KA.DER 24. Yılını ‘’Eşit Temsiliyet Mücadelesi’’ Söyleşisi ile Kutladı

Kadın Adayları Destekleme Derneği, 24. Yılını dünya örnekleri ile kadınların eşit temsiliyet mücadelesinin konuşulduğu bir panelle kutladı. Avrupa Sosyalistler Partisi Yönetim Kurulu üyesi Kader Sevinç’in moderatörlüğünü üstlendiği söyleşiye KADER’in kurucu üyeleri de katılarak mücadele sürecini izleyicilerle paylaştılar.

Açılış konuşmasını yapan KA.DER Başkanı Nuray Karaoğlu, Türkiye’de kadınların karar alma mekanizmalarında yer alabilmesi için 18 üye ile kurulan KA.DER’in 24. yılında olduğunu belirterek, “Özgürlüklerimizi örgütlemek adına mücadeleyi sürdürüyoruz.” dedi. Karaoğlu, kadınların geleceği birlikte dayanışarak örgütleyeceğini de kaydetti. 

KADER Eşit Temsiliyet Meselesi söyleşisiEtkinlikte konuşan kurucu üyelerden Ayşe Ayata, 1995 yılında CHP’den aday olup seçilemediğini, o sene yüzde 2 gibi bir oranla kadınların Meclis’e girdiğini hatırlatarak, “1996 yılının bahar aylarında ‘kadın adayları desteklemek için bir dernek kuralım’ dedik. Hepimiz derneği silip süpürmekten maddi yardıma kadar her şeye hazırız dedik. 18 kişilik bir kurucular heyeti oldu. Kurulur kurulmaz Ankara şubesini açtık. KA.DER’in yaşamasını başından itibaren AB desteği ve kadın arkadaşların azmi ile devam ettirdik. Başladığımız günden bugüne baktığımızda yüzde 2’den 17’ye gelmek kulağa hoş geliyor.’’ şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz hafta aldığı ödülü tüm kadınlara hediye ettiğini söyleyen Canan Arın ise, “KA.DER’in tüzüğünü Leventteki evimde Şirin ile birlikte yazmıştık. Türkiye’de gittikçe ağırlaşan patriyarka ile yeniden kadın başbakan olabilir mi bilmiyorum.” diyerek duygularını paylaştı.

Kotalar Başarı Sağlanmasında Etkili

Nesiller Boyu Eşitlik Forumu İdari Koordinatörü ve BM Kadın ve Sivil Toplum Direktörü Lopa Banerje, sadece parlamentolarda değil her alanda kadınların lehine kotaların olması gerektiğini kaydetti. Dünya Banarje, dünya nüfusunun yarısının kadın olduğu varsayımıyla oranın yüzde 50’ye çıkarılana kadar mücadele edilmesi gerektiğini savundu. 

Sivil toplum, siyaset, medya, akademi başta olmak üzere her sektörden kadınlarla feminist koalisyonlar kurarak başarıya ulaşabileceğini belirten Banarje, kadına karşı her türlü şiddet için yasaları aktive etmek ve aksiyon almak gerektiğini söyledi. Toplumun her alanında kadınların şiddete uğradığını ve bir şekilde sessizleştirildiğini hatırlatan Banerje, “Her ülkede ve her alanda bir standardı sağlayana kadar mücadele etmeli. Şiddetin her türlüsüne karşı sıfır tolerans demeliyiz. Özellikle kültürel normlar ve nosyonlar bu şiddetin kırılmasında en büyük engel. Bu yüzden yazılı sözleşmelere ve yasalara ihtiyaç var’’ dedi.

Kuzey Makedonya Savunma Bakanı Radmila Sherkerinska Jankovska da konuşmasında Balkan ülkelerindeki kadınların mevcut durumu ve hak mücadelesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kadınların çalışma hayatındaki değişiklikleri ev içinde sürdüremediğini belirten Jankovska, “Babaannelerimiz ofisimize gelseler çalışma koşullarındaki değişikliklere şaşırırlardı, eve gitseler aile bakımında bir değişiklik yok. Mesleki alanlarda başardığımızı ev içinde başaramıyoruz.’’ dedi.

Sosyal medyanın yıkıcı etkisinden bahsederek İngiltere ve Amerika’da kadın adaylara hâksız bir muamele şeklinin olduğunu ifade eden Jankovska, “Mesela parlamenterlerin kişisel seyahat harcamaları çıktı, bunlar kadın olsaydı büyük puntolarla yazılırdı. Buna pandoranın kutusu diyoruz. Çok başarılı kadın siyasetçilerin korkup yollarını değiştirdiklerini kendim gördüm.” diyerek kadınların karşılaştıkları çifte standartlardan örnekler verdi. 

Eşit Temsil Mücadelesinin Zorlukları

KA.DER’in kadınları desteklemek ve hazırlamak adına iyi bir mücadele verdiğini, çünkü siyasette kadının kararlı bir şekilde insani görünmek hem de empatik göstermek zorunda olduğunu savunan Jankovska, “Yaş aldıkça şunu gördüm kendi ülkesini ve partisini temsil eden hem sesini yükseltip hem de bütün bireylerin dinlediği bir kadın olmam gerektiğini öğrendim. Yirmi yıl önceki halime bakınca AB parlamentosunda asansöre binmiştim ve diğer meclis üyeleriyle aynı onlarla aynı kokartı taşıyordum ama onlara göre ancak bir tercüman olabilirdim.’’ şeklinde konuştu. Hem cinsiyet eşitsizliği hem fırsat eşitsizliği üst üste bindiği zaman eşit temsil mücadelesi vermenin zor olduğunu vurgulayan Jankovska, Balkanlar’daki kadın ağlarının kolektif çalıştığını mesela kürtaj ile ilgili bir yasa için Hırvatistan ve Karadağ’dan kadınların dayanışma ve hukuki destek vermek için bir araya geldiklerinden bahsetti. 

Jankovska, “savunma alanında çalışan bir kadın bakan olduğuyla ilgili nasıl eleştiriler aldığı” şeklindeki soruyu ise şöyle yanıtladı: “Türkiye’de ve Makedonya’da askeri sistem birbirinden farklı. Bizde vicdani red var. Askere gitme zorunluluğu yoktur. Mesleki açıdan asker olmak isterse o zaman olur. Türkiye’deki kadar orduya bütçe ayrılmaz. Ben feminist çevrelerden çok destek aldım. Kadınların aday olduklarında feminist olduklarını söylemeleri çok olası değil. Ben hiçbir şekilde çekinmedim eşit hakların savunucusuyum. Bu yapılar benim feminist olduğumu bilerek destek oldular. Bizler orduda kadın adaylar için yer almaya çalışıyoruz. Biliyorum kulağa uç gelecek yüz başı ve generallerin sayısını üçe çıkardım. Bir savaş ve atak birimi komutanı bizzat kadın. Sıcak çatışma biriminin lideri bir kadın. Yanımda üç tane kadının bulunduğu bir toplantıya katılıyorum. Bu da değişimin gerçekleştiğinin göstergesidir.” diye konuştu.