümüz et ve kemik bir arada dursun ve gönüllüler yasal koruma kapsamında bulunsunlar.

Genç Düşünce Enstitüsü olarak şu sıralar ‘Gönüllü Hakları Yasası’ çalışmanız gündemde. Çalışma ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

2017 yıllından bu yana Gönüllülük ve Demokratik Katılım üzerine çalışıyoruz. Gönüllülük Yasası teklifini biz geniş bir katılım ile kaleme aldık. 270 aktivist ve sivil toplum temsilcisi ile bir araya gelerek hepsinin tek tek fikirlerini ve düşüncelerini aldık. Hem gönüllüyü koruyan ve haklarını teslim eden hem de kurumları koruyarak ortak çerçevede buluşan bir ortak çerçeve metin kaleme aldık. Gönüllülük Yasa Tasarısı içerisinde Amaç, Tanımlar, Gönüllü Kişi Olma Şartları, Gönüllülerin Hak ve Yükümlülükleri, Gönüllü Hizmeti Alan Gerçek veya Tüzel Kişinin Hak ve Yükümlülükleri, Gönüllülük Sözleşmesinin İçermesi Gereken Unsurlar, Gönüllülük Çalışma Süreleri, Gönüllülük Kartı içeriği gibi konular yer almakta. 

Türkiye’deki gönüllülük faaliyetlerinin rolü ve yaptığı katkıları değerlendirir misiniz? Türkiye’de gönüllülerle çalışan örgütlerin alternatif gönüllülük politikaları ve modelleri var mı bahseder misiniz?

Bizim önerimiz “gönüllülerin” çalışma saatlerin ve iş kapsamlarının belli tutulması ve bunun bir defterde kaydının olmasıdır. Bu kapsam iki tarafı da koruma altına alacaktır. Gönüllünün eğer kurumu bir zarara uğratması söz konusu olur ise onun takibi veya kurumun bünyesinde barındırdığı gönüllüye oluşturduğu zararın tespiti daha görünür ve kolay olacaktır. Sunmuş bulunduğumuz tasarıda iş kanunu, yabancılar kanunu başta olmak üzere çeşitli değişiklikler ile sağlıklı bir süreç yürütülmesinin mümkün olacağını açıkça ifade etmiş bulunuyoruz.

Türkiye’de gönüllüler sürdürülebilir insani kalkınmaya katkı sunuyor mu?

Gönüllülük ve sivil katılım demokratik toplumda çok önemli bir bileşendir. Vaktini ve enerjisini kamu yararı için ayıran gönüllüler, sosyal, ekonomik ve çevresel ilerlemeye katkıda bulunan bireylerin ve kuruluşların gösterdiği bağlılığı ve gönüllü çabaları gücü gözden kaçırılmamalı; aksine kabul edilmeli, değerlendirilmeli ve büyütülmelidir.

Peki, gönüllü çalışmaları yürüten örgütlere yönelik algı/güven sorunları ile ilgili ne söylemek istersiniz?

Siz bir kurumda üye olduğunuz vakit, ilgili kurumun tüzüğü kapsamında haklarınız ve çerçeveniz bellidir. İlgili resmi kurumun bütün çalışmalarında hak sahibi olma hakkınız saklıdır. 

Gönüllü olduğunuz vakit maalesef birçok kurumda varlığınız bir “hayalet” kapsamında tutulmaktadır.

Bu sorun özellikle kurumda profesyonel çalışan varsa ikiye katlanmaktadır. Ücretli olarak çalışan hem sigortalı, hem de resmiyet çerçevesinde gönül veren gönüllüye gönül koymaktadır. Gönüllülük, örgütlenmenin ilk aşamasıdır, inanma halidir ve sorumlu bireylerden toplum olmaya giden bir yoldur. Gönüllü Çalışmaların bir fiyat döngüsü olmadığından ötürü kaçak işçi statüsünde bazı durumlarda tutulması, hatta daha önce de belirttiğim üzere kurum ile gönüllü arasında olası bir mağduriyette, gönüllü olarak orada bulunan kişinin varlığı dahi kurum içinde sorgulanmaktadır.

Gönüllülerin en temel sorunu nedir?

Birincisi iletişimsizlik, ikincisi katılım. Gönüllük daha çok sivil toplum kuruluşları aracılığı ile yürütülüyor, STK üyeliği de yetersiz. Cinsiyet dağılımına bakıldığında kadın üye sayısı, erkek üyelerin altıda biri civarında. Gönüllü kazanma ve gönüllülerle çalışma kültüründeki eksiklikler nedeniyle “gönüllü olma” anlayışı yoktur. Kişi ek masraf yapacağından çekinir. Gönüllülere ulaşma ve kuruma çekme aşamasında, kurumun alt yapısı, şeffaflık ilkesini gözetmemesi, hedeflerini iyi belirlememesi ve iyi bir tanıtım yapmaması gönüllülerin davet edilme sebebinin net olarak belirlenmemesi sebebiyle olumsuzluklar yaşanmaktadır.

Üçüncüsü mevzuat; gönüllülüğe dair yasal bir mevzuatın olmadığı için gönüllülük, İş Kanunu vb. farklı yasaların altında değerlendirilmektedir. Ancak bu durum gönüllülüğün gelişmesinin önünde engel teşkil etmektedir. Gönüllülükle ilgili ve STK’lar ile gönüllüler arasındaki ilişkileri düzenleyen herhangi bir özel düzenleme olmadığından, bazı STK’ların kendi gönüllülük politikalarını geliştirdikleri için uygulamalarda sorun yaşanmaktadır. Çoğunlukla emeklerinin, yatırımlarının, zamanlarının suistimal edilmesi veya suistimal edildiğini düşünmeleri. 2/ diğer kişilere gönüllü olmaları için gönüllülük, İş gücü sömürüsü olarak görülmektedir.

Türkiye’de halen gönüllülerin haklarını koruyan ve gönüllü haklarının çerçevesini belirleyen, gönüllü katılımı ve yönetimi konusunda yasal dayanak veya mevzuat bulunmuyor.